Harran Üniversitesi rektörünün TV programındaki sözlerini hatırlayın;
“İslami olarak Cumhurbaşkanı’na itaat etmek farz-ı ayındır. Karşı gelmek ise harpten kaçmak manasında haramdır!”
Tepkiler üzerine istifa etti rektör… İstifa gerekçesini; “Cumhurbaşkanlığı makamını yıpratmamak için gördüğüm lüzum üzerine…” diye bir cümle ile açıkladı…
Saray mesajı almıştır… Yakında ballı maaşı ile “vefa gösterilecekler” kadrosunda yerini alır…
Rektörümüz böyle…
**
Seçim döneminde sözde bir din adamı yine bir tv programında “AKP’ye oy vermek dinin gereğidir” manasında konuşmadı mı?
“Müslümanım diyen AKP’ye oy versin” diyen ilahiyat profesörlerini gördük…
İlahiyatçımız böyle…
**
“Okuma oranı arttıkça beni afakanlar basıyor” diyen adamı YÖK’e atadılar…
Sabahattin Zaim Üniversitesi rektör yardımcısıydı, istifa edince terfi aldı…
Unvanı Profesör… Prof’larımız böyle…
**
“Böylelerin” isimlerini yazmaya “gerek” görmedim ama sıradakinin adı hatırlanacak cinsten;
“Bizim milletimiz tarihte hiç satıcı olmadı. Ta ki Abdülaziz’e kadar… 10 yılda Osmanlı’yı tarumar ettiler, yıktılar. 1923’te koskoca 650 yıllık çınara darbe yaptılar. Cumhuriyet kuruldu…”
Osmanlı İmparatorluğu’nu emperyalizm değil de Mustafa Kemal Atatürk yıkmış gibi konuşan bu adamın adı Necmi Kadıoğlu. Esenyurt’u yönetiyor.
Belediye Başkanımız da bu…
**
Cumhuriyet’e “90 yıllık reklam arası bitti” diyen, “Bizans dostu kahpe İnönü” diye paylaşımlarda bulunan milletvekilimiz var… Üstelik Cumhuriyet’in özgür kıldığı ve Cumhuriyet sayesinde vekil olabilmiş bir kadındı… Tülay Babuşçu.
Vekillerimiz böyle…
**
Medyadaki maymunları, akademisyenleri, sözde Sivil Toplum Liderlerini ve yalaka işadamlarını geçiyorum…
**
Fotoğrafları görünce önce kıyafet balosu sandım…
Sözcü Gazetesi’ndeydi haber. Uganda’nın Başkenti Kampala’daki Kadın Büyükelçimiz Sedef Yavuzalp, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı için resepsiyon vermiş.
Sedef Hanım’ın üzerinde Truva Filmi’nden hatırlayacağınız kraliçe Helen’in kıyafeti var…
Katibinin durumu ise daha trajikomikti,
Başında zeytin dalı ile Yunan Tanrısı Zeus olmuştu…
Davetliler de bu görüntüye şaşırmış…
Cumhuriyet düşmanlarının vekil olduğu, rektör olduğu, medya yönettiği, Meclis’e girdiği ülkemizde bir Büyükelçimiz Ugandalı Helen olmuş çok mu?!
***
Demokrasiler Nasıl Ölür?…
Uzun süredir demokrasinin kendini koruma refleksi üzerine düşünüyordum…
Demokrasinin tüm nimetlerinden yararlanarak iktidara gelenler, onu ortadan kaldırmaya kalktıklarında buna engel olacak yine demokratik bir yol yok mu?
Kitapçımın çok satanlar listesinde başlığını okuyunca hemen aldım. Çünkü kafa yorduğum bu büyük sorunu irdeleyen müthiş bir araştırmaydı…
“Demokrasiler Nasıl Ölür?” isimli kitap, adından da anlaşıldığı üzere dünyada demokrasilerin “demagoglar” tarafından nasıl “araç” olarak kullanıldığını ve otoriter sistemlere dönüştürüldüğünü anlatıyor;
“İlerde diktatör olacak bir kişi güce ulaştığında ikinci bir kritik sınav ile karşılaşır. Otokrat lider demokratik kurumları yıkacak mı yoksa onlar tarafından sınırlandırılabilecek mi? Kurumlar seçilmiş otokrat liderleri kontrol etmek için tek başlarına yetersizdirler. Bu kurumların politik partiler, organize olmuş halk ve aynı zamanda demokratik standartlar ile korunmaları zorunludur…”
Kitapta Gürcistan, Macaristan, Peru, Filipinler, Rusya, Polonya, Sri Lanka, Ukrayna, Nikaragua ve Türkiye üzerine incelemeler yer alıyor.
Türkiye bölümünde Doğan Grubu medyasının satışa zorlanmasından, Koç Grubu’nun Gezi olaylarının ardından dev ihalelerden men edilmesine kadar örneklerle baskı süreci ve otoriterleşme anlatılıyor.
Demokrasiler tek adamlığa kayarken demagog liderler tarafından hangi tür olayların kaldıraç olarak kullanıldığı da çarpıcı şekilde işlenmiş.
Katılmadığınız bölümler de olabilir ancak bir çırpıda okunacak bu kitabı, “demokrasi” üzerine düşünüyor ve endişe taşıyorsanız okumalısınız…
Yazara ait yayınlanan son makaleleri gazete bayilerinden Yeni Çağ Gazetesi satın alarak okuyabilirsiniz.
