Çıkma kardeşim. Ne çıkacaksın? Rahatın yerindeyse, keyfine diyecek yoksa bozma düzenini sen.
Kal orada öyle, tadını çıkar.
Bildiğin şeyleri, bildiğin gibi yapmaya devam et.
Bildik cümleler duy, bildik cümleler kur. Sürdür düzenini, hiç bozma.
Aynı şeylerden aynı şekilde şikâyet etmeye devam et hatta. Suçluyu bul kafanda yargıla. Ver cezasını, infaz et kurtul hatta. Ama sakın konfor alanından dışarı adım atma. Hep olduğun yerde öylece dur.
Türkiye’yi yönetenlerin ve hatta bu ülkede yaşayanların çoğunluğunun durumu budur.
Alemin keyfi yerinde ki, dönen yok bu yoldan.
Yol da yol değil ama yapacak bir şey yok, bir kere yemin etmişler beraber yürümeye bu yollarda, dönemiyorlar. Hep birlikte körler, sağırlar birbirlerini ağırlarken pek bir mutlular.
Ardı ardına açıklanan paketler için bir araya gelen ekonomi yönetimi, finans sektörü ve iş dünyasının temsilcilerine bir bakın.
İzleyin.
Nasıl da inanmış görünüyorlar enflasyonla mücadelenin bu yeni icatlarına.
Dünyada hiçbir ülkenin bugüne kadar bulamadığı gizli formülü buldular.
Zabıta marifetiyle fiyat kontrolü ve gönlünden ne koparsa misali kampanyalı, indirimli satışlar. Dediklerini yapıyorlar aslında; psikolojik krize, psikolojik oyunlar ve yaklaşımlarla çözüm arıyorlar. Ekonominin “e”si, finansın “f”si yok çözümler içinde.
Her şey psikolojiyi düzeltmeye yönelik. Psikoloji düzelince ekonomi de düzelecek sanıyorlar. Buna belki de gerçekten inanıyorlar.
İnanmazlarsa yapmaları gerekecek şeylerden ve başlarına geleceklerden çok korkuyorlar çünkü. Tüm o konforun bozulmasından, at koşturulan alanların daralmasından, yedikleri üzümün bağının sorulmasından ödleri kopuyor.
Onlar bu konfor alanı içinde yayıla dursun, dünya bizi hasetle, kıskançlıkla, ibretle (!) izliyor. Biz bu tür çözümleri neden daha önce düşünemedik diye hayıflanıyor. Bu kıskançlıkla ardımızdan demediğini bırakmıyor, haberlerimizi yorumlarken gülmekten kırılıyor, cahillikleri ve yetersizlikleri nedeniyle muhtemelen komplekse kapılıp ekonomi yönetimi hakkında atıp tutmaya devam ediyorlar.
Dünyanın her yerindeki serbest piyasa ekonomilerinde enflasyon ile mücadele edilirken kamu harcamaları düşürülüyor, faizler bağımsız merkez bankalarınca yükseltiliyor, özel sektör kendi arz, talep, fiyat dengesini kendi buluyor ama bir tek bizim ülkemizde tüm bunların tersine yöntemlerle enflasyon mücadelesi yapılıyor?
Konfor alanı rahat çünkü… Şimdi kim bu alandan çıkacak da tasarruf yapacak. Hanlarını, hamamlarını, saraylarını terk edecek, daha azına razı gelecek. Mümkün mü? Alemin keyfi yerinde yine maşallah. Dünya bizi kıskanıyor. Kıskananların gözü çıksın inşallah. Mücadele dediğin böyle olur. Durun, siz hiç rahatsız olmayın. Enflasyonun, dövizdeki artışın suçunu üzerine atacak yeni bir Papaz bulunur elbet.
Yazara ait yayınlanan son makaleleri gazete bayilerinden Yeni Çağ Gazetesi satın alarak okuyabilirsiniz.