Dünya çok acayip bir yer; farklı insanlar, farklı yerler, ilginç inanışlar gibi birçok farklılık. Aslında herş ey nasıl başlamıştı. Gelişen teknoloji ve tekniklerle birlikte bilim ve sağlıkta da çok büyük gelişmeler olmaya, duymaya başladık. Son arkeolojik kazılar, antropolojik bulgularda net olarak ortak kanı 6 milyon yıl önce bazı büyük primatlar değişen iklim şartları, besine ulaşamamak, yırtıcı canlılara karşı açık hedef haline gelmek gibi birçok sorun yüzünden ayaklarının üzerinde dik durmaya çalışmış bunu başarmış iki ayağının üzerinde adım atabilmiş. Geçen süreler vaktinde evrilmiş bu modern zaman insanlarına dönüşmüşüz. Bu da yine son düzenlemede 350 bin yıla denk geliyor. Dikkat ettiniz mi? Biri hariç o da cinsellik doğal olarak… Fakat gerçekten farkı anlayabilmek için bunu yazmam ve okumanız gerekiyor ki gerçeği görün diye yazıyorum. Din, moda, kozmetik, para, mal mülk gibi hiçbiri yok sadece doğa ve sen vardın. Sonra ne oldu… Tarıma geçildi, sınırlar yok ama bir süreliğine, insan değişmeye başladı; daha çok değişti… Sonra bazı kaynaklara göre 5 bin bazı kaynaklarına göre de yaklaşık 10 bin öncesi din kavramı ortaya çıkmaya başladı. Kültür daha genç toplumlar kendi kurallarını, kendi şehirlerini kurarken bugün kullanılan birçok kavramında o günlerde temeli atılmaya başlanmıştı. Daha sonra işler baya bir çığrından çıktı tabii; insan kurban etmeler, savaş, yoksulluk, açlık, kıtlık, hastalık, mertebe ve rütbe sahibi olanların kötülükleri vb gibi birçok belayı yanında taşıyan homo sapiens (İNSAN) o günlerde ne yaptığını biliyor muydu?
Evet! Yaşadığımız dünya olağanüstü yani öyle güzel yerler, öylesine farklı canlıya ev sahipliği yapıyoruz ki!.. Biz de öyleyiz ama o kadar farklı kabile yaşamı sürdüren fakat izole yaşamı seçenler olduğu gibi bunu seçmeyende var. Artık insan kurban edenler yok; onun izlerini taşıyan iskelet parçaları var. Üzerine hayvan derilerinden yaptıkları kıyafetler yerine son derece renkli, sentetik kıyafetler var. Dört kutsal kitaba bağlı dört tek tanrılı din var, öncesinde çok tanrılı dinler vardı… Her bir ülkenin(lerin) her bir kıtanın(ların) kendine özgü kültür yapısı vardır işte karşımızdaki bu farklılıklar bizi çok tehlikeli ve çok yanlışa iten bir duruma sokuyor ki o da kültürel ayrımcılık!.. Tüm insanların oturup düşünmesi gerekiyor. Elbette farklılık iyidir, güzeldir çünkü farklı fikirler ortak akılla birleştiğinde ortaya inanılmaz işler çıkıyor. Lakin doğruyu söylemek gerekirse bunu da maalesef yapamıyorsunuz. Kültür toplumsal olduğu için zincirleme olarak her bir eylemi etkiler. Bazıları farklı düşünebilir ama neden bahsettiğimi ve haklı olduğumu da gayet iyi biliyorsunuz.
Arjantin, Şili, Meksika, Amerika, Grönland, İskoçya, Almanya, Fransa, Türkiye, Azerbaycan, Moğolistan, Çın, Hindistan, Kore, Vietnam, Tayland, Japonya, Avustralya, Yeni Zelanda gibi daha adını buraya yazamadığım bir ülke bunun üzerinde farklı hayatlar yaşayan insanlar. Dilleri, inanışları farklı insanlar, yemekleri farklı, ekonomik durumları farklı, yozlaşmaları farklı olmayan insanlar, acıları aynı olan insanlar… Yani ne diyorum ben!.. Her birimizin belki kültürleri farklı ama acıları umutları aynı… Sevgi ile kalın yazıma yorum yazmayı unutmayın. Hoş geldiniz ben!…
Yazar Suat Kuş
