Bildiride, Türkiye’nin güvenliğini yakından ilgilendiren önemli iç ve dış gelişmelerin bütün yönleriyle ele alındığı ve 2018 yılının güvenlik değerlendirmesinin yapıldığı, 2019 yılında meydana gelmesi muhtemel risk ve tehditlere karşı alınabilecek tedbirlerin toplantıda müzakere edildiği kaydedildi.
Türkiye’nin milli birlik ve beraberliği ile bekasını tehdit eden FETÖ/PDY, PKK/PYD-YPG ve DEAŞ başta olmak üzere, tüm terör örgütlerine karşı yurt içinde ve yurt dışında icra edilen operasyonlar hakkında kurula bilgi sunulduğu belirtilen bildiride, şu ifadelere yer verildi:
“Terörle mücadele harekatı kapsamında güney sınırlarımızda hudut güvenliğini temin ve terör örgütlerinin milletimizin huzurunu kaçırmaya yönelik yöntemlerine karşı alınan tamamlayıcı tedbirler üzerinde durulmuş, tüm kurum ve kuruluşlarımızın bu konuda dirayetle hareket ettikleri memnuniyetle müşahede edilmiştir. Teröre ve terör örgütü mensuplarına verilen dış desteğin kesilmesi yönündeki çağrımız bir kez daha tekrarlanmış, bütün terör örgütleriyle mücadelenin kesintisiz olarak sürdürüleceği güçlü şekilde ifade edilmiştir.
Bazı ülkelerin firari terör örgütü mensuplarını iade etmekten kaçınmalarının kabul edilemez olduğu belirtilerek, iadelerin uluslararası hukukun ve sözleşmelerin gereği olduğu vurgulanmıştır. Türkiye’nin Suriye sınırını güvenlik altına almak için daha önce gerçekleştirdiği operasyonlarda ve yürüttüğü diplomasiyle elde ettiği olumlu neticeler de göz önünde bulundurularak, İdlib’de mevcut statünün korunması, Münbiç yol haritasının süratle uygulanması ve Fırat’ın doğusu ile ilgili varılan mutabakatların gereğinin yapılması hususundaki kararlı duruşumuzun sürdürüleceği belirtilmiştir.”
Tüm terör örgütlerine karşı mücadeleyi ilke edinen Türkiye’nin amacının, Suriye’nin siyasi birliği ile toprak bütünlüğünün korunarak, ev ve yurtlarını terk etmek zorunda bırakılmış milyonlarca Suriyelinin yerlerine dönmelerini sağlamak olduğu ifade edilen bildiride, mezkur krizin aşılmasında önemli role sahip anayasa komitesinin kurulmasının barış ve istikrar ortamına büyük katkı sağlayacağının bir kez daha teyit edildiği belirtildi.
Bildiride, Kıbrıs, Doğu Akdeniz, Ege ve Karadeniz’deki gelişmelerin yakından izlendiği, Türkiye’nin uluslararası antlaşmalardan doğan hak ve menfaatlerinin korunmasına yönelik bütün tedbirlerin alınmasına devam edileceğinin kuvvetle vurgulandığı kaydedildi.