Hayatımıza sosyal medyanın girmesiyle birlikte hepimiz özel diyebileceğimiz alanları dahi birbirimizle paylaşmaya ve dünyanın bir ucundaki hayatların da günlük rutinlerini takip etmeye başladık. İnternetin hızla gelişmesiyle birlikte dünya bizim için adeta bir köy halini almış durumdayken, sosyal medya bizi her kesimden insanın dünyasıyla tanıştırmaya başladı. Bu ruhumuz üzerinde de pek çok etkinin ortaya çıkmasına da sebebiyet verdi. Gerçeklik algımız fazlasıyla değişime uğradı.
Gün boyu pek çok sosyal medya platformunda beğendiğimiz, sevdiğimiz insanların hayatlarını takip ediyoruz. Bu bizim zihin ve ruh sağlığımız üzerinde farkında olmasa bile etkiler yaratıyor. Bu platformlarda yaratılan mutluluk, güzellik algısı gerçeklikten uzaklaştırıcı bir etkiye de sahip. Gerçeklikten uzak yaratılan sanal mutluluklar ve çizilen güzellik portreleri elbette gerçeklikten uzak hayatları da yaratıyor. Kullanılan filtreler, kurgulanan hayat kesitleri kişilerin mış gibi yaptıkları bir alan yaratıp, takip edenlerin de bunu gerçek olarak düşündükleri bir ağ oluşturuyor. Uzun saatler bu platformlarda vakit geçirenler için bunun yarattığı etkileri de hesaplamak zor olmasa gerek. Öz güven eksikliği yaşayan insanlar da gördükleri sanal ışıltıya kapılıp, mutsuz bir ruh haline bürünüyor.
Sanal dünyada var olan ışıltıyla birlikte pek çok kişilik bozukluğu, depresyon gibi sonuçlar hayatımıza yerleştiğinde işte o zaman madalyonun diğer yüzüyle karşılaşmak hiç kolay olmuyor. Burada yaratılan dünyanın gerçek olmadığını, insanların burada genelde iyi hallerini yansıtıp, gerçek hayatta gerçek sorunlarla boğuştuğunu unutmamak gerek.
Sosyal medya bağımlılığı geliştirmemek için belli bir süre kısıtlamasına gitmek en azından yaşadığımız doğal hayatımızda daha az tahribat yaratmak için ilk adım olabilir. Bunun dışında eğlenmek, bilgilenmek için yeni dünyanın getirilerinden kendimizi soyutlamak doğru bir tutum değil mutlaka. Gerçek yaşamla bağlantıyı koparmamak sosyal medyayı doğru kullanmanın önemli bir parçası. Belli bir saatten sonra yapmamız gereken işlere, çalışmamız gereken derslere, okunması gereken kitaplara dönmek dengeyi korumak için işe yarayabilir.
Birbirimize bu alanlardan çok kolay ulaşıyor ve çok rahat iletişim kurabiliyoruz. Ancak pek çok insanın yaratmak istediği profili bu konuda yanlış karar verme ve analiz etme yeteneğimiz üzerinde de olumsuz etki yaratabiliyor. Buralarda kimin nasıl göründüğü, takipçi sayıları, insanlarla iletişim kurma şekli gerçek hayatın tamamını yansıtmıyor.