Annelerle oğulları arasında özel bir ilişki olduğuna değinen ve annelerin oğullarını askere yollarken ellerine kına yaktıklarını anımsatan Kılıçdaroğlu, annelere şükran borçlu olduklarını söyledi.
Kılıçdaroğlu, “Anne çocuğu için her türlü fedakarlığı yapan kimsedir. Onlar bize dil öğrettiler, güzellikler öğrettiler. Onlar bize yemeyi içmeyi, haramı, helalı öğrettiler. Annelerin hakkı ödenmez o nedenle Sevgili Peygamberimiz ‘Cennet annelerin ayakları altındadır’ buyurmuştur.” diye konuştu.
Türkiye’yi korumak, terörle mücadele etmek için canlarını feda eden şehitler nedeniyle bu girişi yaptığını belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“Tunceli’nin Nazimiye ilçesinde, yani benim ilçemde iki askerimiz donarak şehit oldu. Şehidin babasıyla konuştuğumda şu bilgiyi aldım: Hiç kimse aramamış. Mezarlıklar müdürü arıyor, ‘oğlunuz donarak öldü dolayısıyla biz mezarını hazırladık’ diye. İçimde derin bir vicdan acısı hissettim. Nasıl olur da böyle bir şey olur? 21’nci yüzyıldayız, nasıl olur da iki askerimiz donarak şehit olur? Bunun hesabını birilerinin vermesi lazım. Yanlış mı söylüyorum? Ben şehidin hakkını, annenin, babanın hakkını savunuyorum. ‘Sen şehadetten ne anlarsın’ diyor sevgili Erdoğan. Ben çok şey anlarım. Bu ülke için hayatını verenlerin hangi koşullarda askerlik yaptığını çok iyi bilirim ben. Senin gitmediğin yerlere gittim ben. Eksi 35-40 derecede nöbet tutan askerlerimizle beraber oldum ben. Onlarla yemek yedim, Afrin’e gidenlerle beraber oldum ben.”
“Şehitler arasında ayrım olmaz”
Kendisinin ve partisinin şehitler arasında ayrım yapmadığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Şehit; siyasi görüşü, kimliği, dili, doğduğu yer ne olursa olsun bu ülke için hayatını vermişse başımız üstünde yeri vardır. Şehitler arasında ayrım yapmayız biz. Ama sen şehitler ayrımı yaptın.” görüşünü paylaştı.
Bu durumu ortadan kaldırmak için geçen yasama döneminde teklif verdiklerini ancak AK Parti oylarıyla kabul edilmediğini bildiren Kılıçdaroğlu, şimdi söz konusu teklifi yeniden TBMM’ye getireceklerini açıkladı.
“Cumhuriyet bizim için vazgeçilmezdir”
29 Ekim günü Dumlupınar’da olduğunu ve Yenimahalle Belediyesince yaptırılan Gazi Mustafa Kemal Atatürk tesislerinin açılışını yaptığını anlatan Kılıçdaroğlu, Yenimahalle Belediyesine teşekkür etti.
Milli kurtuluş savaşının zor koşullarda verildiğini anlatan Kılıçdaroğlu, Mustafa Kemal Atatürk’ün daha Samsun’a çıkarken cumhuriyetin temellerini oluşturmaya başladığını söyledi.
Cumhuriyeti kuranların, toplu iğne üretemeyen bir ülke devraldıklarına değinen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
“1925’te Kayseri’de uçak fabrikasını kurdular. Denizaltının omurgasını Haliç’te inşa etmeye başladılar. Üniversiteleri yeniden inşa ettiler. Demiryollarını millileştirdiler, tütün üretimini devletleştirdiler. 8 Haziran 1929’da toprak reformu yaptılar. Osmanlı’nın, parasını basacak bankası yoktu, Osmanlı Bankası yabancılarındı, 1 Haziran 1930’da Merkez Bankasını kurdular. Atatürk budur. Atatürkçülük üretim demektir, güç demektir, kimsenin önünde boyun eğmemek demektir. Kimseye gidip ‘bana borç para verir misin’ diye yalvarıp, yakarmamaktır Atatürkçülük. Fabrikaları Anadolu’nun dört bir yanına yaydılar. 10 yılda memleketi demir ağlarla ördüler. İşte bizim cumhuriyetimiz budur. O nedenle cumhuriyet bizim için vazgeçilmezdir. Hangi cumhuriyet ama? Irak’taki, İran’daki, Libya’daki, Suriye’deki değil, demokratik, laik, sosyal hukuk devleti cumhuriyeti.”