1. Haberler
  2. KÜLTÜR SANAT
  3. Kadızadelilerden FETÖ’ye dinin siyasete alet edilmesi

Kadızadelilerden FETÖ’ye dinin siyasete alet edilmesi

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Aydın Tonga’nın yeni kitabı “Osmanlı’nın Paralel Devleti Kadızadeliler” Doğu Kitabevi etiketiyle okurla buluştu. Bugün iktidar, Diyanet aracılığıyla fetvalar dönemini başlatarak kendi istediği toplumsal tabanı yaratma yönünde epey yol almıştır. Dincilik: dinin bireysel bir konu olarak kalmayıp makam, para elde etmek, kadını köleleştirmek, insanlık onuruna aykırı hükümler vermek amacıyla dinin araç haline getirilmesidir.

Yazar Aydın Tonga Kadızadelileri 17. yüzyılda medrese kökenli hocaların, “selefi/bağnaz” bir söylemi esas alarak oluşturdukları dini bir örgütlenme olarak tanımlıyor. Kadızadeliler adını IV. Murad döneminin vaizlerinden Kadızâde Mehmed Efendi’den almıştır. Kadızadeliler hareketi saray içerisinde de güçlenerek devlet işlerine karışmaya başlamıştır. Devletin içinde gizli örgütlenerek bir nevi “devlet içinde devlet”, güncel deyimle “paralel devlet” olmuşlardır.

Kadızadeliler IV. Murad, I. İbrahim ve IV. Mehmed dönemlerinde etkin olmuştur. Kadızadeliler çözümü toplumsal-ekonomik meselelerin irdelenmesinde değil en sert cezaları içeren Vahabi zihniyetinde ararlar. Bu sebeple adını andımız padişahlar Kadızadelilere iktidarda yer vermiş ve onların söylemlerini hayata geçirmişlerdir.

Kadızadeliler, şehzade ve hatta padişah hocalığı yapmışlar, tekkelerin yıkılmasını için fetvalar vermişler, önemli camileri örgütlenme yerleri olarak kullanmışlar, FETÖ gibi tayin ve atamalara kadar müdahale etmişlerdir.

Tarikatların din anlayışı da onlara göre yani dine sonradan ilave edilen görüş ve uygulamalardı. Kadızadelilere göre tekke ve türbeler Allah’a ortak koşan yuvalar olduğu için yıkılmalıydı. Kahve, sigara ve hatta kahvehanelere de karşı çıkarak kahvehanelerin yasaklanmasını istemişlerdir. IV. Murad’ın kahvehanelere karşı olduğunu biliyoruz.

Aydın Tonga Kadızadelilere ait şu çarpıcı fetvaların olduğunu da aktarıyor:

-Mezhep büyüklerine küfreden veya başka küfür söyleyen halk şayet küfründen dönmezse, yeryüzünde fitne çıkmasını önlemek için, öldürülür.

-Bir kimse birisine ‘tırnaklarını kes sünnettir’ derse ve o kişi ‘sünnet olsa bile kesmem’ derse kafir olur. Bir kimse şarap için bir fasığa ‘mübarek olsun’ derse kafir olur. Bir kimse küfür söylese, yanındaki kişi de buna rıza göstererek gülse ikisi de kafir olur. Bir kimse okuldaki hocasını taklit etse, alay etmek için eline çubuk alıp arkadaşlarına hocası gibi vursa kafir olur.

-Bir kimse bıyığını kesen bir fakihe ‘çok çirkin olmuşsun’ dese kafir olur. Bir kimse vaizleri taklit edip gülse ve onu dinleyen cemaat de gülmesine eşlik etse cümlesi kafir olur.

-Küfre düşüren ve dinden çıkmayı gerektiren sözleri bilmeyen kafir olur, karısı boş olur, çocukları veled-i zina olur, öldürdüğü murdar olur. Frenk kafirlerinden farkı kalmaz. Küçükken evlatlara, kölelere, hizmetkarlara itikad ve aflaz-ı küfrü (küfre götüren sözler) öğretmek gerekir. Öğrenmek istemeyenler te’dip edilmelidir veya satılarak kapılardan uzak tutulmalıdır. Köle öğrenmeyi reddediyorsa satılır. Yanaşma öğrenmeyi reddediyorsa kovulur, reddedilir. Evlatlar reddediliyorsa ve terbiyeleri mümkün olmuyorsa hakime başvurulur.

-Kadınların evlerinden anne ve babalarını ziyaret etmek ve hamama gitmek dışında çıkmaları câiz değildir.

-Hareketin fikri öndelerinden Birgivi Mehmed Efendi hastalıkların bulaşıcı olmadığını söyler ve peygamberin sünnetlerinden birini kabul etmeyenin kafir olacağını zikreder; benzer biçimde alimlerinin görüşlerini önemsemeyen ya da onlarla alay edenlerin de kafir olacağını dile getirir.

-Son olarak Birgivi kimi “alimler” tarafından dile getirilen, “mezardaki kadınların çürümüş kemiklerine bakmak bile caiz değildir.” hükmünü de paylaşır bizlerle.

Yazar FETÖ ile Kadızadeliler arasında iktidarca ve padişah tarafından müttefik olarak görülmesi yönüyle benzerlik kurar.

Bugün FETÖ örneği verilirken “dini kendi tekellerine aldılar, başka cemaat ve tarikatlar böyle değildir” söyleminin ne kadar yanlış olduğunu FETÖ örneğinin tek olmadığını bu kitapta görerek öğreniyoruz. Ne FETÖ ne Kadızadeliler münferit örnekler görülemez. Önemli olan bu tür dini örgütlenmelerin dini bireysel bir mesele olmaktan çıkarıp toplumu ve devlet hayatını düzenleme hedefini güdemeyecekleri bir sistemi yaratmaktır. Yani sinekler bataklık kurutulmadan yok olmaz. O bataklık da laiklikle kurutulur.

Kaynak : Aydınlık

İlgili Kadızadelilerden FETÖ’ye dinin siyasete alet edilmesi haberiyle ilgili sizde görüşlerinizi yazarak gündeme dahil olabilirsiniz. 

0
kat_l_yorum_1
Katılıyorum +1
0
hatal_d_n_yorsun
Hatalı Düşünüyorsun
0
bilgi_in_te_ekk_r
Bilgi İçin Teşekkür
0
_a_rd_m
Şaşırdım
0
kat_lm_yorum_-1
Katılmıyorum -1
Kadızadelilerden FETÖ’ye dinin siyasete alet edilmesi
Yorum Yap

Türkiye Aktüel Haber Bültenine Ücretsiz Abone Olabilirsin

Yeni eklenen makalelerimizden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini şimdi başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Türkiye Aktüel ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!