Türkiye’ye yapılacak yeni yatırımın detayları, Prometeon Lastik Grubu Operasyonlardan Sorumlu Dünya Başkanı Gregorio Borgo ve Prometeon Türkiye, Orta Doğu, Afrika, Rusya, Orta Asya, Kafkaslar CEO’su Alp Günvaran’ın katılımıyla düzenlenen toplantıda paylaşıldı.
Şirketin global operasyonlarına ilişkin bilgi veren Gregorio Borgo, özellikle endüstriyel lastikler ürettiklerini anımsatarak, geçen seneyi 1,7 milyar avro ciro ile kapattıklarını söyledi.
Borgo, 3 ülkede 4 fabrikalarının bulunduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
“Bunların biri İzmit’te. 160’ın üzerinde ülkede faaliyetimiz var, 7 binin üzerinde çalışanımız var. 5 milyon adetlik bir üretim kapasitemiz var ve bizim yüzde 10’a yakın bir pazar payımız var. Yerel şartlara uygun hareket edip, küresel düşünen bir şirketiz. Türkiye, Orta Doğu ve Afrika’nın içinde bulunduğu MEA Bölgesi’nin merkezi. Türkiye Prometeon Grubu için çok önemli. Prometeon için Türkiye MEA Bölgesi’nin merkezi. Dünya ciromuzun üçte biri buradan elde ediliyor, 75 ülkeye Türkiye’den satış yapıyoruz.
Prometeon’un işinin yaklaşık yarısı Türkler tarafından Türkiye’de yönetiliyor. Mısır’daki fabrikamızdan da Türkiye’deki arkadaşlarımız sorumlu. Türkiye bizim için yetenek merkezi. Prometeon’un üst yönetiminde 17 Türk, dünyanın farklı yerlerinde görevli. Prometeon’un Avrupa’da fabrikası yok. Biz Avrupa’daki en önemli müşterilerimize Türkiye’de ürettiğimzi lastikleri gönderiyoruz.”
Şirkette üst yönetimin Türk olmasının avantajlarına değinen Borgo, Türk bir CEO’larının bulunmasının ülkedeki fırsatların yakalanmasına yardımcı olduğunu anlattı. Borgo, “Coca Cola’nın başındaki kişi de bir Türk’tü. Türklerin dünyadaki şirketlerin üst konumlarında çalışması bir tesadüf değil. Biz Türk yöneticilerin profesyonelliğine çok güveniyoruz.” dedi.
Türkiye’deki fabrikanın sadece MEA Bölgesi’ne hitap etmeyeceğinin altını çizen Borgo, “Avrupa’ya da hitap edecek. Avrupa’da pazar payımızı artırmak istiyoruz. Dolayısıyla yeni yatırımla üreteceğimiz lastiklerin büyük kısmı ihracata gidecek. Şu an 125 milyon dolar ihracatımız ikiye katlanacak, bunun büyük çoğunluğu da Avrupa’ya gidecek.” bilgisini verdi.
Türkiye’de 2 binin üzerinde çalışanları bulunduğunu dile getiren Gregorio Borgo, Bölgede satılan lastiklerin üçte ikisinin İzmit fabrikasında üretildiğini anımsattı. Borgo, Türkiye’nin kendileri için önemine işaret ederek, MEA’nın yönetiminin de Türkiye’de olduğunu, üretim kapasitesini yüzde 75 artıracaklarını aktardı.
Şu an Türkiye’ye 115 milyon dolarlık ilave yatırım yapacaklarını bildiren Borgo, bugüne kadar da yaklaşık 500 milyon dolar yatırım yaptıklarını anımsattı.
Gregorio Borgo, “Bu, Türkiye’nin dış ticaret dengesine de önemli bir katkı yapıyor. Bizim Türkiye’den yaptığımız ihracatın değeri yıllık 125 milyon dolar. Bu yeni yatırımla, Türkiye’den yapacağımız ihracat ikiye katlanacak. Türkiye’yi çok seviyoruz.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin kendileri için önemine vurgu yapan Gregorio Borgo, “Türkiye’ye yatırım yapıyoruz çünkü biz Türkiye’ye inanıyoruz. Şahsen, mükemmel insanlar olmasa burada olmazdık. Türk insanının kalitesine yürekten inanıyorum. Üst yönetiminden işçisine kadar son derece kaliteli… İnsanına güveniyorsanız, bu kadar başarılı bir üst yönetim de varsa yatırım kararı çok kolay. Yatırımlarımız bununla sınırlı kalmayacak, devam edeceğiz.” değerlendirmesinde bulundu.
Prometeon Türkiye, Orta Doğu, Afrika, Rusya, Orta Asya, Kafkaslar CEO’su Alp Günvaran da, yeni yatırım ve şirketin Türkiye’deki operasyonlarına ilişkin bilgi verdi.
İzmit’teki fabrikanın yılda yaklaşık bir milyon adet kamyon-otobüs lastiği ürettiğini belirten Günvaran, Grubun toplam üretiminin yüzde 20’sinin Türkiye’de yapıldığını söyledi. Günvaran, bahsedilen 115 milyon dolarlık yatırımın tamamlanmasının ardından bu oranın yüzde 30’a yükseleceğinin altını çizerek, şu değerlendirmelerde bulundu:
“60 yıla yakındır Türkiye’deyiz. Orijinal ekipman şirketlerine lastik tedarik ediyoruz ve lastik değiştirildiğinde açığa çıkan talebi karşılıyoruz. İkinci kısma ‘yenileme pazarı’ diyoruz. Bu pazar yaklaşık 2 milyon adetlik bir pazar. Pazar büyüklüğü açısından baktığınızda Türkiye, Avrupa-Orta Doğu ve Afrika Bölgesi’nin en büyük pazarlarından biri. Fabrika üretimimizi hem iç piyasaya tedarik ediyoruz hem de ihraç ediyoruz. Hem Türkiye’de hem de dünyada orijinal ekipman pazarı ve yenileme pazarı İzmit’te üretilen lastiklerle dönüyor. Dünyanın dört bir yanına ihracat yapıyoruz, büyük kısmı Avrupa ülkelerine. Toplam ihracatımızın üçte ikisi Avrupa’ya gerçekleşiyor. Bugün itibarıyla ihracat hacmimiz 125 milyon dolar mertebesinde.”
