İlk kez yemekteyiz programında rastladığım bu şahsı(Murat Özdemir) programın finalinde Onur Büyüktopçu’ya yaptığı ”Ben olmasam sen bu programı yapamayacaktın” şeklindeki
küstahça söylemiyle tanımış oldum.Onur Büyüktopçu’ya, bu kişiyi programından kovmuş olmasından ötürü büyük minnet duyduğumu da belirtmeliyim.
Ne kadar güzeldir ki hala yanlışa, reyting uğruna karşı çıkan bazı televizyon programlarının varlığını sürdürdüğüne şahit olmanın mutluluğunu yaşadım.
Ancak bir yandan bu yarışmada her ne kadar hadsizlik edip kovulmuş olsa da, kendi istediğini elde etmiş, sosyal medya hesaplarında gerekli artışı görmüş ve yoluna tam
gaz devam etmek istemekte olan bir Murat doğuşunu da görmekteydik.Ancak bir sonraki aşamasının yine bir yarışma olduğunu ve daha fazla yenilenen dengesizlikler hareketler
sergileyerek bu kadar kısa bir süre sonra karşımıza çıkacağını ben de tahmin etmemiştim.
Daha fazla izleyenin dikkatini çekmek, popülaritesini arttırmak uğruna sınırlarını zorladı.
Yemekteyiz programından sonra bütün enerjisini saçmalıklar üzerinde yoğunlaştırmış katıldığı MasteChef’te bunları açık bir şekilde sergilemekten hiç ama hiç çekinmiyordu.Durmak bilmeyen saçmalıklarının başlarda bu derece ilerleyeceği
kestirilemiyordu.Kısa bir süre sonra belli bir kısmın merakını çekmeyi başarmış olacak ki bu kişi yeni bir televizyon programında yeniden karşımıza çıkmayı başardı.MasterChef yarışması formatı gereği saçmalıklara kapısı ne kadar açık olsa da Murat bu formatın dahi kabul edemeyeceği saçma sapan ve dur durak bilmeyen konuşmalarına bir türlü son vermeyince 22. bölümde yarışmadan kovuldu.Cheflerin çocuk bakıcısına döndüğü yarışmada artık kimsenin ona tahammülü kalmamıştı.
Saygısızlığı şirinlikmiş gibi gösterme çabaları artık büyükleri tarafından defalarca azarlanarak sonlanmış, geç de olsa haketmediği şöhretten onu mahrum bırakmıştı.
Peki asıl soru neydi?
Gerçekten akıl sağlığı yerinde miydi?
Kendi yarattığı tiyatroyu mu oynuyordu?Yoksa göstermeye çalıştığı gibi sınır tanımayan bir çılgın mıydı?Her şeyi yapabilir miydi?Zaten yapmaması için bir neden var mıydı?”Şöhretin veya reklamın iyisi kötüsü yoktur” denilmiyor muydu?Amacına adım adım yaklaşan Murat Özdemir
için bu kadarı yeterli miydi peki?Tabiki hayır…İnsanoğlunun içindeki doyumsuzluk arzusu beslendikçe daha fazlasını istemeye başlamış ve düşünmüştü.
Nasıl daha ileri giderim?
Bir canlıya zarar vermeyi isteyip de kim apaçık bunu gözler önünde hiç çekinmeden yayınlayabilirdi? Cevap:Tabiki kendisiydi.
Sonuçta canlı kaplumbağalardan anahtarlık yapıp satan,köpek eti
festivalinde ete doymayan, boğaların sırtlarına kılıçlar saplayan,kedileri topuklu ayakkabılarıyla ezen fenomenler yok muydu?
Tüm bunlar Dünya çapında tanınmıyor ve varlıklarını sürdürmüyor muydu?
Cevap:Tabiki sürdürüyordu.
O anahtarlıkları satın alanlar, boğa güreşlerine
sırf izlemek için ülkeler aşarak gidenler,kedi sevmeyen insanımsılar…İşte dahası vardı.Peki o neden yaptı çünkü egosunu ve popülerliğini
savunmasız hayvanlara zarar vererek arttırmak isteyecek kadar acizdi.Yok olmaya yüz tutmuş duyguların yarattığı bir caniydi.
Ya da en iyi ihtimalle bir akıl hastasıydı.
Onun da izleyeni çoğalacak ve sonuç kötü olsa dahi bu alzheimer olmuş millet bir gün bunu da unutup ona yeni bir dizi,
film senaryosu yahut yine bir yarışmada kucak açacaktı.Çoğu zaman böyle olmuştu.
O ahlak yoksunu bugün sosyal medya hesabından boğazını sıkarak hayvancağıza işkence etti ve yayınladı.Yoğun şikayet edilen bu kişi video paylaşımından kısa bir süre sonra gözaltına alındı.
Üzülerek acı bir kaybımızı bu şekilde paylaşıyorum.Bu fotoğrafta görmüş olduğunuz; Ölmüş insanlığın elindeki gücü kullanma tercihidir.