Sanat, düşünceleri ve fikirleri ifade edebilmenin en doğru yollarından bir tanesi. Üstelik bunu birçok farklı formda yapabilmek mümkün. İster bir kara kalem kullanarak ister yetenekli ellerde şekillenen kille. Ya da belki dijital araçlar… Refik Anadol, İstanbul’da doğup ABD’de oldukça güzel işlere imza atan, sanatını alışık olmadığımız formlarda sunan oldukça etkileyici işlere sahip bir sanatçı. Aynı zamanda Antilop tasarım stüdyosunun ortağı ve yaratıcı yönetmeni. Sanatında mimariyi tuval, ışığı ve veriyi ise materyal olarak kullanan Anadol, teknolojiyi ise sanatsal üretimlerinin merkezinde tutuyor.
Daha önce ABD’de Walt Disney Sergi Salonu, Hammer Müzesi ve Outdoor Vision Festivali SantaFe New Mexico’ da eserleri sergilenen Refik Anadol’un son çalışması ise yine insan beyninin sınırlarını zorlarken sanatın gücünü gösteriyor. İlk dijital sanat sergisi olan ‘Makine Halüsinasyonu’’nu, New York’ta açan Refik Anadol, sergisini Chelsea Market’in tarihi kazan dairesindeki Artechouse’da sanatseverlerle buluşturdu.
Sergi, sanatseverler tarafından büyük beğeni ve ilgiyle karşılandı. Anadol’un yapay zekayı kullandığı New York’taki ilk kişisel sergisi ‘Makine Halüsinasyonu’, makine öğrenim algoritmalarını üç milyondan fazla görüntünün veri kümesi üzerinde kullanan sinestetik bir gerçeklik deneyi olma özelliği taşıyor. Eserdeki her an, geniş bir mimari stil ve hareket yelpazesini temsil ediyor ve tarihte bu anlar arasındaki gizli bağlantıları ortaya çıkarıyor. Makine, 512 boyutta mimari halüsinasyonlardan oluşan veri dünyası yaratarak, bilginin mekansal olarak nasıl deneyimlenebileceğini keşfetmeye ön ayak olur. Sergi, 1 Aralık’a kadar gezilebilecek.