Kuruluş ve var oluş amacı; kendilerinin haklarını korumak ve yaşamlarını kolaylaştırmak olan sivil toplum kuruluşları ve dernekleri tarafından dahi, ka’ale alınmıyor, bir çay ikram edilip, adeta başlarından savılan kişilerdir.
Kendileri için verilen hizmetin bir lütuf olarak görüldüğü, baş tapıldığı kişilerdir engelliler.
Sadece karar vericilerin yeteri kadar ilgilenmemesi değil, toplumun “Allah’ından buldu” gibi düşünce bozuklukları da engellilere birer zorluktur.
Duş alırken soğuk fayansla çarpıp aklının çıkması, yüzümüze atılan sert bir tokat gibi o sözler…
Toplum içinde bu duruma nasıl geldiğiniz acınarak irdelenir. Yanınızda eşiniz, sevgiliniz varsa onun için üzülünür, çocuğunuz varsa onlara şevkat dolu gözlerle dolu dolu bakılır ve bunlar yapılırken siz hiç yokmuşsunuz gibi davranılır. Sizin ve yakınlarınızın hiç duygusu yokmuş gibi davranırlarken her cümlenin sonuna da mutlaka “şükür de” ifadesi getirirler.
Bir trenmişsinizcesine yüzünüze bakıp, sizinle aynı ortamda tekrar bulunmak istemeyen kişiler için “yaradılanı severiz yaradandan ötürü” tümden yalan olur.
Güzelliklerini bozmamız için, yanlarında olmamızı dahi istemezler!
Hiçbir engel aşılamaz değildir iki kişi isterse, ama iki kişi de isterse.
İnsanları artık ikiye ayırıyorum, sadece ikiye!
İnsanlar ve yobazlar!..