Habertürk’te en sık yazdığım ve medyada sadece benim savunduğum (Arşivlere bakılabilir) iki konuda da olumlu gelişmeler oldu, oluyor. Birisi yaz saati uygulamasının yanlışlığı diğeri ise okulların toptan tatile çıkarılmasının ve aynı anda eğitim sezonuna geçilmesinin ülkeye verdiği zararlardı.
Yaz saati uygulaması yerine Türkiye’nin coğrafi büyüklüğü dikkate alınarak mesai saatlerinin ve tatillerin düzenlenmesi gerektiğini sıkça yazdım. Ve geçen yıl Enerji Bakanlığı’nın gündeminde olan yaz saatinin uygulaması yani saatlerle oynama işi rafa kalktı. Medyada hemen herkesin karşı olduğu uygulama kaldırıldı. Avrupa Birliği’nde de benzer gelişmeler oldu.
Sırada milli eğitim ve turizm bakanlarının üzerinde çalıştığı toptan tatile çıkma anlayışına son verecek çalışma var. Bölgelere göre eğitim sezonunu ve tatil programı adımları Türkiye ekonomisi için de çok önemli bir gelişme olacaktır. Öyle görünüyor ki, bu sene toptan çıkılan yarıyıl tatil sebebiyle iki bakanın dikkatini çeken 21 Ocak 2019’daki yazım da etkili olmuş.
Umarım ülkemize faydası olacağına yüzde yüz inandığım bu konuda da olumlu gelişmeler olur.
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, CNN Türk’te Buket Aydın‘a okulların tatil programlarında yapılması planlanan değişikliklerle ilgili, bölgelere göre tatilin söz konusu olabileceğine dikkat çekerek şu açıklamayı yaptı:
Ben de 21 Ocak 2019’da yarıyıl tatili sebebiyle şunları tarihe not düşmüştüm;
“Yine bir yarıyıl tatiline girdik. Milli Eğitim aynı anda toptan kepenk kapattı. Tatil boyunca yollar, havalimanları dolup taşacak. Ulaşım fiyatları uçuşa geçecek. Turistik tesisler 15 gün boyunca dolulukta zirve yapacak. Konaklama fiyatları da öylesine tavan yapacak ki, ulaşım maliyetleri de dâhil olmak üzere Avrupa‘da kış tatili yapmak Türkiye‘den daha avantajlı hale gelecek.
Bu tablonun ortaya çıktığı bir dönemde Milli Eğitim Bakanlığı koltuğunda eğitimden anlayan Prof. Dr. Ziya Selçuk, Turizm Bakanlığı‘nda ise sektörünün içinden gelen Mehmet Ersoy‘un bulunması tuhaf değil mi? Hadi diyelim ki, iki bakanın da bu ilk yarıyıl tatili. Ama sonrası içinde bu toptan tatil işine son vermeye yönelik bir açıklamaları, stratejileri ve politikaları yok. Asıl anlamadığım burası.
Türkiye gibi büyük bir ülkede aynı saatte, tüm yurtta, tüm okulların tatil edilmesinin yanlışlığı tartışılacak bir durum bile değil. Turizm sektörünü belli aylara sıkıştırmanın, belli aylarda fiyatları yükseltmenin, hatta bu sebeple yurtdışına zorunlu tatil programı yaptırmanın nasıl bir mantığı olabilir?
Defalarca yazdım. Eğer Milli Eğitim Bakanlığı, eğitim programını ülkemizin büyüklüğünü dikkat alarak bölgeleri çeşitli zaman dilimlerine göre planlarsa bunun çok önemli avantajları olacaktır. Mesela turizm sezonu uzar, doluluk oranları yükselir, istihdam artar, fiyatlar aşağı iner, Aynı tarihlerde yollar, otobüsler, uçaklar tatil için yoğunlaşmaz. Kitap basmak, defter, kalem, çanta, kıyafet hazırlamak için çeşitli sektörler de belli dönemlere hapsolmaz.
Aynı anda ders başı zili çalınca, tatile çıkınca elimize ne geçiyor, anlayabilmiş değilim. Her iki bakanı da bu hususta bir kez daha düşünmeye davet ediyorum.”
Milli Eğitim Bakanlığı’nın tüm yurtta okulları aynı anda tatile çıkarması demek, ülke genelinde aynı anda hareketlilik, aynı anda başta THY olmak üzere tüm havayolu uçaklarının, otobüslerin, eğlence ve tatil mekânlarının dolup-boşalması demek. Bu aynı zamanda yönetilmesi büyük bir sorun, büyük bir israf ve ekonomiye de büyük zarar veren sıkıntı demek! Düşünün, 80 milyon, 7 bölgeye dağılmış, dört mevsimin yaşandığı kocaman bir ülkede aynı anda tatile çıkılıyor. Sebep?
Yaklaşık 4 yıl önce 26 Ocak 2016’da bu konuyu gündeme getirdiğimde ne Milli Eğitim ne de Turizm Bakanlığı konuya ilgi gösterdi.
Üzerinden epeyce zaman geçen bu yazımı yılmadan da defalarca gündeme getirdim.
Bazen de biraz ağır bir dil kullanarak dikkat çekmeye çalıştım.
Umarım yazılarımın amacına ulaştığı döneme gelmiş oluruz. Zira Milli Eğitim Bakanlığı’ndan gelen haberler geç de olsa bu konuda bir şeyler yapılacağını gösteriyor.
Öte yandan dini ve resmi bayramlarda hep beraber tatile çıkma geleneğini zaten yerine getiriyoruz. Hatta devlet yetkilileri, bazen bu tatillerde faydalı mı, zararlı mı olduğunu bilemediğim uzatmalar da yapıyor. Fakat eğitim takviminde bir Türkiye’nin ve hayatın gerçekleri dikkate alınarak düzenleme yapılırsa toplu olarak yollara düşme, toplu tatil yapma zorunluluğu ülke menfaati adına sona erdirilebilir. Her iki bakanlık okulların toptan tatile çıkma anlayışını değiştirmeye çalışırken İstanbul’a da özel bir ilgi göstermeleri gerekir. Anadolu ve Avrupa yakasını ayrı ayrı dikkate almaları gerektiğini de hatırlatmış olayım.
Böylece başta ulaşım ve turizm olmak üzere ilgili tüm sektörlerde fiyatlar makul seviyeye düşer. Daha çok kişi seyahat etme şansını yakalar. İçerdeki yüksek fiyatlar nedeniyle yurtdışında tatil yapanlar sebebiyle döviz kaybı olmaz. Türkiye’de oteller ucuzlar, istihdam, katma değer artar ve böylece daha çok yabancı turist çeker. İlgili diğer sektörlerde de verimlilik yükselir, ucuzluk olur ve ithal ürünlerin önü kesilip, ihracatımıza katkı sağlanır. Ve daha az trafik kazası yaşanır. Yetmez mi?