Fevkalade bir hızla varlıklar elden çıkarılmakta. Zaten darda olan ve önemli oranda petrol gelirlerini sanal krizler üzerinden ABD silah sanayine ipotekleyen Suud bu dalgayı kaldıracak güçte değil.
Buradan prensler darbesini bir ay öncesinden ilk defa duyurmuştuk. Bu sefer sıra şımarık prense gelmiş gibi. YPG’ye desteği, Yemen’de çocukların katli, İsrail’e Kudüs jesti gibi sorunlu politikalar üreten prens Allah’ın Kaşıkçı üzerinden kurduğu oyunla rezil rüsva oldu. Yatırımcılar davetini reddetti. Son dönemde hiçbir devlet adamı dünyada bu kadar rezil olmamıştı. Mazlumların ahı çıkmaya başladı. Keşke böyle olmasaydı.
Ne var ki Türkiye’de bir afeti atlatmış oldu. Sıkışan ekonomimiz üzerine kurulmuş bir oyunsa bu tarihin en güçlü satışını Türk varlıkları üzerine kurguladıkları düşünülebilir. Kırılganlığın arttığı bir dönemde böyle bir manipülasyonun içinde olmalarını düşünmek taraflar göz önüne alındığında komplo teorisi sayılmaz. Planları tutsaydı bu tür bir şoku kaldırmamız çok zor olurdu. Fakat kuyruk acısıyla hala Türkiye’ye Kaşıkçı cinayetini ihale etmeye çalışanlar var. Ama nafile.
Şımarık prens eylemleriyle Suud’u önü alınmaz bir istikrarsızlığa sürüklüyor olabilir. Bütün bunları Aramco’yu kapitalist iştahtan kaçırmak için de yapıyor olabilir. Bu konu tam muallak. Aramco’nun halka arzı bir şekilde ertelendi. Fakat yeniden gündeme taşımak için sermaye çevreleri ellerini ovuşturuyorlar. Buradan kamu sermayeli şirketleri ufak tutmanın, büyüdükçe parçalamanın ve farklı tüzel kişiliklere ayırmanın faydalı olduğu anlaşılabilir. Aksi takdirde özelleştirici vampirlerin iştahını çekmektedir.
Bu mesele büyük oranda Türkiye’nin dışında gelişmektedir. Ancak Suud’da istikrarsızlık ihtimalini Türkiye tolere edemez. Hedefte Hicaz bölgesinin olduğu, İran’ın uzun vadeli planlar yaptığı, Hindistan’ın hak iddia ettiği düşünüldüğünde Suudi Arabistan’ın istikrarı Türkiye için önemlidir. Görünen o ki Suudlar istemese de Türkiye’nin dediğine gelecektir. Burası başka yere benzemez. Önemli olan bölgeyi içinden çıkılmaz bir kaosa sürüklemeden farkındalık oluşturmaktır. Suud’un bölünmesi riski vardır. Böyle bir ihtimal, tüm bölge ülkeleri için içtimai ve iktisadi şartları zorlaştıracaktır.
Yusuf DİNÇ 23 Eki 2018
Bu köşe yazısı Türkiye’nin en genç gazetelerinden Yeni Birlik’te yazılmıştır. Eğer köşe yazarının yazısıyla ilgili düşüncelerinizi paylaşmak istiyorsanız aşağıdaki yorum kısmından yazabilirsiniz.