Türkiye’de kalıcı olduklarını, çok daha uzun yılllar kalmak niyetinde bulunduklarını dile getiren Günvaran, tüm yatırımları ve stratejilerini de bu gerçeklik üzerine oluşturduklarını kaydetti.
Alp Günvaran, fabrika yatırımına işaret ederek, şunları anlattı:
“Grup, 2017-2020 yılları arasında toplam 115 milyon dolarlık yatırımı İzmit fabrikasına yapma kararı aldı. Bu yatırımın arkasındaki en büyük beklenti, Türkiye’deki toplam üretim kapasitemizin yüzde 75 artacak olması. 2020 sonuna gelip yatırımı tamamladığımızda, yüzde 75 daha fazla üretim yapar hale geleceğiz. Yapacağımız yatırımla üreteceğimiz lastikler, portföyümüzdeki teknolojisi en yüksek, en premium lastikler olacak. Bu ek kapasite, çok büyük oranda ihracatı artırmak için kullanılacak. Ana pazar hedefimiz yine Avrupa olacak.
Bugün direkt 2 bin, dolaylı 10 bin istihdam yaratıyoruz, yatırımla birlikte ek 150 direkt istihdam yaratacağız, 750 de dolaylı istihdam oluşacak. Mevcutta 125 milyon dolar olan ihracat rakamımız, kapasite artış programı tamamlandıktan sonra iki katına çıkacak, 250 milyon dolara ulaşacak. Bu yatırım neticesinde sahip olacağımız üretim kapasitesi ve ihracat sayesinde de ülkemizin dış ticaret dengesine olumlu katkılar yapma hedefindeyiz.”
Alp Günvaran yatırımın hem iç pazara hem ihracata etkisine işaret ederek, bugün Türkiye’de yapılan üretimin yarısının içi pazara yarısının da ihracata aktarıldığını söyledi. Artan kapasite ile iç pazarın da bundan faydalanacağına dikkati çeken Günvaran, en büyük önceliğin ihracat olacağını dile getirdi.
Günvaran, pazarın durumu ve ticari araçlarda yapılan KDV indirimlerine ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
“Özellikle son dönemde Türkiye’nin artan ihracat performansı ve bu ihracatın getirdiği aktivite sistemleri, pazarın büyümesinin altında yatan en temel sebeplerden biri. Bu büyüme performansının önümüzdeki dönemde de devam etmesini bekliyor, planlarımızı da buna göre yapıyoruz.Ticari araçlarda uygulanan KDV indirimi pazara bir hareketlilik getirir. Türkiye’de üretimi artıracak her türlü uygulamanın doğru olduğuna inanıyoruz ve bu anlamda geçtiğimiz dönemde yapılan bu değişikliklerin pozitif etkilerinin piyasada görmeye başladığımızı ve göreceğimizi de söyleyebiliriz.”
Ar-Ge’ye ayırdıkları paya işaret eden Günvaran, şu an toplam ciro içinde yüzde 3 olan Ar-Ge payının yeni yatırımla birlikte bunun da artmaya devam edeceğini söyledi. Günvaran, “2017’de başladı yatırım, 2018’de üretimimizi halihazırda yüzde 10 artırmış durumdayız ama esas büyük artış dalgaları 2019 ve 2020’de gelecek. 2018 yılında yapacağımız toplam yatırımın 17 milyon dolarını gerçekleştirdik.” dedi.
Alp Günvaran, bu gibi yatırım kararlarının uzun vadeli perspektifle alınan kararlar olduğuna işaret ederek, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Hepimiz biliyoruz ki Türkiye, geçmişinden bu yana dalgalı dönemleri oldu ama Türkiye her zaman girdiği darboğazlardan hızlıca çıktı, kurtuldu, büyüdü. Bunu defalarca ispat etti. Grubun bu anlamda Türkiye’ye bakışı, çok daha uzun vadeli, Türkiye’nin uzun vadeli performansının çok pozitif olacağını öngörüyor. 60 yıldır buradayız, en az bir o kadar daha burada olmak istiyoruz. Türkiye’yi bir yönetim, üretim ve yetenek üssü olarak değerlendiriyoruz. Grubun Türkiye’ye bakış açısı çok pozitif, bunun iticisi olarak bu yatırımın Türkiye’ye getirilmesine karar verildi.”
Enflasyonla Topyekün Mücadele kapsamında yaptıkları çalışmalar hakkında da bilgi veren Günvaran, şunları söyledi:
“Dünyanın neresinde olursa olsun, dövizde meydana gelen bu tip hareketler ticarette bulunan her firmayı etkiler, bizim de bundan etkilenmememiz mümkün değil. Biz bu dönemde kendi içimizdeki verimlilik ve maliyet düşürücü önlemlere odaklanarak, bu dönemi geçiriyoruz. Nihai tüketiciye etkisinin minimum olması için uğraşıyoruz. Bu anlamda Enflasyonla Mücadele anlamında üzerimize düşeni yaparak, planladığımız yüzde 10’un üzerinde birçok fiyat artışını iptal ettik.”