Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, sinema salonlarının yaygınlaşması ve çoğaltılması konusunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimat verdiğini, sinema olmayan şehir, bölge kalmaması için sinema yatırımcılarına yönelik çalışma başlatacaklarını bildirdi.
Bakan Ersoy, Sinema Kanunu’na ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Sinemayı stratejik bir sektör olarak kabul ettiklerini dile getiren Ersoy, sinema yapımlarının desteklenmesine ilişkin 2004’te çıkan yasanın sektöre olumlu katkı yaptığını söyledi.
Ersoy, Türkiye’de 1990-2002’de 5,4 milyon dolar olan sinema yapımlarına verilen desteğin, 2012-2018’de ciddi oranda artarak, 217,7 milyon dolara yükseldiğini belirtti.
Desteklerin faydasıyla seyirci sayısının 2 milyondan 44 milyona çıktığını bildiren Ersoy, bunda en büyük etkenlerden birinin, yerli yapımların artması olduğunu ifade etti. Ersoy, “Yerli yapım izlenme oranı, Türkiye’de yüzde 63’e ulaşmış. Bu, Avrupa ortalamasının çok çok üstünde. Bizden sonraki en büyük izlenme oranı olan Avrupa ülkelerinde yüzde 34 civarında. Sinema sektöründe 2018’de 3 milyar liranın üzerinde bir ekonomi olmuş.” diye konuştu.
Ersoy, sinema sektörünü daha da büyütmek adına var olan yasada değişikliğe gittiklerini belirterek, “Bu sektörün, yan faydaları da önemli. Türkiye’nin stratejik sektörlerinden biri de turizm, turizm tanıtımında en etkin uygulamanın filmlerle olacağını düşündük. O yüzden bu yasada gerekli düzenlemeleri yaptık.” dedi.
“AMACIMIZ FİLM TURİZMİ OLUŞTURMAK VE TURİZMDE FİLMLERİ TANITIM ARACI OLARAK KULLANMAK”
Yasa değişikliğiyle dizi filmlerin de destek kapsamına alındığına dikkati çeken Ersoy, şöyle devam etti:
“Türkiye, 350 milyon dolar civarında dizi film ihracatı yapıyor, bu çok önemli bir rakam. Amerika’dan sonra ikinci sıradayız. Öncelikle hedefimiz bu rakamı büyütmek. İkincisi biz film sektörünün, film turizmi sektörünü oluşturduğunu da düşünüyoruz. Yabancı filmleri destekleme kapsamına almamızın ana sebebi, yabancı filmlerden oluşan turizmin de desteklenmesi. Bu açıdan bakıldığında yüzde 30’a varan destekleme politikaları geliştirdik yasayla birlikte. Burada iki amacımız var. Biri film turizminin oluşması, iki turizmde filmleri tanıtım aracı olarak kullanmak.”
Ersoy, desteklenecek filmler için üç ana kriter bulunduğunu vurgulayarak, “Birincisi senaryo olarak Türkiye’nin kültürünün ve turizminin tanıtımına uygun olması. İkincisi bizim için önemli olan bize yolcu, misafir tedariki sağlayan ülkelerde veya potansiyel ülkelerde gösteriliyor olması. Üçüncüsü ise seyirci ile buluşuyor olması. Bu üç kriteri de karşılayan dizi filmler desteklenecek.” ifadelerini kullandı.
Ülke tanıtımında filmlerin önemine işaret eden Ersoy, “Yurt dışı reklam kampanyaları kadar hatta 10 kat daha etkili. Reklam olarak göstermektense film içinde senaryoda göstermek daha etkili oluyor. Türkiye turizmine katkısı olacağına inanıyoruz.” dedi.
“SİNEMA SALONLARININ YAYGINLAŞMASI ÇOK ÖNEMLİ”
Sinema Kanunu ile bağımsız filmlerin desteklenmesine yönelik adımların da atıldığını dile getiren Ersoy, ‘’Salonlara eğer bağımsız filmleri gösteriyorlarsa belli destek ödemeleri yapacağız. Bağımsız film sektörünün kendisini geliştirmesi, seyirciyle buluşması için çok büyük bir destek bu.’’ dedi.
Bağımsız sinema filmlerini gösteren salonların bu şekilde finanse edileceğini vurgulayan Ersoy, şunları kaydetti:
“Seyirci desteği veriyoruz. Ücret desteği veriyoruz. Onların bir kısmını finanse ediyoruz. Hem ucuza seyirciyi bulma şansları var, hem de boş salonları doldurma şansları var. İlk etapta ciddi bir kaynak aktarımı olacağını, ayakta kalmaları için yeterli olacağını düşünüyorum.”
Ersoy, sinema salonlarının sayısının artmasını ve Türkiye geneline yayılmasını önemsediklerini vurgulayarak, şunları söyledi:
“Sadece bağımsız film gösterimleri açısından değil, bütün sinema yatırımcıları açısından söylüyorum; Sayın Cumhurbaşkanımızın sinema salonlarının yaygınlaşması ve çoğaltılması ile ilgili talimatı var. Bununla ilgili çalışmayı başlatacağız.
2004’ten 2018’e kadar seyirci 44 milyona ulaşmış biz bunu 100 milyonlara getirme hedefindeyiz. Öncelikli kriter de sinema olmayan şehir, bölge kalmasın. Yatırımcının ne kadar ayakta durmasını sağlayabilirsek seyirci oranı da paralelinde artacak.”
“TAMAMEN ŞEFFAFLIK OLACAK”
Yasayla yapımcı ile dağıtıcı şirket arasında yaşanan sorunların da sona erdiğini dile getiren Ersoy, eşit hasılat paylaşımı yönteminin önemine işaret etti.
Ersoy, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hasılatın ve verinin doğru verilip verilmediği ile ilgili şüphelerin ortadan kalkması gerekiyor. Yeni bir yazılım ve veri tabanı oluşturuluyor. Bu yazılımı kullanmak mecburi olacak. Sinema sektörünün paydaşlarının, onlara verilen şifrelerle kendileriyle ilgili bölümlere ulaşma hakları bulunacak. Böylelikle, hasılat ve seyirci rakamları ile verilere eş zamanlı ve doğru bir şekilde ulaşacaklar. Tamamen şeffaflık olacak. Bu devlet olarak bizim açımızdan da önemli. Hasılat kayıt altına alınacak.
Artık bilet, bilet olarak satılacak. Promosyonlar veya toplu bilet satışı dediğimiz satışlar, biletli satışla birlikte yapılamayacak. Bilete özel öğrenci indirimi, halk günü gibi promosyonlar devam ediyor. Sinema salonları yiyecek, içecek ilgili promosyon yapmak istiyorsa ona engel yok. Yiyecek, içecek paketlerini kendileri oluşturup, o indirimleri yapmaya devam edebilirler. Toplu bilet satışı yapılamayacak. Bilet satışıyla diğer promosyon ürünleri beraber satılamayacak. Bilet, kendi başına satılabilecek bir ürün olacak.”
“SİNEMA EMEKÇİLERİMİZİ YARI YOLDA BIRAKMAMAMIZ LAZIM”
Ersoy, emektar, yardıma muhtaç durumda olan sinema sanatçılarına, yardım yapılabilmesine olanak sağlayan yasal düzenlemeye de Sinema Kanunu’nda yer verdiklerini kaydetti.
Bakan Ersoy, “Eski sinemacılarımızı, sinema emekçilerimizi, sinemada ve toplumda yer etmiş kişileri yarı yolda bırakmamamız lazım.” diye konuştu.