Bugün 10 Nisan 2016… 10 Nisan 1919 tarihinde Yozgat Boğazlayan Kaymakamı Millî Şehit Kemal Bey Beyazıt’ta idam edilmişti. Dış baskılar bunda önemli rol oynamıştı. Beyazıt meydanı Ermeni militanı kaynıyordu. Aslında sadece Kemal Bey’in değil, Osmanlı’nın ipi çekiliyordu. Kemal Bey daha önce yargılanmış ve beraat etmişti. Ermenilere kötü muamele yapılmasını engelleyemediği şeklinde suçlanmıştı. Rahmetli Atatürk‘ün teklifiyle TBMM Kemal Bey’i millî şehit ilan etmiştir. Gerek Kemal Bey’i, gerek bugün ülkesi ve Türk Milleti için şehit olan polis, asker, korucularımızı rahmet ve saygı ile anarız. Tarih hep tekerrür ediyor. Dıştan kumandalı iç ihanette kullanılan bölücü ve ırkçı terör örgütüne karşı şerefli bir mücadele veriliyor.
***
Terörle mücadelede bazı mahalli yöneticilerin yine operasyonlara olur olmaz yanlış müdahalelerinin maalesef sürdüğü anlaşılıyor. Yıkık durumda ve bomba tuzaklarıyla döşenmiş evlere, hendeklere, açılım ve çöken barış ve çözüm süreci uğruna göz yumulmuştu. Asker ve polis artık tehlikeye atılmamalı; bu yıkık yapılara karşı tanklar kullanılmalıdır. Silvan’da Diyanet İşleri Başkanı’nı yakından takip eden jammerler (sinyal kesiciler) güvenlik güçleri konvoylarında da yer almalıdır. Artık herkes şunu anlasın ki; terörün bitmesi sadece güvenlik güçlerinin başarısıyla olamaz. Bunun sebebi terör örgütlerini kullanmaya devam edecek olan ülkelere ve çevrelere sorulmalıdır.
Gözlerden kaçan bir tehlike var. Mülteci ve Müslüman kardeş diye kabul ettiğimiz 3 milyona varan yabancı nüfus belki ileride bazılarına rey getirebilir; ancak ülkenin sosyal dokusunu değiştirecek ve bozacaktır. Bazı siyasiler “Türkiye sadece Türklerin değildir” sözüne daha fazla sarılacaklardır.
Hangi sistem uygulanırsa uygulansın demokratik değerlere saygı ve yasalar içinde özgürlüklere tahammül yoksa; olumlu sonuç alınamaz. Yeni Anayasa sistemi bir sivil darbedir. Sayın Baykal‘ın devre dışı bırakılması, MHP tabanının AKP’ye kaydırılma çabaları, iki partili sisteme geçme özlemi, Kürtlükle ilgisi olmayanların elinde olan bölücü Kürtçülük sorununun çözümü içindir. Bununla birlikte üzerimizdeki AB baskısı, Kıbrıs ve Ege sorunları da böyle bir ortamda ve askeri darbe döneminde aleyhimize çözülebilir. Daha fazla dış müdahaleye maruz kalabiliriz. Teröristin ve onun siyasi parti kolunun arayıp da bulamayacağı zemin budur.
***
Yeni Anayasa ve Başkanlık sistemi tartışmalarında önce kamu düzenini sağlayalım. Yemekte tatlıyı çorbadan önce yemiyoruz. Ülkenin sorunu, kamplaşmış ve kemikleşmiş siyasi yapıdır; kültürel mutabakatsızlıktır; Türk Milletine aidiyet şuurunun etnikçi politikalarla zayıflatılmasıdır. Türk kimliğine savaş açanlar, Türkü etnisite olarak gören şaşılar, Türk Dünyası önünde mahcup duruma düşerler. Sorunumuz etnik tuzaktır. T.C. tarihi 2016 ile başlatılamaz. Yeni Türkiye, geçmişi ve gelenekleri terk etmektir. Ülkedeki sorun; herkese karşı şiddetin ve sapma davranışlarının artışıdır. Boşanma ve intihar olayları artmaktadır. Sanayileşmeden vazgeçmiş, ekonomik kaynaklarını yabancılara devreden bir konumdayız. İşsizlik ve yolsuzlukların doğurduğu yoksullaşma, ahlâki değerleri aşındırmıştır. Halkımız ve devlet, borç kısır döngüsüne sokulmuştur. Sivil darbeler birbirini izlemiştir. Dış ve iç politikadaki yanlışlar sürmektedir. Türkiye’nin sorunu ekranlarda millî kimliği etniklikle karıştıran, halk ile millet kavramlarını ayıramayan ünvanlı cahillerdir. Türkiye dönüştürülürken, KKTC’den asker çekme iddiaları, şiddetlenen Türk düşmanlığı PKK-EOKA ve Ermeni – PKK ilişkileri de dikkat çekiyor. Değerli okurlarımıza başarılı gazeteci Vedat Yenerer‘in “PKK İçindeki Gizli Ermeni Örgütlenmesi, Maşalar ve Piyonlar” (Bilgi Yayınevi) isimli eserini bilhassa tavsiye ederiz.
Yazara ait yayınlanan son makaleleri gazete bayilerinden Yeni Çağ Gazetesi satın alarak okuyabilirsiniz.
