İstanbul’dan İran’ın önde gelen uluslararası havayolu Mahan Air ile Tahran’a hareket ediyoruz. Tahran’ın merkezindeki 4 yıldızlı otelimize yerleşiyoruz.
Tahran
Yaklaşık 9 milyon kişinin yaşadığı İran’ın başkenti Tahran, ülkede üretken ve çağdaş yaşamın merkezi kabul ediliyor. Canlı toplumsal hayatının yanında Tahran onlarca tarihi bina ve müzeye ev sahipliği yapıyor.
Güne 435 metre ile dünyanın altıncı büyük telekomünikasyon kulesi sayılan Milad Kulesi’ni ziyaretle başlıyoruz. Saniyede 7 metre hızla yükselen asansörler, bizi İran mimarisinin çağdaş örneğinin tepesine taşıyor ve Tahran’a kuş bakışı atmamızı sağlıyor.
İran demek, bir çok şeyin yanında halı demek! İranlılar da muhteşem birikimlerini sergilemek için 1976’da bir Halı Müzesi inşa etmişler. İranlı mimarların tasarladığı mimarisiyle de dikkat çeken müze, 16. yüzyıldan bugüne değin en usta halı ve kilim örneklerini sergiliyor.
İran halılarını halı değil de birer tuval olarak düşünmek yerindedir.
İran Şahları Batı Asya ve dünyada nam saldılar, Sefevi, Kajar ve Pehlevi Hanedanlarının dünyaca ünlü taçları ve takılarını görmek için İran Merkez Bankası’nda olan Mücevher Müzesini ziyaret ediyoruz.
Pehlevi Hanedanı’nın Tahran’a 1900’lerde yaptırdığı saray kompleksi sadece etkileyici değil, Türkiye için de çarpıcı. Sadabat Paktı, aynı ismi taşıyan bu sarayda imzalanmış. Sadabat Saray Kompleksi, bahçeler içinde geleneksel İran mimarisinin modernleşmiş örneklerini ve tüm özel yaşam alanları ziyarete açılmış olan Şahların lüks hayatını sergiliyor.
400 yıllık, Gülistan Sarayı (Gül Bahçesi Sarayı) ise geleneksel İran mimarisinin başka bir göz kamaştırıcı örneği ve 1979 İran Devrimi’ne değin Pehlevi Hanedanı tarafından resepsiyonlar için kullanılıyor.
Sadabat Sarayı’nın ardından Tahran’ın tarihi Kapalı Çarşısını ziyaret ediyoruz. 200 yıla yakın bir geçmişi bulunan Kapalı Çarşı, altın, kilim, bakır, baharat ve bir dizi ürünün yanında camilere, kiliselere de ev sahipliği yapıyor. İstanbul – Tahran Kapalı Çarşılarını yerinde karşılaştırmaya ne dersiniz?
İsfahan
Özel otobüsümüzle Tahran’dan İsfahan kentine geçiyoruz.
İsfahan kenti, İ.S. 1070’den itibaren Sefevi Handanı atında Fars İmparatorluğuna uzun süre başkentlik yapmış bir şehir. Fars-İslam mimarisiyle ünlü olan kent büyük caddeleriyle, saraylarıyla, minareleriyle Farsçada “İsfahan dünyanın yarısıdır” atasözüne neden olmuştur.
İsfahan gezimize kentin içinden geçen Zayanderud Nehri’nin üzerindeki köprülerle başlıyoruz. Köprü deyip Hacu Köprüsü’nde ayrıntı geçmeyin, Şahristan Köprüsü 3. yüzyılda inşa edilmiş ve Selçuklu döneminde geliştirilmiştir. Çoobi Köprüsü aynı zamanda nehrin öte yakasındaki bahçeleri sulamak için bir İsfahan: İmam Camii akvedukt içerir, Büyük Abbas tarafından 1599’da inşa edilen Siose Köprüsü ise 295 metre uzunluğa sahiptir.
