Dünya üzerinde ki çeteleşmiş sömürgeci güç odakları, ABD’nin koruyuculuğu altında kan kokusu almış Köpek balıkları gibi, dünyanın neresinden petrol kokusu alıyor veya çıkarları neyi gerektiriyorsa, hak hukuk ve kural tanımadan, bağımsız ülkelere saldırıyor, işgal ediyor, kadın çocuk demeden öldürüp, ülkeleri kan gölüne çevirip, her türlü kaynaklarını ve gelmiş geçmiş bütün tarihi değerlerini talan ediyorlar.
İşi artık o kadar aleni hale getirdiler ki, gizleme saklama gereği duymadan, işgal etmek istedikleri ülkelerin önemli gördükleri ve zaman içinde hassaslaştırdıkları sinir uçlarına, dokunarak kargaşa çıkarıyorlar. Ülke içinde satın aldıkları gönüllü, kiralık işbirlikçileri ile kendileri için en müsait ortamı hazırlıyorlar. Sonrasın da en uygun buldukları zamanda, bunalmış olan halka can simidi pozlarında, sureti haktan görünerek o kadar sinsi, kalleş ve o kadar da ince bir siyaset izliyorlar ki, Ülkelerine, zenginlik, mutluluk ve demokrasi geleceği gibi ham hayaller kuran halkın aklı başına iş işten geçtikten sonra geliyor.
Irak’ın yiyecek ekmeği yok iken nükleer silahı var gibi saçma bir iddia, Mısır’ın seçilmiş Cumhurbaşkanı var iken demokrasi getirmek gibi gülünç bir bahane ile Suriye’ye ise bahane üretmeden dünyanın öbür ucundan gelip saldırdılar, sonuçları bugün gözlerimizin önünde acı gerçekler olarak duruyor.
Bu saldırıların dikkat edilmesi gereken bir başka yönü ise, bu ülkelerde savaştırdığı askerlerin yönetici kademesi hariç diğer askerlerinin dünyanın çeşitli yerlerinde daha önce yaptığı işgaller de ganimet olarak el koyduğu, savaşın kayıp çocuklarından oluşan hafızaları silinmiş devşirmelerden kurduğu kıyamet ordusu ile yapıyor olmasıdır.
Ortadoğu’daki talan ve savaş devam ederken, Suriye’den çekildim, çekiliyorum oyalamaları ile yangın dünyanın başka bir kıtasında önemli petrol kaynaklarına sahip olan Venezuela’ya taşındı. Bu manevrayı, ABD açısından, bir taş ile üç kuş vurmak olarak da değerlendirebilirsiniz.
Venezuela Devlet Başkanı Madura, ABD’nin ve koltuğu altındaki şımarık çocuklarının çıkarlarına ters düştüğü, onların yörüngesine girip emir eri olmadığı için darbe ile görevden alınarak cezalandırılmaya çalışılıyor. Yerine Ulusal Meclis Başkanı Guaido’nın getirildiği ilan edildi. Darbe henüz sonuçlanmadan ABD ve İsrail başta olmak üzere bazı uydu ülkeler darbeci olan başkanı tanıdıklarını ilan ederek darbeciliklerini itiraf ettiler.
Venezuela’daki gelişmeler, bize uzak bir coğrafyada olsa da Türkiye’yi yakından ilgilendiriyor. Bunun içinde aba altından sopa gösterip, sana söylüyorum kızım sen anla gelinim demeye çalışıyorlar.
Trump, Venezuela ile ilgili Türkiye arasındaki altın ticareti ile ilgili yaptırım yapabileceklerine dair saçma sapan bir şeyler gevelemeye çalışıyor. Öbür taraftan Ortadoğu’dan BAE, Türkiye’nin Suriye’de kuracağı tampon bölgesini kabul edemeyeceklerini ve “Arap olmayanların, Arap ülkelerinde işi olmadığını” söyleyerek ABD’nin ekmeğine yağ sürmeye çalışıyor. Ama Arap olmayan Ortadoğu’yu karış karış işgal eden İsrail ve ABD’ye sesini çıkaramıyor.
Türkiye’de uygun kaos ortamını oluşturup, adım adım Ortadoğu bataklığının içine çekerek, yeniden çizilmesi planlanan Ortadoğu ağırlıklı dünya haritasında sınırımıza tampon bir Kürt devleti kurulması için çalışıldığını anlamak için müneccim olmaya gerek yok. Tarihi olayları muhakeme edebilecek, okuduğunu anlayabilecek ve gördüğünü de yorumlayabilecek zekâya sahip, azıcık da milli hassasiyeti olan herkesin bu saatten sonra konunun vahametini kavramış olması gerekir.
Hala anlamak istemeyen ve konunun vahametini idrak edememiş olanlar var ise, bugün Venezuela’nın başına örülmek istenilen çorabın Ülkemizin başına da nasıl örülebileceğinin anlaşılabilmesi için, siyasi düşüncesini, algı operasyonları ile şartlanmış ön yargılarını bir tarafa bırakarak milli ağırlıklı duru bir akıl ile dikkatlice olanları gözlemlemesi yeterli olacaktır.
Dikkat edildiği ve titizlikle dünya üzerindeki gelişmeler Ülkemiz açısından milli bir göz ile izlenebildiği takdirde, Venezuela’nın, Suriye’nin ve diğer ülkelerdeki işgaller öncesi yaşanan olaylar ile Ülkemizdeki yaşatılmaya çalışılan karmaşık olaylar peşin sıra değerlendirildiğin de, gerçekler olaylar tespih taneleri gibi ardın sıra dizilecektir.
Ayrıca, Trump’un, İsrail’in, diğer emperyalist güçler ile bağlantılı BAE dış ilişkilerinden sorumlu zatı muhteremlerin Türkiye karşıtı söylemlerini bir birine bağlarsanız ipin ucunun kimin elinde olduğunu da mutlaka göreceksiniz…
Yoksa siz hala, meselenin, Madura, Esed, Erdoğan, demokrasi ve insan hakları olmadığını anlayamadınız mı?