KİMSEDEN İCAZET ALMAYIZ

"Kimseden İcazet Almayız"

Duruma göre pozisyon değiştirmenin doğru olmadığını vurgulayan Çavuşoğlu, “Bu tarz ilişkilerin bize öğrettiği iki şey var, sürekli dost olmaz uluslararası ilişkilerde. Sürekli düşman olmaz. Uluslararası ilişkilerde sorun hiç bitmez ama çözüm de hiç bitmez. Dolayısıyla bu ikisini unutmadan herkesle ilişkileri daha iyi bir şekilde geliştirmek lazım. Biz, stratejik ortaklıklarımıza önem vermeye çalışıyoruz.” diye konuştu.

Türkiye’nin NATO’da ve diğer üyesi olduğu uluslararası örgütlerde stratejik konumunu güçlendirirken, stratejik ortağı ülkelerin bazıları ile sorunlar yaşadığını anlatan Çavuşoğlu, şöyle konuştu:

“ABD ile değişik sorunlar yaşadık. Ama bunları krize dönüşmeden yönetmeye çalışıyoruz. Bunu yaparken de dik duruşumuzu hiçbir zaman bozmuyoruz, taviz vermiyoruz. Çünkü müttefikler birbirine saygı duymalıdır. Eğer biz NATO müttefikiysek ya da değişik alanlarda iş birliğimiz varsa, bu birisinin daha üstte olduğu birisinin daha altta olacağı anlamına gelmez ve bu konuda Türkiye’ye eşit muamele etmeleri gerektiğini ve Türkiye ile aynı göz hizasında konuşmaları gerektiğini anlatmaya, öğretmeye çalışıyoruz. Bu konuda da çok ciddi mesafe kat ettiğimizi söylemek isterim. Avrupa Birliği ile ilişkilerimizi şu anda üyelik müzakereleri bakımından çok istediğimiz noktada olmasak bile belli bir pozitif atmosferde yürütmeye çalışıyoruz. Çünkü bu her iki tarafın da yararınadır. Gümrük Birliğinin güncellenmesi her iki tarafın yararınadır. Göç konusunda ki mutabakatın devam etmesi her iki tarafın faydasınadır. Vize serbestliğini elde etmemiz sadece bizim vatandaşımıza değil AB için de faydalıdır. Buna benzer alanlarda güvenlik konusunda terörle mücadelede istediğimiz noktada değiller. ”

Son zamanlarda Almanya’nın ve bazı ülkelerin, İngiltere’nin PKK’ya yönelik aldıkları tedbirleri doğru bulduklarına işaret eden Çavuşoğlu, diğer taraftan Kıbrıs’la ilgili müzakere sürecinde 2017’de bir başarı elde edemediklerini kaydetti.

“Rum tarafı Türklerle gücü paylaşmak istemiyor”
Rum tarafının Türklerle gücü, yönetimi ve ekonomiyi paylaşmak istemediğini belirten Çavuşoğlu, “Şimdi ise neyi müzakere edeceğimize karar vermeden bir daha müzakereye başlamayalım dedik. Ama bu konuda da ilelebet bekleyecek değiliz. Rum tarafı artık Türk tarafı ile bir şeyleri paylaşmak istemiyorsa biz de ona göre adımlarımızı atarız.” diye konuştu.

Çavuşoğlu, Kıbrıs etrafındaki doğalgaz rezervleri konusunda kendilerinin ısrarlı bir şekilde “Bunu tek taraflı yapmayın Kıbrıs Türk halkının haklarını garanti altına aldıktan sonra yapın” demelerine rağmen sondaja başladıklarına işaret etti. Çavuşoğlu, “Bizim de Fatih gemimiz var. Alanya açıklarında sondaj yapıyor. Bunu Kıbrıs’ın güneyine kaydırıyoruz. Bugünlerde gelecek olan ikinci platformumuzu da o bölgeye kaydırarak sondaja başlayacağız. Barbaros Hayrettin Paşa gemisi bunun ön hazırlıklarını yapıyor. Tespit edilen yerlerde isabetli bir şekilde bu sondaj çalışmalarını yapalım.” dedi.

