Akşener’in konuşmasından satır başları:
Yargının içinden elinizi çekin. Bir başka yaramız da taciz çocuk istismarı. İstanbul’da yaşananlar bizleri mahvetti. Bir babaanne olarak bunu yapanların zül olmasını istiyorum. Buradan Meclis’teki tüm partilere çağrı yapıyorum. Gelin bu alçaklarla mücadele etmek için güç birliği yapalım.
‘SOYKIRIM İDDİALARI YALANDIR, İFTİRADIR’
Her yıl Nisan ayında bazı ülkeler 1915 yılında yaşanan olaylara ilişkin Türkiye’yi karalamaya devam ediyor. Tarih bütün hakikati ile ortadadır. Soykırım iddiaları iftiradır. İktidarın bu konudaki duruşunu destekliyoruz.
Memleket evlatlarının Mamak’ta yaşadıkları hepimizin malumu. Dönemin cezaevi komutanı Raci Tetik’in ölüm haberi o günleri yeniden yaşattı bizlere. Beddua etmiyorum. Allah’ın bileceği iş biliyorum ki varsa bir hesabı verecektir, Allah’a havale ediyorum.
‘RACİ TETİK’İ ALLAH’A HAVALE EDİYORUM’
Seçim sonuçlarının hayırlı olmasını diliyorum. Bütün vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum. Seçimi kazanmış bütün kardeşlerimi ayrım gözetmeksizin tebrik ediyorum. İktidar partilerinin seçim kampanyasında kullandıkları dili gördük. Ekonomiyi konuşturmamak için seçim meydanlarını savaş alanına çevirmek istediler. Sayın Temel Karamollaoğlu ile beni Kandil ile sözleşme imzalayacağımızı söyleyecek kadar alçaldılar. Oysa ekonomide yaşananları perdelemek mümkün mü?
‘DÜŞMANLIK DEĞİL, SEVGİ KAZANDI’
Kulağı çekin dedik, 31 Mart akşamı gördük ki milletimiz sözümüze itibar etti. Düşmanlık değil, sevgi kazandı. Tenceresi kaynamayan anneler, iş bulamayan gençler, ekmeği çalınan babalar kazandı. Kafasına çay atılanlar, varlık kuyruğu diyerek tanzim çadırlarındaki kuyruklar kazandı. “Fatiha bilmez” denilen Ülkücüler kazandı. Kısaca İYİ’ler kazandı. FETÖ’ye teslim ettikleri devleti 15 Temmuz’da sokaklardan toplayan Millet kazandı. AKP’ye, MHP’ye oy veren kardeşlerimiz kaybetmemiştir. Kaybedenler yeni bir hendek siyaseti kurup bizi birbirimize düşman etmeye kalkışanlardır. Milletimiz bölücülüğü bir kez daha açılan o hendeklerde boğdu. Milletimiz “Kibirlenme padişahım senden büyük Allah var” dedi.”
‘PEKİ ŞİMDİ NE OLDU?’
Devlet gücüyle siyaseti tanzim etme bitti. İktidar partisinin kullandığı dilin ne kadar tehlikeli olduğu ortaya çıktı. Devlet eliyle kaldırılan T.C. ibaresini seçilir seçilmez geri getirenler mi ülkeyi teröristlere teslim edecek? Böyle bir devlet anlayışı olabilir mi? Bir yerel seçimi Türkiye’nin var olma, yok olma meselesi olarak gösterdiler? Peki şimdi ne oldu? Ezan mı sustu? Söyledikleri iftiralardan geri ne kaldı biliyor musunuz? Allah’a verecekleri hesap kaldı.”
‘İSTANBUL SEÇİMİNİ KABUL ETMEMELERİ TÜKENİŞİN KORKUSU’
Gelelim bitmeyen İstanbul seçimlerine. İstanbul’u kabullenememeleri gösteriyor ki AKP’de bir çöküş korkusu yaşanıyor. Milletin sandığa güveni örselenmektedir. Milletin sandıktan ümidi kestiği yerde fırsatçılara gün doğar. AKP’li vatandaşlar bile rahatsız durumdan. Anadolu Ajansı’nın yayınları kesmesi bu ülkeye bir kumpas girişimidir. Nasıl bir senaryo yazıldı da o gece balkonda yaptığınız konuşma bu şekilde değişti.”
İktidar bilmelidir ki atadıkları isimler aracılığı ile seçimin tekrarlanmasına ilişkin bir karar AKP’nin ilk sandığa gömüleceği anlamına gelmektedir. Sayın Ekrem İmamoğlu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak seçilmiştir. Bunun dışında bir karar siyasi gaspçılık olur. Buna ne biz ne de aziz milletimiz müsaade etmez. Tarih Sayın Erdoğan’ı bir yol ayrımına getirdi. Ya darbeciler gibi olacak ya da seçimlerin sonucunu kabul edecek. Kibirden vazgeçin ve milletin kararını tanımamaktan vazgeçin.
‘İNEK HIRSIZINDAN KAHRAMAN ÇIKARMAYA ÇALIŞMAK AHMAKLIKTIR’
Benim evimin önüne gelenler serbest bırakıldı. Sayın Kılıçdaroğlu’na yumruk atan serbest bırakıldı. İnek hırsızından kahraman çıkarmaya çalışmak ahmaklıktır. Korkuyorum inek hırsızına türbe gibi ziyaretler başlayacak. Cumhurbaşkanı’na yakışan şehit cenazesine niye gidildi diye sorgulamak değil yapılan karşı durmaktır. Şu vatanda gidemeyeceğimiz bir yer mi var?