Dijital iletişim ile uğraşanlardan bu ara benzer şeyleri duyuyorsunuzdur. Bazıları ben söylemiştim derken bazıları analizler paylaşıyor. Diyorlar ki; 2019 Türkiye için Linkedin’in yılı olacakmış.
Linkedin 2009’dan bu yana zaten başarılı bir grafik ile adım adım yükseliyor, bakınız;
https://www.statista.com/statistics/274050/quarterly-numbers-of-linkedin-members/
Sadece Türkiye’de orantısız bir grafik artışı var.O zaman neden Türkiye’de bu şekilde bir algı oluştu ?
Cevap, çünkü toplum olarak maymun iştahlı ve inanılmaz hızlı tüketiciyiz. Hemen tüketmek suyunu çıkarmak istiyoruz. Şu an Facebook kullanıcı sayısı bazında sekizinciyiz
(https://www.statista.com/statistics/268136/top-15-countries-based-on-number-of-facebook-users/)
oysa bir dönem hatırlarsanız birinciliği zorluyorduk.
Arkasından twitter ve instragram furyası geldi. Ve belki de en çabuk instragramı tükettik.
Show çılgınlığı
Nusret’in ardından gelen show çılgınlığının Türk kullanıcılar üzerinde etkisi kaçınılmaz oldu. Özellikle yemek içerikleri, fashion girl’ler ve youtuber’lar show çılgınlığını inanılmaz tetikledi. Ve nihayetinde instagram Türkiye’yi büyük bir çöplüğe çevirdik. Şimdi sırada Linkedin var! Yakın zamanda zaten Linkedin içerik konseptine uymayan içerikler görmeye başlamıştık. 2019 yılı içerisinde muhtemel linkedin portresi değişecek.
a) Youtube, fashion içerikleri
b) Haber, magazin ve dergi yayıncıları
c) Düzenli içerik üreticileri (özellikle eğlence)
d) Kişiselleştirilmiş içerik
Başlıklarında artış yaşanacağı öngörülüyor. Linkedin’de facebook ve instagram dan farklı olacak şu an için sadece reklam boyutu görünüyor. Elbette her platformda olduğu gibi yine “CONTENT İS KİNG”. Son söz 2020’ye kadar patlama yapacak platformun Linkedin değil başka bir platform olacağını düşünüyorum. O platform ise başka yazının konusu.