Ardından dünyanın UNESCO Miras Listesine kayıttlı en büyük meydanlarından olan Nakşı Cihan Meydanı’nı ziyaret ediyoruz. 1602 yılında Sefevi hükümdar Büyük Abbas tarafından kurulan meydan, içindeki huzur ve çevresindeki mescidlerin minareleriyle sizi büyüleyecek.
Meydanın sonunda bizi, 17. Yüzyılın başında inşa edilen eski adıyla Şah Camii, yeni adıyla ise İmam Camii bekliyor. Muhteşem bir yapıt olduğunu ve İran’da en çok fotoğrafı çekilen bina olduğunu söyleyelim, gerisini siz hayal edin.
Şah Abbas’ın kabul törenleri ve şölenler için yaptırdığı 40 Sütun Sarayı sizi en başta tarihi olayları anlatan duvar ve tavan resimleri ile büyüleyecek. 1514’te Osmanlı Padişahı Sultan Selim’in İran’ın Şahı İsmail’i mağlup ettiği ve Doğu Anadolu’nun Osmanlı’ya katıldığı, Çaldıran Muharebesini yüzyıl sonrası Şah Abbas’ın sanatçılarının gözüyle görmeye ne dersiniz? Saray önündeki sütunları saydığınızda ise sürpriz var. Yanıtı İsfahan’da…
Nasır el Mülk Camii Şeyh Lütfullah Camii’nde bir kubbe Mescid Camii! İran’ın inşası MS. 7. Yüzyılda Emevi Döneminde başlayan, ve 11. yüzyılda Selçuklu Döneminde devam eden, en eski ve en büyük camii. Moğollardan Nizamülmülk’e değin İran tarihinin tek binada özeti. Nakşı Cihan Meydanı’nın hemen yanındaki Şeyh Lütfullah Camii İran Mimarisinin başyapıtlarından sayılır. Cami Hanedan mensuplarına özel ve halka kapalı olarak inşa edildiği için minaresi yoktur. Ama dev duvarlarını süsleyen mozaikler ve kubbeler, izleyici üzerinde hipnoz etkisi yaratır.
İran bir İslam Cumhuriyeti, ancak algının aksine Müslüman olmayan çok sayıda ve köklü topluluklar da barındırıyor. Örneğin İran Yahudilerinin mecliste kendilerine ayrılmış bir milletvekili kotasının olduğunu biliyor muydunuz?
İsfahan da farklı dini toplulukları barındıran bir kent. 17. Yüzyılda inşa edilmiş, muhteşem fresklere sahip olan Ermeni Vank Kilisesi bu zenginliğin göstergelerinden biri.
Kayseriye Çarşısı ya da Kapalı Çarşı, 1000 yıllık geçmişiyle Ortadoğu’nun en ski çarşılarından birini oluşturuyor. Medreseler, kubbeler, hanlarla dolu çarşıda kendinizi kaybetmeye hazır mısınız?
Şiraz
İlk kayıtları MÖ. 2. Binyıla dayanan, bugünün temeli MS. 693’te atılan Şiran, İran’ın en tarihi kentlerinden biri ve aynı zamanda Fars Medeniyetinin başkenti.
Birçok İranlı tarafından “bahçeler kenti” olarak da anılan Şiraz, edebiyat, şiir, sanat ve şarap demek. Kalabalık Hristiyan ve Yahudi topluluklarına da sahip olan kent, dünyaca ünlü ve yaygın Şiraz üzüm ve şarabının da memleketi.
Şiraz gezimize Tarihi Pazar’la başlıyoruz. Ardından Nasir el Mülk Camii’ni ziyaret ediyoruz. 19. Yüzyılda inşa edilen bu cami vitraylarıyla, yani renkli camları ile ünlü. Caminin içine girdiğiniz anda renklerin dansı ile karşı karşıya kalacaksınız.
Görsel şölende sırada altın kaplı minareleri ve cam kubbeleri ile Şiilerin en önemli haç noktalarından biri olan Şah-ı Çerağ var.
Bahçelerin saraylara dönüştüğü Şiraz’da 19. Yüzyıla ait Narencistan Sarayı’nı ve 13. Yüzyıla ait Eram Bahçelerini ziyaret ediyoruz.
