Bilkent Üniversitesi Müzik Hazırlık İlk ve Ortaokulu 5’inci sınıf öğrencisi Nil İpek Şabi ile aynı okulda 4’üncü sınıf öğrencisi kardeşi Kıvanç Arda Şabi, birlikte katıldıkları ‘Uluslararası Müzik Yarışması: Heirs of Orpheus’ta keman ve viyolonsel branşlarında birinci ve ikinci oldu. Bulgaristan’ın Albena kentinde 4-11 Ekim tarihlerinde düzenlenen yarışmada, solo keman dalında Grand Prix ödülününün sahibi olan 10 yaşındaki Nil İpek Şabi, elde ettiği bu başarıyla gelecek yıl ocak ayında Gürcistan’da düzenlenecek ‘Uluslararası Mozart Müzik Yarışması’na katılım davetiyesi kazandı.
Beden eğitimi öğretmeni annesinin, kendisindeki ritim yeteneğini keşfetmesi üzerine, dört yaşında piyano öğrendiğini, beş yaşında ise keman çalmaya başladığını belirten Şabi, kemanı bırakmayıp müzik yaşamına bu enstrümanla devam ettiğini söyledi. Keman eğitimine Muhammedjan Turdiev ile başlayan Nil İpek Şabi, eğitimine 2016 yılından bu yana Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Öğretim Görevlisi Elena Rıhsi ile devam ediyor.
Bilkent Üniversitesi Müzik Hazırlık İlk ve Ortaokulu’nda burslu okuyan Şabi, “İleride kemanımla orkestrada baş solist olmak istiyorum. Çünkü kulağımda melodiler uçuşuyor. Bütün konçerto yazan sanatçıları çok seviyor ve dinliyorum ama en sevdiğim kemancı, Itzhak Perlman. Türk kemancı olarak da Suna Kan’ı çok seviyorum” dedi.
Şabi, klasik müziğin doğayı ve insanı çok güzel anlattığını, bu yüzden bundan kopamadığını, yolculuklarda ve evde klasik müzik dinlediğini belirterek, pop müzik dinlemekten de hoşlandığını söyledi.
‘PİYANO ÇALARKEN ANNEME DE ÖĞRETTİM’ Müzisyen bir aileden gelmediğini fakat anne babasının desteği sayesinde müzikle iç içe bir hayat yaşadıklarını söyleyen Nil İpek Şabi, “Biz kardeşimle keman ve viyolonsel çalarken annem de piyano çalışıyor. Piyano çalarken anneme de öğrettim. Hem öğretici hem de öğrenci oldum” diye konuştu.
Başarılı kemancı Şabi, ailelerin çocuklarına klasik müziği sevdirmelerini tavsiye ederek, “Klasik müzik dinleyince, insanın içine, ruhuna müzik yerleşiyor. Bu, insanı mutlu ediyor bence. O yüzden herkes klasik müzik dinlemeli” dedi.
Müzik hayatına, kemanla devam etmek istediğini belirten Şabi, şöyle devam etti:
“Suna Kan, Cihat Aşkın gibi bir kemancı olmak istiyorum. Türkiye’nin göğsünü kabartan en iyi kemancılarından biri olmak hayalim. Fazıl Say, Suna Kan ve Cihat Aşkın ile tanışmak da çok istiyorum. İnşallah, hayalim olur.”
Çekya’nın başkenti Prag’da geçen yıl düzenlenen uluslararası bir yarışmada da derece aldığını belirten Nil İpek Şabi, aynı okulda kendisi gibi burslu okuyan kardeşi Kıvanç Arda ile katıldıkları yarışmanın, kardeşiyle beraber yer aldıkları ilk uluslararası yarışma olduğuna dikkati çekti.
Abla Şabi, kardeşiyle çalışmaktan keyif aldığını, bazen paylaşamamazlık yaşadıklarını, yine de birlikte çalışmayı çok sevdiklerini belirtti. Öğretmenlerine teşekkür eden Şabi, onların sayesinde hedefine ulaşacağını söyledi.
‘TÜRKİYE’NİN EN İYİ ÇELLİSTİ OLMAK İSTİYORUM’ Ablasıyla aynı okulda öğrenim gören dokuz yaşındaki Kıvanç Arda Şabi de müzik hayatına ablası gibi piyanoyla başladığını, daha sonra keman ve viyolonsel eğitimleri aldığını anlattı. Üç yıldır devam ettiği viyolonsel eğitimine Arthur Rahmatullah ile başladığını belirten Şabi, 2016 yılında Avustralya’nın Melbourne kentindeki Australian Children’s Orchestra’da (Avustralya Çocuk Orkestrası) çalıp, buradan onur belgesi aldığını anlattı.
Şabi, “Büyüyünce Türkiye’nin en iyi çellisti olmak istiyorum. Bunun için çok çalışıyorum” dedi.
Bulgaristan’dan dereceyle döndüğü yarışmanın, katıldığı ilk uluslararası yarışma olduğunu ve ön elemelerden geçerek finale kaldığını söyleyen Arda Şabi, “Çok çalışıyoruz. Heyecanlandım ve mutlu oldum yarışma öncesinde. En çok Bach çalmayı seviyorum. Bach’ın eserleri bana daha romantik geliyor. Daha iyi artistik yapabiliyorum” diye konuştu.
Her gün okul ders saatlerinin dışında en az üç saat, yaz tatillerinde ise günde dört saat viyolonsel çalıştığını söyleyen Kıvanç Arda Şabi, şöyle devam etti:
“Çalışmadığım zaman geri giderim diye korkuyorum. O yüzden muhakkak çalışıyorum. Zaten müziğin içine girmek, onunla uyumlu olmak, müziğin içindeymiş gibi hissetmek beni mutlu ediyor.”
Arda Şabi, müzik yaşamına klasik müzikle devam etmek istediğini belirterek yaşıtlarına ve tüm çocuklara klasik müzik dinlemeleri tavsiyesinde bulundu. Küçük çellist, “Müzikle ilgilenenler için kulağın gelişmesi, tonlamanın daha iyi olması ve akort bozulduğunda rahat düzeltilebilmesi için klasik müzik dinlenmesi öneriliyor. Bence çocukların hepsinin enstrüman çalması gerekli. Türkiye’de herkes müzikle ilgili olsun diyorum” dedi.
‘YETENEKLİ ÇOCUKLARA DESTEK OLUNMALI’ Anne Gamze Şabi ise çocuklarının kazandığı başarılardan duyduğu gurur ve mutluluğu söyledi. Şabi, “İpek ve Arda, müzik okumayan çocuklar kadar rahat değil. Okuldan 16.00’da geliyorlar. Yarım saat molaları var. Ardından normal akademik ödevlerini yapıyorlar. Piyano, solfej ve enstrüman derslerini yapıyorlar. Yatana kadar çalışıyorlar. Bu, bize başarıyı getiriyor” diye konuştu.
Bilkent Üniversitesi’nin ve hocalarının çocuklarını çok desteklediğini belirten Şabi, “Memur olarak bir yere kadar karşılıyoruz. Elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Kendi adıma değil ama tüm yetenekli çocukların desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum. Zahmetli yetişiyor bu çocuklar. Türkiye’nin geleceği sanatçılara, çocuklarımıza yarışmalara giderken en azından ulaşım ve konaklamada destek olunmasını talep ediyorum” dedi.