Kanser hücreleri, T hücrelerinin saldırılarını köreltirken, bunu kanser immünoterapisinde faydalı olan T hücre özelliklerini artırarak yaparlar. Örneğin, T hücreleri kendilerini çoğaltma yeteneğini korurlar. Sonuç olarak, potasyum bakımından zengin tümor, mikro ortamından çıkarıldıktan ve hastalara tekrar verilmeye hazır hale getirildikten sonra T hücreleri daha fazla sayıyla savaşabilirler.
Bu olasılık, Ulusal Kanser Enstitüsü’nün Kanser Araştırma Merkezi’nde (CCR) bulunan bilim insanları tarafından ortaya çıkarıldı. Kanserli fare modelleriyle çalışan bilim insanları, tümörün neden olduğu immün baskılanmanın ve bazı antitümör T hücrelerinin kök hücre benzeri özelliklerinin ortak bir durumlarının olduğunu belirledi: Tümör mikro ortamına ölen kanser hücreleri tarafından salınan potasyum. Bilim insanları ayrıca antitümör T hücrelerinde köklük programlarını metabolik olarak uyaran stratejilerinin tümör immünoterapilerini nasıl geliştirebileceğini de açıkladılar.
Bu çalışmanın ayrıntıları, 29 martta saygın bilim dergilerinden Science’da “Tümörlerde T hücre köklüğü ve disfonksiyonu ortak bir mekanizma tarafından tetiklenir” başlığıyla yayımlandı.
T HÜCRELERİNİ ÇOĞALTMANIN BİR YOLU
Tümör içindeki kanserle savaşan T hücreleri “bitkin” olabilir ve ölebilir. Bu nedenle, araştırmacılar immünoterapi için kullanılan T hücrelerinin yaşamlarının yalnızca daha uzun sürmesi ile kalmayıp çoğalarak büyümeleri için yardım etmenin yollarını araştırıyorlar.
Temel olarak, tümör mikro-ortamındaki yüksek potasyum, T-hücresi işlevini bastırdı, fakat bununla birlikte hücrelerde kök-hücre benzeri özellikleri tetikledi, kalıcılığı, çok potansiyelliliği ve antitümör öldürme verimini arttırdı. Fareler ile yapılan deneylerde, Nicholas Restifo liderliğindeki araştırmacılar, vücudun dışında yapılan potasyum ile şartlandırılmış T hücrelerinin, tümör taşıyan hayvanlara yeniden verilmesi ile daha fazla kalıcılık ve kendi kendilerini yenileme gösterdiklerini kanıtladılar.
Bu bulguların mevcut immünoterapi anlayışımıza ne eklediği konusunda heyecanlı olduklarını açıklayan Restifo, bir sonraki adımın bu bilgiyi kullanarak daha iyi tedaviler üzerine çalışmak olduğunu söyledi.
Özgün makale için:
http://science.sciencemag.org/content/363/6434/eaau0135/tab-pdf