Aynı kitabı okuyan iki kişinin hikayesi nasıl farklıysa, kitaptan aldıkları da bir o kadar öyle.
Peki ya aynı dünyada yaşayan 7 milyar insanın, Dünya’dan aldıkları?
Durup düşünmeli şimdi; dinlemeli, dinlenmeli… Bizden aldıklarına rağmen vermeye; sevmeye devam mı edeceğiz, yoksa Dünya’ya ayak uydurup, almaya mı yelteneceğiz? Yazılan kitaplardan bir şeyler mi alacağız, yoksa önce kendi kitabımızdan mı başlayacağız okumaya?
Bugüne kadar birileri; tıpkı bizim gibi geldiler ve gittiler… Fakat değişmeyen bir şey vardı; yıldızları görmek için karanlığa ihtiyacımız… Öyleyse; karanlığımızla dertlenip yıldızları görmezden mi gelelim, yoksa yıldızımızı parlatmak için, karanlığa teşekkür mü edelim? Kim bilir, belki de karanlık bize verilen bir hediyedir.
Kararı hep birlikte vereceğiz. Fakat bunun için önce birlikte olmalıyız. Sonra, Sezen Aksu’nun dediği gibi; oturup yıldızlardan bakarız Dünya’daki neslimize…
Öyleyse; karanlığımızla dertlenip yıldızları görmezden mi gelelim, yoksa yıldızımızı parlatmak için, karanlığa teşekkür mü edelim? Kim bilir, belki de karanlık bize verilen bir hediyedir.
Bu zamana kadar okuduğum en anlamlı cümlelerden birisi olabilir.
Ancak belki olur ya bir ihtimal içimizdeki karanlıkla anlaşabilirsek ne yıldızlarımızı görmezden gelmek zorunda kalırız ne de yıldızlarımızın her gün parlaması için uğraş vermek zorunda kalırız.Aradaki en can aşıcı mesele içimizdeki karanlığı aşabilecek kadar güçlü olmaktan geçiyor ..
Bana bu cümlenle kattığın çoğu şey için teşekkür ederim..