Ege’de Türkiye’nin haklarını korurken Yunanistan ile en son ziyarette yapılan görüşmelerde, mekanizmaların yeniden başlatılması ve gerginliği artırmama konusunda mutabakatları olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

“Rusya güçlü bir ülke, bizim için önemli bir komşu ülke. Suriye’de birlikte çalışıyoruz. Doğal gaz, Türk Akımı-1, Türk Akımı-2, Mersin’de Akkuyu Nükleer Enerji Santrali gibi önemli stratejik projeleri birlikte hayata geçiriyoruz. Ama Kırım’ın ilhakını hiçbir zaman tanımadık. Ukrayna’nın ve Gürcistan’ın toprak bütünlüğünü tanıyoruz. Bunu da Ruslara açıkça söylüyoruz. Ülkelere karşı müttefikimiz olsun olmasın dürüst ve açık sözlü davranmak lazım. Nerede hem fikiriz, nerede hem fikir değiliz, bunları en baştan konuşmalıyız ki hemfikir olmadığımız alanlar, aramızda çatışmalara fırsat vermesin. Yurt dışındaki vatandaşlarımıza ve soydaşlarımıza, akraba topluluklara sahip çıkmak bizim stratejik politikamız. Ve çok şükür bütün dünyada vatandaşlarımız, akraba topluluklarımız kendilerine yönelik verdiğimiz haklar. Oy kullanma hakkı yerel seçimlerde kullanamıyorlar, ama tüm diğer haklar ve yardımlar sayesinde artık kendilerini güçlü hissediyorlar. Balkanlardaki soydaşlarımız, özellikle yüzyıl ‘Türkiye güçlenip, gelip bizi kurtarsın’ diye beklediler. Türk evladı Fatihanların umutlarını boşa çıkarmamamız gerekiyor.”

Krizlerin olduğu bir bölgede yaşadıklarını ve kriz yönetimini çok iyi başarmaları gerektiğini anlatan Çavuşoğlu, bunun ülkenin istikrarı açısından çok önemli olduğunu dile getirdi.

Çavuşoğlu, bugün Suriye’de Türkiye’nin çok önemli bir faktör olduğuna dikkati çekerek, “Türkiye, izlediği politikalar sayesinde sahada ateşkesin kontrol edilmesinden tutun da Astana süreci, siyasi sürecin işlemesi ve terörle mücadele bakımından izlediğimiz politikalar gerçekten tüm dünya tarafından, seven sevmeyen herkes tarafından takdir görmektedir. Diğer taraftan bölgemizin hemen ötesindeki terör yuvalarını temizlemek ülkemizin güvenliği bakımından önemlidir.” ifadelerini kullandı.

“Terör yuvalarının temizlenmesi turizm için de önemli”
Terör yuvalarının temizlenmesinin turizm için de büyük önem taşıdığını belirten Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bazı ülkelerin seyahat uyarılarına bakıyoruz. Bugün Suriye ve Irak’taki durumlardan dolayı o bölgelerimize yönelik çok katı seyahat uyarıları var. İstanbul ve Ankara’daki seyahat uyarılarını kaldırtıyoruz, ama o bölge ile rica etmemize rağmen kaldırmıyorlar. Bunu bir yerde anlıyoruz, hemen sınırın öte tarafında iç savaş var, teröristler var, yani dolayısıyla bu bataklıkları kurutursak esasen onlardan rica etmemize gerek yok. Ama sadece turizm bakımından bakarsak fırsatçılık olur. Ülkemizin bekası ve güvenliği için yanı başımızdaki terör örgütleri ile mücadele etmek bizim için elzemdir. Bunun için de kimseden icazet almayız.”

Çavuşoğlu, terörle mücadele anlamında bugüne kadar gerekeni yaptıklarını, Fırat’ın doğusunu da YPG ve PKK’dan temizlemek için ne gerekiyorsa yapacaklarını aktararak, “Amerika’nın çekilme kararını Amerika, Rusya, İran ve bazı batılı ülkelerle koordine etmeye çalışıyoruz. Ama bu çekilme süreci YPG ve PKK’ya alan yaratacak ya da onları koruma altına alacak bir çekilme süreci olamaz. Buna kesinlikle fırsat veremeyiz. Bu bizim için hayati bir şeydir.” dedi.

Irak’ta yeni bir hükümet kurulduğunu hatırlatan Çavuşoğlu, bir Türk’ün de yönetimde yer alması için gerekli telkinlerde bulunduklarını kaydetti. Çavuşoğlu, ama bunun sadece Türkler, Araplar, Kürtlerden değil, Irak halkının tamamını kucaklayan bir yönetimin olmasının Irak’ın istikrarı için önemli olduğunu kaydetti.