Bahçe, şarap ve şiir dedikten sonra, gazelleriyle dünyaca ünlü Hafız-ı Şiraz ve Sadi’nin bahçe-türbelerini ziyaret etmemek olmaz.
Persepolis
Etiyopya’dan Hindistan’a değin uzanan Ahamenid İmparatorluğu, büyük Fars Medeniyetinin beşiği Persepolis sayılır. Önemli bir dönem boyunca Anadolu’ya da hakim olan Ahamenid İmparatorluğu, antik Helen medeniyetinin büyük karşıt ve tamamlayıcısıdır. İmparatorluk Anadolu, Yunanistan ve Mısır’ı yöneterek buradaki devlet ve kültürlerin üzerinde büyük etki yaratmıştır.
İÖ. 520’de inşasına başlanan Persepolis (Yunanca “Farsların kenti”) ise, imparatorluğun dört başkentinden biridir. Kentte tapınak merdivenlerini, özel sarayları, 100 Sütun Sarayı’nı, Xerxes Yolu’nu, Artaxerxes’in mezarını ve diğer birçok unsuru gezeceğiz.
Fiyata Dahil Olan Hizmetler (Kısaca HER ŞEY DAHİL):
– Mahan Air ile İstanbul – Tahran/ Şiraz – İstanbul ekonomi sınıfı uçak bileti,
– 21 USD bilet kesim bedeli,
– Tahran – İsfahan – Şiraz – Persepolis özel araçla ulaşım hizmeti,
– 4 yıldızlı mevcut en iyi otellerde 7 gece konaklama,
– Tüm öğle ve akşam yemekleri,
– Tüm transferler,
– Özel çador (İran’da kadınların giydikleri siyah örtü) Camiler ve bazı dini yerler için,
– Özel araç ile ulaşım,
– Tüm müze ve ören yeri girişleri,
– Yerel rehberlik hizmeti,
– Tüm bahşişler (gezi rehberine, yerel rehberlere ve gezi şoförüne bahşiş toplanmıyor),
– Sağlık teminatlı Yurtdışı Seyahat Sağlık Sigortası,
Fiyata Dahil Olmayan Hizmetler:
– Programda bulunan yemekler sırasında alınacak içecekler,
– Kişisel harcamalar,
– Fazla bagaj ücreti.
Konaklama:
İki kişilik odada kalmak isteyip de bir kişi olarak rezervasyon yaptıran misafirlerimizin yanına geziye bir oda arkadaşı bulunamadığı takdirde bu misafirlerin tek kişi farkını ödemek zorunda kalacaklarını üzülerek bildiririz.
Her otelde üç kişilik (triple) oda konaklaması söz konusu değildir. Bu seçeneği sunan otellerdeyse genelde standart iki kişilik (double/twin) odalar, bir yatak eklenerek üç kişilik odaya dönüştürülmektedir. Üç kişilik odada konaklamalarda üçüncü yatak standart olmayıp açılır-kapanır portatif yatak ya da çekyat şeklinde olabilmektedir.
Vize:
İran, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına vize uygulamamaktadır. Pasaportlarda gezinin bitiş tarihi itibariyle en az 6 aylık geçerlilik süresi aranmaktadır. İran, pasaportunda İsrail giriş damgası bulunan kişileri ülkeye kabul etmemektedir.
Önemli Notlar:
Dış nedenlerden dolayı her zaman program değiştirilebilir ve kentlerde gezi sıralaması değişebilir.
İran’da gezi boyunca kadınların başlarını örtmeleri ve dizlere kadar uzayan, uzun kollu, tunik benzeri bol giysiler giymeleri zorunludur.
Gezi öncesi İstanbul’da bir bilgilendirme toplantısı yapılacaktır. İstanbul dışında yaşayan kişiler telefonla katılabilir. Ayrıca bir bilgilendirme metni katılımcılara elektronik yollardan ulaştırılacaktır.
İlgili İran gezisi ayrıntılı programı haberiyle ilgili sizde görüşlerinizi yazarak gündeme dahil olabilirsiniz.