Emrihan AYDIN
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Küresel Güvenliğe Yeni Bir Tehdit: Sessiz Savaşlar

Küresel Güvenliğe Yeni Bir Tehdit: Sessiz Savaşlar

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Son yıllarda ülkeler arasındaki çatışmaların doğası önemli ölçüde değişmiştir. Geçmişte yalnızca askeri savaşlar ön plandayken, günümüzde askeri çatışmalara kıyasla daha az maliyetli, düşmana daha fazla zarar veren ve daha etkili olan yeni savaş biçimleri ortaya çıkmıştır. Bu durum, savaş tarihindeki önemli bir dönüm noktasını işaret etmektedir.

Askeri savaşlar, kazanan taraf için bile büyük yıkımlara yol açmaktadır. Maddi kayıpların yanı sıra, toplumda yarattığı travmatik etkiler uzun yıllar boyunca telafi edilemez. Bu nedenle, güçlü devletler bile askeri çatışmalara başvurmayı tercih etmemekte ve bunu son çare olarak görmektedir.

Yeni çağda savaşların biçimi de evrilecektir. Askeri çatışmaların yerini ekonomik, kültürel ve sosyolojik savaşlar alacaktır. Askeri savaşlar her zaman bir seçenek olarak masada kalacak, ancak bu tür çatışmalar daha sessiz ve derin bir şekilde gerçekleşecektir. Askeri harcamaların azalması, savaş sanayisinin çıkarlarına aykırıdır; bu nedenle silahlanma süreci aynı hızla devam edecektir.

Sessiz savaşlar, devlet yönetimleri tarafından başlatılıp yönetilecek ve sonlandırılacaktır. Bu nedenle, devlet yönetimlerinin güçlü olması yeni dönemde büyük bir önem taşımaktadır. Güçlü bir yönetim, sessiz savaşlarda önemli avantajlar sağlayacak; sadece savaşın başlatılması değil, aynı zamanda bu savaşların fark edilmesi ve saldırılara karşı koyma açısından da kritik bir rol oynayacaktır.

Sessiz savaşlar, sinsi bir doğaya sahiptir ve hedef ülkenin bu durumu fark etmesi oldukça zordur. Bu nedenle, devlet yönetiminin güçlü ve liyakatli olması gerekmektedir. Aksi takdirde, savaşın varlığı fark edilmeden devam eder ve yıkıcı sonuçlar ortaya çıktığında her şey için geç kalınmış olur.

Sessiz savaşlar, etkilerinin süresine göre iki gruba ayrılmaktadır: Kısa vadede yıkıcı etki gösteren savaşlar ve orta ile uzun vadede etkili olanlar. Kısa vadeli yıkıcı etkiler, ekonomik saldırılarla gerçekleştirilen savaşlardır. Orta ve uzun vadeli etkiler ise toplumsal yapıyı bozmayı hedefleyen savaşlardır. Bu tür savaşlar, sosyal, kültürel ve sosyolojik açıdan toplumu bölmek ve kutuplaşma yaratmak gibi faaliyetleri içermektedir. Toplumun birliği zayıflayan bir ülkeyi manipüle etmek ve etki altına almak oldukça kolay hale gelir.

Yeni çağda fiziksel işgaller sona erecek. Fiziksel işgal, maliyetli ve zahmetli bir süreçtir. Bunun yerine, toplumu devlet yönetimi altında kontrol altına almak çok daha kolay ve zahmetsiz olacaktır. Bu amaçla, fiziksel işgale gerek kalmadan ve ülkenin hukuki sınırları aşılmadan kaynaklara el konulacak. Bu durum, uluslararası hukuka da uygun olacak; çünkü kaynakların kontrolünü ele geçirmek tamamen yasal çerçevede gerçekleşecektir. Sessiz savaşlar, askeri savaşlara göre daha az risk taşır. Askeri çatışmalarda, savaş suçu işleme riski bulunmaktadır ve bu durum, savaşı kazanan ülke için bile ciddi sorunlar yaratabilir. Savaş kazanılsa bile, bu suçlar nedeniyle önemli miktarda savaş tazminatı ödenmesi gerekebilir. Bunun yerine, düşman devletin yönetimi ele geçirilerek kaynakların kullanım hakkı alınması, hem hukuki çerçevede hareket edilmesini sağlar hem de daha düşük maliyetle savaşın kazanılmasına olanak tanır.

Sonuç olarak, yeni çağın yeni nesil savaşları için devlet yönetimlerinin güçlendirilmesi ve liyakatli yöneticilerin göreve getirilmesi önemlidir. Ülkede ekonomiden sağlığa, sosyal yapıdan kültürel hayata kadar her alanda sağlam politikalar oluşturulmalı ve bu politikaların arasına yabancı güçlerin sızması engellenmelidir.

Küresel Güvenliğe Yeni Bir Tehdit: Sessiz Savaşlar
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Türkiye Aktüel ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!