Paris’te “Sarı Yeleklilerin” eylemleri, başladığında, bizdeki Gezi seviciler, fırsatı ganimete çevirmek için, tamtamlarını çalmaya başladılar.
İlk işaret fişeği, uzun zamandan beri üzerinde çalışılan İstanbul Havalimanı işçileri ile ilgili atıldı.
Gezi sevicilerden Milletvekili ünvanlı bir siyasimiz, konu ile ilgili bilgi ve görgüsünü arttırmak amacıyla Paris’e gidip “Sarı Yeleklilerin” eylemlerini gözlemledi. Başka bir siyaset yöneticisi de “ Paris sararırken, Ankara yeşil kalamaz.” Tweeti ile kervana katıldı. Gezicileri alınlarından öpen Genel Başkan’da apar topar Almanya’ya gidip bir dizi derin görüşmelerde bulunduktan sonra, Türkiye’de açıklanmaya muhtaç bir dizi dikkat çekici görüşmeler yaptı. Bütün ürünlerin fiyatları artarken her ne hikmetse sarı yelek fiyatlarında % 80 indirime gidilmesi ise ayrı bir muamma…
Bu gelişmeleri alt alta sıraladığımızda, Türkiye’de Fransa’dakine benzer bir “Sarı Yelekliler” kalkışması planlandığı görüntüsü ortaya çıkıyor.
Kalkışmanın gerekçesi ve şartları ne olabilir sorusunun cevabı, “Deliye her gün bayram.” Veya kedi yavrusunu yiyeceği zaman külleyip bu benim yavrum değil diye yemesi örneklemeleri ile bulunabilir.. Küresel Baronlar, Türkiye’de “Sarı Yelekliler” benzeri bir kalkışma planlamış yerli işbirlikçiler ile mutabakata varılmış ise, ağaç, kuş, böcek gibi bahaneler üretilerek bindirilmiş hazır kıtalar harekete geçirilerek bir kalkışma teşebbüsü olabilir..
Sonrası, sonrasını düşünmek bile istemiyorum. Bu konuda Halk burnundan soluyor. Dört ay sonra, sandık halkın önüne konulacak. Herkes söyleyeceğini söyleyin, sandıktan çıkan sonuçlara da herkes saygı duysun. Sokaklarda herhangi bir karışıklık istemiyor.
Benim algılayamadığım noktada tam anlamıyla bu. Dört ay sonra sandığa gidecek olan ve halktan oy isteyecek Muhalefet Partisinin, Halkın açık tepkisine rağmen böyle bir organizasyon içinde bulunuyormuş görüntüsünü nasıl verebildiği ile ilgilidir..
İktidarın Ülkeyi iyi yönetmek, Muhalefetinde iyi yönetilmesini sağalmak gibi vekâlet görevleri ve sorumlulukları var. Bunun için de Ülke şartlarına göre çok güzel dolgun ücret alıyorlar ve her türlü imkâna sahipler.
Halkı kucaklayıp, yaptıklarını ve yapacaklarını anlatmak yerine, Halktan uzaklaşarak, Gezi çığırtkanlığı yapılmasını anlamakta zorluk çekiyorum.
Sokaklara dökülmeden, yakıp yıkmadan medeni insanlar gibi Halka inip hemhal olmak yerine çözümü Paris sokaklarında, Almanya’daki vakıflarda arama gayretini hiçbir akıl sahibi izah edemez.
Küresel güçlerin himayesinde düzenlenen “Gezi” ve “Sarı Yelekliler” benzeri gösterilerin yapıldığı hiçbir Ülke belini bir daha toplayamadı. Yugoslavya’da yapılan gösteriler, sonucunda Ülke yedi parçaya bölündü. Binlerce insan katliama, tecavüze uğradı, yerinden yurdundan edildi. Mısır’da darbe ile yönetim kanlı bir şekilde değiştirdi. Örnekleri uzatabiliriz.
“Sarı Yeleklilere” benzeyen bir kalkışma düşleyenler, lütfen bu kötülüğü kendinize ve Ülkeme yapmayın. Buna sebep olanlar dökülen bir damla kanın hesabını tarih önünde ve kendi vicdanlarında vermeleri mümkün değildir.