Kalben’in Akşam Gazetesi’nde yayınlanan röportajı…
‘Sadece’ ve ‘Saçlar’ gibi başarılı şarkılara imza attınız. Bu başarılar sizde baskı yarattı mı?
Sevgiyle çevrelenmek, hikâyelerimin yalnız olmadıklarını ve birçok insanla birçok ortak duygu, durum paylaştığımı bilmek, beni özgürleştiriyor. Böyle bir şansın yolunu açan tüm şarkıları sevmek ve senelerce söylemek gerek.
Hayatın sizi bir gün bu noktaya getireceği hayalleriniz dahilinde miydi?
Memur çocuğuyum diye hayal kurmaya değil, ekonomik özgürlüğümü bir şekilde elde etmeye odaklanarak geçirdiğim senelerden sonra müzikle çıktığım yolda öğrenmeye başladım hayal etmeyi. Bu toplumu besleyen değerlere, sıcaklığa varmayı hayal ediyorum her gün ve adım adım gerçekleştiriyorum.
Şu anda nasıl bir noktada olduğunuzu düşünüyorsunuz?
Üçüncü albüm ve ilk roman hazırlıklarına başladığım için “fırtına öncesi sessizlik limanında” bulunuyorum. Kayıt ve yazım süreci fazlasıyla odaklanma ve kapanma gerektiriyor.
Bir gün hiç üretememekten korkuyor musunuz?
Korkmuyorum. Bazen bir daha şarkı yazamayacağımı düşünüp karamsarlığa kapıldığım oluyor ama ya bir öykü ya bir şiir ya bir fotoğraf beni özüme, aşkıma döndürüyor. Yazmaya ve söylemeye son veremem.
BENİ NASIRLARIM GÜZEL KILIYOR
Güzellik konusunda hiç takıntılı olduğunuz bir dönem oldu mu?
İzmir’de geçen ergenliğim sırasında ortalaması minyon olan kızlar arasında daha büyük kaldığım için hâlâ iri hissederim bazı bazı ama iri hissetmek de güç veriyor ve hoşuma gidiyor. Kompleks yapmak yerine tutunuyorum standartlara göre kusur, çirkinlik yahut eksik sayılabilecek her yanıma. Beni nasırlarım, yaralarım, izlerim güzel kılıyor. İnsanım ben.