Geçenlerde Trump’ın hanımı Melanie de benzer şekilde uzun bir “az gelişmiş ülkeler siz ne güzelsiniz öyle” gezisine çıkmıştı. Trump gibi nezaket beklentimizin az olduğu bir adamın eşi olarak güzel kıyafetleri giyip Amerika’nın sevimli yüzünü ortaya koymaya çalışmıştı. Ama giydiği şapkalardan biri kolonyal dönemi anımsatan güneş şapkalarıydı. Hani şu siyahların beyazları taşıdığı bizzat taşıdığı fotoğrafları gördüğünüz cinsten. Hayvan kullanmadan taşınılan yüce beyaz insanlar döneminden.
Bu senenin içinde oldu Harry ve Meghan’ın düğünleri. İngiltere’de dillere destan düğünlerinin olduğu zaman Kudüs’teydim ve İbranice bir gazetenin üzerindeki resimde görmüştüm ilk olarak düğünlerini. Dinlenmek için odama geçtiğimde dünyanın tüm haber kanallarının canlı olarak verdiği bir evlilik törenine maruz kalmıştım. Tüm detaylar ince ince anlatılıyordu. Meghan’ın anasının kızına refakati, gelin hanımın evlenip boşanmış olmasına rağmen kraliyetin Windsdor Kalesinin kapısını kendilerine açması Britanya’nın yüce gönüllülüğü olarak görülüyordu.
Tarih garip cilvelerle dolu. Meghan’ın anasının Amerika’daki evinin olduğu yer Windsor Tepesi denilen bir yer, kızının düğününün olduğu yer de. Afrika kökenli bir aileye sahip olan Doria Ragland kızının kölelik geçmişinden kendisini köle edenlerin sarayına geçebileceğini düşünmüş müydü acaba? Doria’nın babasını mesleği ise daha bir değişikmiş. Beyazlara mahsus bir asansörde görevliymiş. Bindiği asansöre ondan başka zenci binemez, çünkü yasak. Amerika’da geçiyor olay, ırkçılığın normal olduğu zamanlarda. Meghan’ın babası zenci değil, Meksikalıymış. Annesi ile Meghan’ın doğumunun ardından boşanmışlar ve herkes yoluna gitmiş. Meghan, televizyon ekranı için çalışan babasının yolundan gitmiş ve Hollywood’da kendine bir yol çizmiş. Öyle herkesin ismini bildiği cinsten değil belki ama önemli yapımlarda yer almış. Harry de kendisini sevmiş ve iki gönül bir olunca samanlık seyran olmuş.
Eh dünyanın böyle hikayelere ihtiyacı var. İngiltere dediğimiz, bolca imaj azca insaniyet. Harry ve Meghan evlendikten sonra kendilerini gezmeye verdiler. İngiltere için eskiden üzerinden güneş batmayan imparatorluk derlermiş ya, neşeli çiftin balayları da uzadıkça uzadı. Tüm dünyaya bir parça kraliyet havasında teneffüs ettirecek kadar çok gezmeye niyetliler.
Ama ne yaparsanız yapın, ne kadar demokratik bir ülke olursanız olun, günün birinde tahtırevana bindiriveriyorlar işte. Koyu renk tonuna sahip kişilerin taşıdığı tahtırevana bakanlar ise sizin ne kadar sevildiğinizi değil, yüzyıllarca nasıl kölelik üzerinden menfaat devşirdiğinizi hatırlıyorlar.
Tahtın üzerine binen eski sömürgelerden birinden diğer bir eski sömürgeye götürülmüş ailenin kızı da olsa hiç fark etmiyor. Kölelik kalktı geç bunları diyorsanız, geçmediğini bir fotoğrafa bakarak hemen hatırlıyorsunuz. Küresel adaletsizlik bitmeden kölelik biter mi hiç? Olsa olsa şekil değiştirir.
Halil İbrahim İZGİ 28 Eki 2018
Bu köşe yazısı Türkiye’nin en genç gazetelerinden Yeni Birlik‘te yazılmıştır. Eğer köşe yazarının yazısıyla ilgili düşüncelerinizi paylaşmak istiyorsanız aşağıdaki yorum kısmından yazabilirsiniz.
Yeni Birlik Gazetesi’ni Gazete Bayilerinden Temin Edebilirsiniz.