Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (TEMA), 17 Haziran Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü’nde dikkat çeken bir uyarıda bulundu. Vakfın açıklamasında Türkiye’nin çölleşme ve kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya olduğu ve çok geç olmadan doğru ve uzun vadeli arazi planlamala önlemlerinin alınması gerektiği kaydedildi. TEMA Vakfı Genel Müdür Yardımcısı Dr. Hikmet Öztürk, Türkiye’deki arazilerin yüzde 47’sinin çölleşme riski altında olduğunu söyleyerek, “Türkiye’de yapılan tahminlere göre yıllık 640 milyon ton civarında toprak kayboluyor. Toprağın üst kısmını kaybettiğinizde toprak giderek verimsizleşir. Üretimi artırmak için de sürekli kimyasal gübre kullanmak zorunda kalırsınız. Onun da doğal olarak toprağa ciddi zararları var” diye konuştu.
Mera ıslah çalışmalarının erozyonu önlemekte etkili olacağını belirten Öztürk, “Meraların yüzde 64’ünde yeterli ot örtüsü olmadığı için erozyon var. Buralarda mera ıslah çalışmasının yapılması lazım. Tarım alanlarında erozyon çok oluyor, yüzde 59’unda erozyon var. Bu alanlar özel mülkiyet olduğu için devletin erozyon kontrol çalışmalarını teşvik etmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı. Tarımsal uygulamalarda kullanılan pestisitlerin de çölleşmeye neden olduğunu savunan Öztürk, pestisitlerin topraktaki canlıların yok olmasına neden olduğunu söyledi. Öztürk, ayrıca yağış miktarının 2050 yılına kadar yüzde 25 azalacağının öngörüldüğünü de söyledi.
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu ise, “Su kaynaklarının ve tarım alanlarının korunması gerekiyor. Erozyona uygun arazilerde de teraslama, ağaçlandırma, rüzgar bariyerleri kurmak gibi ıslah çalışmalarını yapılması lazım” dedi. Su havzalarını çakıl taşına kadar korumak gerektiğini aktaran Kadıoğlu, “İklim değişikliğiyle beraber kuraklaşan bir iklime gidiyoruz. Şimdiden tedbirler almalıyız bu değişikliğe uyum sağlamalıyız. Türkiye’de bunun da başında ‘yağmur suyu hasadı’ geliyor. Anadolu’nun kültüründe olan su sarnıçlarını geri getirmeliyiz. Her ev mümkünse çatısında yağan yağmuru toplamalı. Bu hem susuzluğa, kuraklığa büyük bir çare olacak hem de kent sellerini engelleyecektir” diye konuştu.