Berlin Teknik Ünivesitesi’nden Berkant Göksel’in öncülük ettiği bir mühendislik grubu uzay ve havacılık endüstrisinde devrim yapabilecek yepyeni bir motor geliştirdi. Berkant Göksel ve arkadaşlarının geliştirdiği plazma jet motorları, günümüz jet motorlarının aksine herhangi bir yakıt kullanmadan çok büyük boyutlarda itki kuvveti oluşturabiliyor.
Yakıt yok, peki nasıl uçuyor?
İlk olarak 1964 yılında Sovyet Rusya tarafından uzaya fırlatılan küçük uzay araçlarında kullanılan plazma iticileri, bugünkü geleneksel jet motorlarına pek benzemiyor. Normal jet motorları yakıt ve sıkıştırılmış havayı tutuşturarak itki kuvveti oluştururken; plazma iticileri bir füzyon reaktörünü yani yıldızlarda gerçekleşen reaksiyonları taklit ediyor. Argon veya hava gibi gaz moleküllerini sıkıştırıp plazma haline uyaran motorlar bu şekilde elektrik üreterek elektrik alanları oluşturuyor.
Bu ilginç konsepti temel alan plazma iticileri uzun bir süredir kullanılıyor olsa da iticilerin oluşturduğu itki kuvvetinin çok yüksek olmaması nedeniyle yalnızca bazı küçük uydu ve uzay araçlarında yer alabilmişti. Berlin Teknik Üniversitesi’nden Berkant Göksel’in araştırma grubu ise bu işi tersine çevirip çok büyük boyutlarda itici kuvvet oluşturabilen plazma jet motorlarını dünyada ilk kez geliştirmiş.
New Scientist’e konuşan Göksel, araştırmalarının dünyada bir ilk olduğunu belirtirken,”Zemin seviyesinde hızlı ve güçlü plazma jet motorları üreten ilk ekip biz olduk. Geliştirdiğimiz motor saniyede 20 kilometre hızlara ulaşabilecek kapasitede.” sözlerini kullanıyor.
Göksel ve ekibinin önünde uzun bir yol var
Berkant Göksel ve ekibinin geliştirdiği ilk örnekte 80 mm uzunluğunda mini-iticiler kullanılmış. Bu boyutlardaki iticilerle bir yolcu uçağının havalanabilmesi için aynı iticilerden yaklaşık 10.000 adet kullanılması gerekiyor, yani bu boyutlardaki bir uçak için fazlasıyla kompleks bir yapıdan bahsediyoruz. Ekibin geliştirdiği motorlar şu an için büyük uçaklara veya kargo roketlerine güç verecek yeterlilikte olmasa da Berkant Göksel henüz geliştirme sürecinin başlarında olduklarını ve ilk olarak 100-1000 aralığında mini-iticiyle havalanabilecek küçük uçaklarda test yapacaklarını söylüyor.
Ekibin önündeki en büyük problemse şu an için plazmanın üretilmesi ve üretilen plazmanın saklanması için ihtiyaç duyulan bateriler. Zira motorlarda kullanılacak olan baterilerin hem çok hafif hem de çok güçlü olması gerekiyor, ancak maalesef şu aşamada böylesine bir teknolojiye sahip değiliz. Göksel ve ekibi önlerindeki bu engelin enerji sektöründe gerçekleşmekte olan devrimlerle beraber çözüm bulacağına inanıyor.