7 yıl aradan sonra “El İnsaf” isimli single’ınızla buluştuk. Aradan geçen zamanda neler yaptınız?
Sevenlerimi çok özlemişim. Herkesin benim bir köşede sessizce oturduğumu zannettiği bu zaman diliminde aslında müzikten uzaklaşmadım. Yoğun sahne çalışmalarım hep devam etti. Sahnelerim dışında Kürşat Başar Orkestrası’nın solistliğini de yapıyorum.
“El İnsaf” ile piyasalara geri dönmeye nasıl karar verdiniz?
“El İnsaf” sevgili Sadettin Dayıoğlu’nun sözü ve müziği. Yapımcım ve aslında yol arkadaşım Hakan Eren bizi Sadettin’le bir araya getirdi. Dost haneme bir güzel kalp daha ilave oldu. Şarkıyı ilk duyduğumda içindeki hüznü ve buna rağmen yormadan seslenişini çok sevdim.
Kimlere “El İnsaf” diyorsunuz?
Kimlere demiyorum ki… Hayat çok sert olabiliyor bazen. Duyduklarımıza, gördüklerimize, tanık olduklarımıza inanamadığımız çok şeyle karşılaşabiliyoruz. Sanki incelikten uzaklaştık. Bu durum beşeri ilişkilerde de yaralayıcı olabiliyor. Buna rağmen daha naif bakan tarafımla tüm bu durumlara, insanlara “El İnsaf” diyorum aslında.
Video klibin bir de işaret dille anlatımı var. Bu fikir nasıl doğdu?
İşaret dilini video klibi için öğrendim. Benim annem 40 yaşından beri %90 işitme engelli, kulaklıkla %10 duyabiliyor. Ben çocukluğumdan beri onunla iletişim kurarken şekillerle kendimi ifade ederim. İşitme engelli hayranlarım da vardır. Şarkıda ne söylediğimi onlar da anlasın istedim.
Yeni eserlerde hikâye yok
Günümüzde popüler olan şarkıları nasıl buluyorsunuz?
Günümüz şarkılarından beğendiklerim oluyor hemen repertuvarıma alıyorum. Güzel şarkılar, iyi şarkıcılar, gruplar var. Evet, şarkılarda hikâyenin azaldığı doğru. Şarkıların alt yapısı ve sunuş biçimiyle ilgilenirken, aslında ruhların ıskalandığını düşünüyorum.
Âşık olduğumda özgür olmalıyım
Hayatınızda aşk var mı?
Az aşk yaşadım; ama doya doya, uzun uzun yaşadım aşkları… Şu dönemde aşk yok hayatımda; çünkü babamdan emanet 85 yaşında beni uçan kuştan kıskanan bir annem var. Âşık olduğumda özgür olmalıyım.