Azerbaycan Yazarlar Birliği Başkanı, değerli dostumuz Anar’ın kendisine büyük ün kazandıran romancılığının yanı sıra şair yönünü de biliyor muydunuz?
Türkiye’de yapıtları en çok okunan kardeş yazarların başında gelen Anar’ın şairliği geçmişte yakın çevresinin dışında pek bilinmezdi, ama Bakü’de, İstanbul’da elden ele dolaşır ve okunurdu şiirleri. Geçen yıl, bir görüşmemizde, bana yakında şiirlerinin kitap halinde yayımlanacağını söylemişti. İki hafta önce Bakü’deydim. Yazarlar Birliği’nin restore edilen tarihi binasında Anar’la sohbet ediyordum. Bana üzerinde Azerbaycan’ın ünlü ressamlarından Tuğrul Nermanbeyov’un Anar’la bir genç yazar olarak yansıtan portresinin bulunduğu bir kitap uzattı. “Şiir Yazmag Bir Hevesti” başlığıyla bütün şiirleriydi bu.
Anar’ın şairliği (onun kitabındaki toplu şiirlerini okuyunca) roman ve öykü dünyasıyla içerik olarak fazla benzeşmiyor. Roman sanatında yenilikçi- modernist olan yazar, şiirlerinde gelenekçi bir çizgiyi sürdürüyor. Macal, Dante’nin Jübilesi, Ak Liman gibi ünlü romanlardaki atmosfer, insanlar Anal’ın şiir dünyasında imgesel değil otobiyografisinden, günlük yaşantısından derin izler taşıyan kişisel bir dünyayı gösteriyor bize. “Bacım Fidan’ın Ad Gününde”, “Elçin’e”, “Son Defa” adlı şiirlerinde bu olgu iyice belirginleşiyor:
“elveda
Ayrılıyoruz eski evim
Son defa baktım bu
Çıplak duvarlara son defa”
Yine Anar’ın şiirlerinde babası büyük şair Resul Rıza’nın bir zamanlar yazdığı gibi “Düşmanına amansız ol dostuna şefkatli” dizelerinin etkisi var:
“Hasetten kavrulan yazar ne yazık!/Bilinmiyor kendisi ne yazıp?/Ölümüze dirimize Ermeni gibi nefret besler/”
Aynı zamanda derin bir humour da vardır onun şiirlerinde. Bu yönüyle çeşitli edebiyat dallarında başarılı olan Anar, kimliğiyle tam uyum içindedir. Anar kimi zaman, Fransız şairi Max Jacop’un insanı düşündüren, etkisi altında bırakan o humonist felsefi yoğunluğuna yaklaşır; Sabir’e nazire olarak yazdığı şiirlerden okuyalım:
“/Her yerde elim var, ayağım var, desteğim var/Dövrem de gohum-agrabam, arkamda dağım var./Beş tane bankada param/Altı evim, yedi yazlığım var/Millet nece tarac olur/Olsun ne işim var?/”
Şair Anar aynı zamanda ilk şiir kitabına mütevazı davranıp “Şiir Yazmak Bir Hevesdi” adını koysa da biz onun annesi ve babasının Azerbaycan’ın büyük şairleri olduğunu biliyoruz. Biraz da gen bilim açısından değerlendirmek gerekir bunu. Değerli Anar’ın kitabını selamlarken, yeni şiir kitaplarını beklediğimizin de altını çiziyor ve kitabın en çarpıcı şiirlerinden “Şah İsmail Hatayi’ye” adanmış şiirini okurlarımla paylaşmak istiyorum:
“Hatayi çıkınca tahta/Bildi ki en büyük hata/Güle güle, sahte sahte/Ona övgü düzenlerdir/Sofrasında yiyenlerdir/Haletini giyenlerdir/Yüzüne karşı övüp/Arkasından ona sövenlerdir/Tahtını kurmuştu Azamet için/Gam-keder onunla tahtına çıktı/Beş günlük dünyada Beş bin felaket/Hepsi gelip onun vaktine çıktı/Ömrünün mihneti gör ne kadardı?/Vüsalın hasreti, hicranın derdi/Niye İsmail’in bahtına çıktı?/”
Yazara ait yayınlanan son makaleleri gazete bayilerinden Yeni Çağ Gazetesi satın alarak okuyabilirsiniz.