Ne münasebet? Ne ittifakın bitirilmesi? O da nereden çıktı?
Daha Kızılelma kesecektik… Bir güzel yiyecektik… Boşuna mı bu kadar edebiyat yaptık? Şimdi hepsi boşa mı gitsin? Beka havaya mı uçsun?
Tamam “Ben Türk’üm ve Türkçüyüm” dediğim zaman Tüpçü Fikret de “O zaman ben de tüpçüyüm” diyecekse ve böylece birliğimiz beraberliğimiz bozulacaksa demeyelim bari!..
Lütfen sağduyulu düşünelim… Daha önce ‘Yeni Başlayanlar İçin Kızılelma Kılavuzu’ hazırlamıştım… Onu tekrar tekrar okuyalım, kurallara uyalım, uymayanları uyaralım… Hiç bi şeycikler kalmaz… Hadi şifa niyetine:
* Cahiliye Araplarının yaptığı gibi yapmayın… Türklerin Kızılelma’sı ‘helvadan put’ değildir, acıkınca yemeye kalkışmayın… Biraz olsun nefsinize sahip çıkın…
* Menkul kıymetler borsası, zahire borsası veya sebze-meyve halinde Kızılelma’nın karşılığı yoktur… Olur olmaz yerde arayıp bulmaya çalışmayın…
* Kızılelma, Trump’a kızınca ısırdığınız turp gibi veya bir ara bıçakladığınız Hollanda’nın sembolü portakal gibi nebatattan sayılmaz… ‘Kışın kompostosunu içeriz’ düşüncesiyle güneşte kurutmaya yeltenmeyin…
* ‘Parlaklık veriyormuş, cilde faydalıymış’ diye yüzünüze gözünüze sürmeye kalkmayın, çarpılırsınız… Prospektüsü mutlaka sindire sindire okuyun…
* Kızılelma günlük hayatınıza yeni girdiğine göre tedbirli davranın, önce onu tanımaya çalışın… Mevsimlik milliyetçiliğiniz coşunca manava koşturup “Tart iyisinden iki buçuk kilo” filan demeyin… “Bunun mayhoş olanından yok muydu?” sorusunu sorup rezil olmayın…
* Eğer birisi ‘Kızılelma Neresi?’ isimli hikâyeyi yazan Ömer Seyfettin’in kim olduğunu sorarsa “Galiba Sultanbeyli Belediyesi İtfaiye Müdürü’ydü” diye cevap vermeyin, önce hiç olmazsa Google’dan bi zahmet araştırın…
* Bir başka Kızılelma hikâyesinin yazarı Cengiz Aytmatov’un emeklilikten sonra bağ-bahçe işiyle uğraşan bir Kırgız olduğunu unutmayın ki âlem sizin genel kültüre hasta olsun…
* Yine birisi şaşırıp da “Yahu siz bu Kızılelma’yı ne zamandan beri biliyorsunuz” diye sizi test etmeye kalkarsa “Ekmek çarpsın, kâlû belâdan beri” uyanıklığına sakın kaçmayın…
* Ölü arkasından dağıtılan lokma veya mevlütlerde verilen lokum gibi onu da yiyecekten zanneden kırmızı yanaklı arkadaşlarınızı uyarın… Ola ki mevzunun aslını bilen olur mahcup olmayın…
* Rüya ansiklopedisine ‘Rüyada Kızılelma görmek’ maddesi eklemeyin… Eklerseniz de bunu “Hayırdır inşallah, elma talihtir, yine sana çok kârlı bir iş görünüyor” diye yorumlamayın…
* Çörek otu yağı veya zemzem kremi cinsinden sakın işi ticarete dökmeye kalkmayın… Televizyonlarda kampanya yapmayın… Cazip olsun diye toplu siparişlerde indirimden medet ummayın…
* Rabia’yla Kızılelma’nın hiçbir ilgisi yoktur… Aklınız gidip geliyorsa, işin içinden çıkamıyorsanız, alıcınızın ayarlarıyla bir daha sakın oynamayın…
* Pazardan aldığınız Kızılelmaların içinden kurt çıkarsa, bunu sakın bozkurtlarla karıştırmayın… Başkaları bozkurtlarla gezerken siz ‘eşref-i mahlûkat’tan olduğunuzu aklınızdan lütfen çıkarmayın…
* “Kızılelma ‘Türkler’le mi, yoksa ‘tek millet’le mi ilgiliydi?” diye kafanız karışırsa, işin içinden çıkamazsanız BİMER’e, müftülüğe veya mahkemeye başvurmayın… “Üst akıl, bana musallat oldu galiba” deyip, kafanızı yastığa vurun, uyuyun… Düzelmezseniz, kurşun döktürün…
* Sivas’ın ötesinde tüketmeyin… Baldıran zehriyle karışıma asla sokmayın…
* Artık ‘i’lay-ı kelimetullah’tan da bahsetmeniz gerektiğinde ‘ilahî kelimetullah’ gibi komik kavramlar kullansanız da acemilik aşılıncaya kadar ısrar edin…
* Öyle azmedin ki, siz Kızılelma’dan söz edenlere ırkçı diye bakarken, Kızılelma ülküsünü savunanlar, sizin dilinize vuran Kızılelma edebiyatı karşısında çırak çıksın…
* Ziya Gökalp’i, Nihal Atsız’ı, Ahmet Hikmet Müftüoğlu’nu, Mehmet Emin Yurdakul’u duyduğunuzda yabancı kalmayın, sanki dün görüşmüşsünüz gibi davranın…
* Kızılelma’nın milliyetçilikle ve milliyetçilerle ilgili olması dolayısıyla herhangi bir alınganlık veya yılgınlık göstermeyin… El koyarsınız sizin olur… “Acaba böyle yaparsak ırkçı, Türkçü, milliyetçi veya kavmiyetçi olur muyuz? ‘Tek millet’e halel gelir mi?” diye endişe etmeyin…
* Çok önemli olduğu için ilk maddeyi tekrarlayalım: Cahiliye Araplarının yaptığı gibi yapmayın… ‘Helvadan put’ değildir, acıkınca yemeye kalkışmayın…
***
Eski Kızılelmacılar olarak rica ediyoruz sadece… Bu metni okunmuş suya batırıp yumuşattıktan sonra yiyoruz ve bir de bakmışız ki birlik ve beraberliğimiz daim oluyor!..
Yazara ait yayınlanan son makaleleri gazete bayilerinden Yeni Çağ Gazetesi satın alarak okuyabilirsiniz.