Zaman geçtikçe değişiyor çoğu alışkanlıklarımız. Biz değişiyoruz, başkalarına karşı olan bakış açımız değişiyor. Hatta gülüşümüz bile değişiyor. Mutluluğumuzun içine hüzün karışıyor ve acıyla birleşiyor gülüşlerimiz. Acılarımızı saklamaya çalışırken yeni ve derin yaralar açıyoruz yüreğimizde farkına varmadan. Yaralarımızı kimse kanatmasın diye uğraşırken her adımda biraz daha yalana batıyoruz sonra. Ve ilk yalanımız ‘iyiyim’ oluyor. ‘Nasılsın?’ diye soranlara ‘kalbim kanıyor’ demek yerine ‘iyiyim’ demeyi tercih ediyoruz. Hayatımızın o temiz sayfasını ilk kirletişimiz bu bizim. Ve bir gün geliyor sonra. Biz; iyi olmaya çalışmaktan vazgeçip, iyi olduğumuz yalanına inandırmaya çalışıyoruz kendimizi. Ama ben kendi adıma şunu söyleyebilirim; kendimi bir yalana inandırmak konusunda eskisi kadar başarılı değilim artık. Ve gerçeği itiraf edecek güçü de cesareti de bulamıyorum kendimde galiba. Yeni bir yol çizmeliyim ama nereden başlamam gerektiğini bilmiyorum. Nefes alıyorum evet ama aslına bakarsan yaşamıyorum. Mutsuz da değilim. Doğrusu artık hiçbir şey hissetmiyorum. Dilimin ucuna gelen ne varsa yutuyorum. Tüm sözler düğüm oluyor boğazımda. Konuşmak, anlatmak istiyorum ama olmuyor. Bazen istemek yetmiyor. Hayatımda hiçbir şey yolunda gitmiyor sanki. Çok canım yanıyor. İçime akıyor gözyaşlarım. Ve yalandan da olsa geri kalmıyor gülümsemekten yüzüm. Kor ateşlerde yanıyor yüreğim ama olsun. Sen beni merak etme. Son nefesimi aldığımı bilsem de, yine de iyiyim ben. İyiydim ben. Aslında hiç iyi değilim ben…
Benzer Haberler
Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!
Tekrar deneyiniz.