Bakan Çavuşoğlu, Irak’ın yeniden inşasıyla, bu ülke ile ticaretin artacağını vurgulayarak, Kürt Bölgesel Yönetimiyle Bağdat arasındaki anlaşmalara işaret etti. Çavuşoğlu, özellikle gümrük kapılarındaki kargaşanın bir neticeye kavuşturulması, ikili vergilendirmenin önlenmesi gibi birçok sorunun çözülmesi ile ticaret hacminin artacağını dile getirdi. Irak’ın yeniden inşasında Türk firmalarının da yer bulacağını ifade eden Çavuşoğlu bu projeleri üstlenip, yatırımlar yapacaklarına inandığını anlattı.

‘4 sene sonra sadece sağlık turizminden 50 milyar dolar gelir elde ederiz’
Çavuşoğlu, toplantıda yaptığı konuşmada, dış politika ile turizm ve ticaretin bağlantılı olduğunu belirtti.

Tüm büyükelçi ve başkonsolosların ekonomi ve ticaret müşaviri gibi çalıştığını vurgulayan Çavuşoğlu, turizmde kaliteyi yükselterek, turist başına elde edilen gelirin de artırılması gerektiğini ifade etti.

Son dönemde Bodrum’a kültür turizmi amacıyla sadece Avrupa’dan değil, dünyanın birçok ülkesinden turist gelmesini önemli bulduğunu kaydeden Çavuşoğlu, “İki yıl önce yaşadığımız kriz bize bir şey öğretti. Sadece belirli bir bölgeye bağlı kalmamız lazım. Dünyanın her yerinden turistleri ülkemize getirebilmemiz lazım. Burada yapmamız gereken şey değişik sektörleri de işin içine katarak turizmden daha fazla gelir elde etmektir.” diye konuştu.

Sağlık turizminden 2017 yılında 1,5 milyar dolar gelir elde edildiğini anlatan Çavuşoğlu, “Cumhurbaşkanımız 2023 için ’50 milyon turist 50 milyar dolar turizmden gelir’ dedi. Şimdiden 50 milyon turist hedefine yaklaştık. Şu an 40 milyonu aştık. Ben iddia ediyorum potansiyelimizi iyi değerlendirirsek 4 sene sonra sadece sağlık turizminden 50 milyar dolar gelir elde ederiz. Bodrum sağlık turizmi açısından da önemli bir merkez olmaya başladı. Bu potansiyeli çok iyi değerlendirmemiz lazım.” değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye’ye turistin gelmesi için istikrarlı ve güvenli bir ülke olması gerektiğine vurgu yapan Çavuşoğlu, şöyle konuştu:

“Bizim var olan sorunları çözmemiz lazım. Etrafımızdaki ateş çemberinin de barışa dönüşmesi lazım. Biz de bunun için çalışıyoruz. İnsani dış politikamızı yürütürken bunun ülkemize yararı nedir, bölgemizin istikrarı ve barışına nasıl katkı sağlayabiliriz, bizden umudu olanların umudunu nasıl boşa çıkarmayız, bunu için çalışıyoruz. Bugün dünya garip bir süreçten geçiyor. Tek boyutlu bir dünya mı, iki kutuplu bir dünya mı, çok taraflılığın ağır bastığı bir dünya mı, hiçbirimiz buna net bir cevap veremiyoruz. Bir tarafta Amerika’nın başlattığı tek taraflı ticaret savaşı, diğer taraftan son zamanlarda gücü ve etkisi azalan AB’nin çok taraflılık üzerine çaba sarf etmesi üzerine yoğunlaşması, Çin’in artık dünya siyasetinde ‘Ben de varım’ demeye başlaması, Rusya ile ABD arasındaki sürtüşme, ABD ile İran arasındaki gerginlik. Bunların hepsi bizi çok yakından ilgilendiriyor. Diğer taraftan terörizm ve terörizmin her türlüsü. Radikalizm ve radikalizmin her türlüsü. Aşırı sağ radikalizmi Avrupa’yı kasıp kavuruyor. Ama hepimizin göremediği başka bir şey var. Aşırı sol radikalizmi var. Aşırı sol radikalizminin bir tehlikeli boyutu tüm terör örgütlerini destekliyor.”

Exit mobile version