2002 yılından bu yana Türkiye’ye gelen 201 milyar dolarlık doğrudan yatırımınyüzde 73,8’lik kısmının Avrupa ülkelerinden geldiği açıklandı. Doğrudan yatırım, yatırım yapılan ülke riskinin de üstlenmek anlamına geldiği için borç veya portföy yatırımından çok daha değerli olduğu söylenir. Bu nedenle Türkiye riskini üstlenen yatırımcıların 3/4’ünün Avrupa kaynaklı olması dikkat çekici bulundu.
Türkiye’ye 2002’den bu yana toplam 201,3 milyar dolarlık doğrudan yatırım gelirken 152,1 milyar dolarlık sermaye girişi gerçekleşti. Ülkeye bu dönemde gelen sermayenin yüzde 73,8’i Avrupa ülkeleri kaynaklı oldu. AA muhabirinin Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının Uluslararası Doğrudan Yatırım verilerinden derlediği bilgilere göre, 2002’den bu yılın ağustos ayına kadar olan süreçte Türkiye’ye toplam 201,3 milyar dolarlık uluslararası doğrudan yatırım girişi gerçekleşti. Ülkeye bu dönemde gelen uluslararası doğrudan sermaye ise 152,1 milyar dolar seviyesinde oldu. Söz konusu dönemde, Avrupa ülkeleri kaynaklı sermaye girişi, 112,3 milyar dolarla toplam içinde yüzde 73,8’lik oranla pastadan en büyük payı aldı. Avrupa’yı yüzde 17 ile Asya ve yüzde 8,4 ile Amerika takip etti. Avrupa ülkeleri arasında 2002-2018 döneminde Türkiye’ye en fazla sermaye girişinin olduğu ülke, 24,2 milyar dolarla Hollanda oldu. Söz konusu rakamlar Hollanda’nın ülkeye giriş yapan toplam doğrudan sermaye girişi içindeki payı yüzde 15,9 oldu. Hollanda’yı 11,5 milyar dolarlık sermayenin geldiği ABD takip etti. Avusturya ise yaklaşık 10,5 milyar dolarlık doğrudan sermaye girişiyle 3’üncü sırada yer aldı. Sektörlere göre incelendiğinde, 2002-2018 döneminde, hizmetler sektörüne yapılan yatırımların toplam doğrudan yatırımlar içindeki oranı yüzde 61,9 olarak kayıtlarda yer aldı. Bu sektörü, yüzde 23,7 ile imalat ve yüzde 11,8 ile enerji takip etti. Hizmetler sektörü içinde doğrudan yatırım girişinin en çok olduğu alan yüzde 34,2 ile finans ve sigorta oldu. En çok yatırım alan diğer sektörler ise yüzde 8,3 ile telekomünikasyon, yüzde 6,1 ile toptan-perakende ticaret ve yüzde 4,5 ile ulaştırma-depolama olarak sıralandı.
Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Erdem, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, Türkiye’nin başta Avrupa şirketleri olmak üzere tüm uluslararası doğrudan yatırımcılar için büyük bir potansiyel ve bölgeye giriş için cazip fırsatlar sunduğunu söyledi. Türkiye’ye gelen uluslararası doğrudan yatırımlarda Avrupa ülkelerinin “aslan payını” oluşturduğunu vurgulayan Erdem, “Bu yıl eylül ayı sonu itibarıyla ülkemize gelen doğrudan yatırımlar toplamda 8 milyar dolardır. Son 9 ayda gelen net doğrudan yatırımların içinde Avrupa ülkelerinin payı ise yaklaşık yüzde 70’tir.” dedi. Erdem, dünyada yatırımların yönünün gelişmiş ekonomilerden Türkiye’nin de içinde yer aldığı gelişmekte olan ekonomilere doğru kaydığını aktararak şöyle devam etti: “Türkiye’nin, avantajına işleyen küresel uluslararası doğrudan yatırım akışlarındaki bu trendi yakalaması ve fırsatı değerlendirmesi önem taşımaktadır. Bu süreçte özellikle, Türkiye’nin, AB’ye tam üyelik ve kısa vadede Gümrük Birliği modernizasyon süreçlerini kararlılıkla sürdürmesi, sürdürülebilir rekabetçiliği ve refahı için zaruridir. Türkiye, ticaret ilişkileri, dış politika, terörle mücadele, göç, bölgesel istikrar ve kalkınma gibi pek çok alanda AB’nin vazgeçilemez bir stratejik ortağıdır.”
Erdem, Türkiye’nin küresel sermaye akışlarından aldığı payın önümüzdeki yıllarda yatırım ortamının iyileştirilmesine yönelik atılacak somut adımlar, iş yapma kolaylığı ve yapısal reformlar alanlarındaki ilerlemeye de bağlı olarak artacağını dile getirerek “Türkiye’ye doğrudan yatırım yapan şirketlerin yatırım tercihlerine bakıldığında enerji, üretim, e-ticaret, sağlık ve finansal hizmetler alanları öne çıkan sektörler olurken, son birkaç yıldır girişim sermayesi ve melek yatırımcı aktivitesinin yükselişi ile teknoloji, internet ve mobil hizmetler en aktif yatırım yapılan alanlar oldu. Gelecek yıl da uluslararası doğrudan yatırım için en cazip alanların başında teknoloji ve enerji sektörleriyle geleneksel olarak her dönem yatırımcıların ilgisini çeken üretim ve altyapı sektörlerinin olması bekleniyor.” diye konuştu.