Gözlem Değil, Gözetim: Dijitalin Ekonomi Politiği
Sosyal medya platformları, arama motorları, mobil uygulamalar ve akıllı cihazlar—günlük hayatımızın vazgeçilmez parçaları hâline geldiler. Ancak her kullanım, görünmez bir takasla gerçekleşiyor: bedava hizmet karşılığında kişisel verilerimizin verilmesi. Bu veriler yalnızca reklamcılara değil, siyasi danışmanlık şirketlerine, sigorta firmalarına ve veri aracısı devlerine de akıyor.
Shoshana Zuboff’un ortaya attığı şekliyle dijital gözetim kapitalizmi, kullanıcı davranışlarını izleyerek öngörülerde bulunan ve bu öngörüleri satılabilir ürüne dönüştüren bir ekonomik sistemdir. Yani biz sadece kullanıcı değiliz; aynı zamanda analiz edilen, sınıflandırılan, paketlenen ve pazarlanan kaynağız.
Veri Sömürüsü: Gönüllü Teslimiyetin Anatomisi
Bugün çoğumuz “Kabul ediyorum” düğmesine tıklayarak sayısız uygulamaya bizi izlemesi için izin veriyoruz. Dijital hizmetler, şeffaflık ilkesinden uzak, teknik ve uzun metinlerle şekillendirilmiş sözleşmelerle rızayı otomatikleştiriyor, eleştirel düşünmeyi devre dışı bırakıyor.
Bu sömürü biçimi geleneksel anlamda emek sömürüsüne benzemiyor ama zamanımızı, dikkatimizi ve kişisel bilgilerimizi çalan yeni bir meta düzeni yaratıyor. Üstelik bu kez farkına varmadan, isteyerek katılıyoruz bu düzene.
Toplumsal Etkiler: İzlenme Hâli Normalleşirken
Dijital gözetim yalnızca ticari bir mesele değil; aynı zamanda güç ilişkileriyle iç içe geçmiş sosyopolitik bir mekanizma. Gözetim, toplumsal denetimi artırıyor, kamusal tartışmaları şekillendiriyor ve kimi grupları daha fazla göz altına alırken kimilerini görünmez kılıyor.
Sosyal medyada önerilen içerikler, kimleri göreceğimizi ve ne düşüneceğimizi belirliyor. Böylece sadece verilerimiz değil, duyarlılıklarımız ve siyasi yönelimlerimiz de şekillendiriliyor.
Dijital Sosyoloji Bize Ne Söylüyor?
Dijital sosyoloji, bu yeni düzene eleştirel bir gözle bakmamızı sağlıyor. Teknolojik gelişmelerin yalnızca faydalarını değil, yol açtığı eşitsizlikleri, dışlamaları ve kontrol biçimlerini de görünür kılıyor.
Gözetim kapitalizmiyle baş edebilmek için yalnızca bireysel farkındalık yetmez; hukuki düzenlemeler, etik ilkeler ve kamusal denetim mekanizmaları gereklidir.
Yazı Dizisinin Ardından…
Bu yazı dizisinde dijital yerliler ve göçmenlerden siber sınıf farkına, dijital kamusallıktan veri sömürüsüne uzanan bir perspektif sunduk. Dijitalleşme, her ne kadar hayatı kolaylaştıran bir araç gibi görünse de, toplumsal eşitsizlikleri yeniden üreten ve güç ilişkilerini pekiştiren bir sistemin de taşıyıcısı.
Dijital sosyoloji, bu sistemi çözümlemenin ve daha adil, daha etik bir dijital geleceği tartışmanın en önemli yollarından biri. Çünkü dijital dünya sadece teknolojiyle değil, insanla ve toplumla da ilgilidir.