Ülke genelindeki büyük şehirlerde yolları kapatan eylemciler, Bibi ve kararı alan hakimlerin idam edilmesi talebinde bulunuyor.
Tahrik-i Lebbeyk Pakistan (TLP) grubunun başı çektiği protestolar nedeniyle ülkenin büyük şehirlerinde hayat durma noktasına geldi. Özellikle Pencap eyaletinin başkenti Lahor’un giriş ve çıkışlarını kapatan göstericiler, Karaçi ve İslamabad’a giden otoyollarda da trafiği durdurdu.
Bazı ülkelerin büyükelçilikleri, vatandaşlarına gönderdikleri mesajlarda, gerekmedikçe sokağa çıkmama ve eylemlerin yapıldığı bölgelere gitmeme çağrısında bulundu.
Özel Okullar Birliği, başkent İslamabad, Pencap, Sindh ve Hayber Pahtunhva eyaletlerinde eğitime bir gün ara verildiğini açıkladı.
Ülke genelinde dün geceden itibaren cep telefonu servis sağlayıcılarında da kesintiler oluştu.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Mian Sakıb Nisar, aldıkları kararı savunarak “Kanıt yoksa bir kişi hakkında nasıl ceza kararı alabiliriz?” diye sordu.
Bibi’nin İslam’a ve Hazreti Muhammed’e hakaret ettiğinin açık olmadığını söyleyen Nisar, “Ben ve hakim arkadaşlarım Peygamber sevdalılarıyız. Duruşmalara kelime-i tevhid getirerek başlarız. Onun yolunda kendimizi feda ederiz ancak biz sadece Müslümanların hakimleri değiliz.” dedi.
Ülkede başlayan protestolar sonucu ortaya çıkan güvenlik problemleri için hükümet de çalışmalara başladı. Başkent İslamabad’daki büyükelçiliklerin ve devlet dairelerinin bulunduğu D-Chowk bölgesine girişler konteynerlerle kapatıldı.
Başbakan İmran Han, dün gece Kara Kuvvetleri Komutanı ve İslamabad Emniyet Müdürüyle toplantı yapmasının ardından, bu sabah da acil kabine toplantısı düzenledi.
Resmi ziyaretlerde bulunmak üzere Çin’e gitmeden önce kabine üyeleriyle buluşan Han, dün gece yaptığı ulusa sesleniş konuşmasında, “Hep birlikte ayağa kalkmaya çalıştığımız bir dönemde toplumu şiddete davet ederseniz devlet gücünü kullanacaktır. Bizi zor kullanmaya mecbur etmeyin.” demişti.
Han, konuşmasında ayrıca hakimleri ve orduyu eleştirip halkı kışkırtanları ülkeye kötülük yapmakla suçlamıştı.
Kavga ettiği iki kadın tarafından İslam’a ve Hazreti Muhammed’e hakaret etmekle suçlanan Pakistanlı Hristiyan Bibi, 2009 yılından bu yana cezaevinde bulunuyordu.
53 yaşındaki Bibi için 2010 yılında önce yerel mahkeme, ardından da 2014’te Lahor Yüksek Mahkemesi idam kararı vermişti.
Bibi’nin idamını önlemek için çok sayıda kadın ve insan hakları örgütü kampanyalar düzenlemişti.
Anayasa Mahkemesinde dün görülen temyiz davasında Anayasa Mahkemesi Başkanı Mian Sakıb Nisar, yargılamanın adil yapılmadığını söyleyerek “Temyiz başvurusu kabul edilmiş ve yerel mahkeme ile eyalet mahkemesinin kararı tersine çevrilmiştir. Şüpheli şahsın idam kararı iptal edilmiş ve serbest bırakılmasına karar verilmiştir.” demişti.
Duruşma hakimlerinden Asıf Hosa, yaptığı açıklamada, “Delillerin sunulması ve soruşturmanın yürütülmesiyle ilgilenenlerin gerçeği söylemedikleri ya da en azından hakikati ifşa etmedikleri izlenimi var. Alt mahkemelerin de çelişkili ifadelerle suçlamada bulunması aynı derecede rahatsız edici.” ifadesini kullanmıştı.
Pakistan’da İslam’a ve Hazreti Muhammed’e hakaretin cezası idam olmasına rağmen bu ceza hiç uygulanmadı. İnsan hakları örgütlerinin açıkladığı bilgilere göre, halihazırda ülkede 600’ün üzerinde dine hakaret davası bulunuyor.
ABD Uluslararası İnanç Özgürlüğü Komisyonunun yaptığı açıklamaya göre, Pakistan’a dine hakaretten idam cezası alan ya da müebbet hapis cezasına çarptırılan 40 kişi daha bulunuyor.
İnsan hakları dernekleri, dine hakaret suçunun sık sık kişiler tarafından iftira amacıyla kullanıldığını savunuyor. Dernekler ayrıca 1990 yılından beri dine hakaret suçlamasıyla 70’in üzerinde kişinin linç edildiği veya cinayete kurban gittiğini duyurmuştu.