Herkese mutlu, huzurlu bir gece diliyorum evvela. Nasılsınız diye sormak bile istemiyorum. Cevapları tahmin etmek için müneccim olmaya gerek yok sanırım. Çok iç açıcı bir yazı olmayacak baştan söyleyeyim. Aynı coğrafyada yaşadığımız için (hemen hemen çoğumuz) gündemde neler var neler yok biliyoruzdur. Bilmeyince aslında daha rahat oluyor insan orası ayrı bir konu fekat bilmemek diye bir şey yok günümüzde. İlla bir yerden duyuyorsun olanları. Zaten kaç aydır aldığımız nefesi bile haram hissederken birde güzel yurdumda olanlar çok üzüyor bizi. Dün Mardin ve Diyarbakır’ da Çanakkale’ de çıkan yangınlar, can kayıpları, giden emekler, ekmek paraları, yavrusuz kalan anneler, annesiz kalan yavrular, kirlenen hava, yaşanan korku çaresizlik. Ne sayayım ki daha:( Her gün ne, neden gibi sorular soruyoruz. Cevaplarını hiç alamadığımız. Belki de alamayacağımız. Ve farklı bir anlamda yangın yerine dönmüş bir Türkiye, bir dünyaya uyanmak bize daha çok soru sorduruyor. Artan enflasyon da bir yangındır cebi delik vatandaşın yüreğinde. Aybaşını getirmek için çırpınan halkın da uğradığı bir hayat yangınıdır. İmgesel yangınlarla gerçek yangınlar arasında debelenip duruyoruz. Hangisi daha ağır diye sormak çok büyük gaflet olur. Allah ikisinden de korusun hepimizi.
Benim elimden ancak dua etmek geliyor. Ama elinden gelenin haddi hesabı olmayanlar için fiziki dua şarttır. Yaraların bir an önce sarılması, hasarın bir an önce onarılması ve mağduriyetlerin giderilmesi lazımdır. Bir röportajdan duyduğum kadarıyla bir iki aydır elektrikle alakalı bir sıkıntı olduğunu, yangından önce de elektriklerin kesik olduğunu ve yeniden elektriğin gelmesiyle yangının garip bir şekilde çıktığını söylediler. Kasıtlı yapılmış olabileceğini bir tek ben düşünmüyorum sanırım. İç dış düşmanlarımız fırsat kolluyor. Gece şu atasözüyle uyandım’ su uyur düşman uyumaz’ Allah’ım sen hainlere, zalimlere, bizi bitirmek isteyen düşmanlara, dost postunda gizlenen leş kargalarına fırsat verme. Sen bizi her zaman korursun, buna olan inancımız her zaman diri ve tazedir.