Vurun sanata

Vurun sanata
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Polonya’nın başkenti Varşova’daki Ulusal Müze, Natalia LL adındaki bir sanatçının muz yiyen çıplak kadın görüntülerinden oluşan çalışmasını kaldırma kararı alınca kamuoyunda büyük tepki oluştu; sosyal medya üzerinden mesajlar yağdı, çok sayıda siyasetçi, sanatçı ve sanatsever muz yerken çekilen görüntülerini paylaşarak kararı protesto etti, yüzlerce kişi müzenin önünde muz yiyerek tepkilerini gösterdi. Aslına bakılırsa sanatsal değeri tartışılabilecek bir yapıt; ancak 1970’li yılların feminist sanat üretimleri arasında yer aldığı ve toplumsal cinsiyet eşitliği bağlamında ele alındığından kaldırılma kararı bu kadar tepki çekti. Müzenin direktörü Jerzy Miziolek’in gerekçesi “Genç ve çocukları rahatsız edebilecek” olmasıydı. Feminist sanat yapıtlarının çoğunun amacı çocukları değil ama toplumu rahatsız ederek cinsiyet eşitliği için dikkat çekmek. Özellikle de ilk kuşak feminist sanatçılar, oldukça sert söylemli sanat yapıtlarıyla toplumun karşısına çıkmışlardı. Daha sonraki kuşaktan Tracey Emin’in “Everyone I Have Ever Slept With” 1963-1995 (“Yattığım Herkes” 1963-1995) başlıklı çalışması epeyce tartışılmıştı. Turner Ödülü kazanan ilk siyahi sanatçı olan İngiliz Chris Ofili’nin “The Holy Virgin Mary” (Kutsal Bakire Meryem) tablosu 1999’da New York’ta sergilendiğinde dönemin Belediye Başkanı, inançlı bir Katolik olan Rudy Giulani tarafından “iğrenç” olarak tanımlandı. Giuliani sergiyi kapamak ve müzeye verilen bütçeyi kesmek için girişimde bulundu ama talebi federal mahkeme tarafından reddedildi ve sonunda tablo bir açık arttırmada 4.6 milyon dolara satıldı.

EN BÜYÜK TEHLİKE ALıŞMAK VE KABUL ETMEK

Bizim sanatçılarımız ise sansüre uğrama ve yapıtlarının tahribi konusunda şerbetliler. Hem kamusal alandaki yapıtları vandallığa maruz kalıyor, hem de sanat ve kültürden zerre kadar anlamayan siyasetçiler ve yöneticilerle uğraşmak zorundalar. Üstelik haklarını savunmak için lehlerinde karar verebilecek mahkemeler de yok. Mehmet Aksoy’un Melih Gökçek tarafından içine tükürülen “Periler Ülkesi” heykelini ve “ucube” diye nitelendirilerek yıktırılan Kars’taki heykelleriyle ilgili hukuksal süreçleri hatırlayalım. En son ressam Ayfer Demircioğlu’nun Hüseyin Avni Yamaner ile birlikte açtığı Bursa’daki sergisi nü tablolar yüzünden kapatıldı. Serginin, resimleri müstehcen bulan bir kişinin şikayeti üzerine kapatılması üzerine Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği sanatçının yanında yer aldı; “Asıl üzücü olan toplumun ve medyanın bu uygulamalara alışması ve kabullenmesi. Türkiye’nin geleceği adına bizi bekleyen en büyük tehlikelerden biridir” dedi.

SANAT KALICIDIR

1865’te Édouard Manet’nin “Olympia”sı, 1917’de Marcel Duchamp’ın “Çeşme”si dönemlerinde büyük tepki görmesine rağmen sanat tarihinde büyük kırılmalar yarattılar ve çağdaş sanat onların üzerinde yükseldi. Duchamp’ın dediği gibi “Sanat, çölde beliren bir vaha gibi seraptır ama sanatın sahasında asla ölmezsiniz”. Serabı yok etmeye çalışmak ise boşa bir çabadır. Ona vuran zihniyet değil, sanat kalıcıdır.

 

0
kat_l_yorum_1
Katılıyorum +1
0
hatal_d_n_yorsun
Hatalı Düşünüyorsun
0
bilgi_in_te_ekk_r
Bilgi İçin Teşekkür
0
_a_rd_m
Şaşırdım
0
kat_lm_yorum_-1
Katılmıyorum -1
Vurun sanata
Yorum Yap

Türkiye Aktüel Haber Bültenine Ücretsiz Abone Olabilirsin

Yeni eklenen makalelerimizden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini şimdi başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Türkiye Aktüel ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!