Siyasal İslamcılığın felsefesi yavaş yavaş genlerimize enjekte edilmeye çalışılırken “Ülkede beka sorunu var. Recep Tayyip Erdoğan giderse devlet yıkılır” hezeyanları ile kandırılmaya devam ediliyoruz maalesef.
Sanırsınız ki 90 yıldır devleti ve Cumhuriyet’i sadece Tayyip Erdoğan ve partisi ayakta tutmuştur. Onlar olmasaydı bu millet aç ve açıkta kalacak fakruzaruret içerisinde yaşayacaktı.
Kendilerine o kadar vazgeçilmez payeler biçmişler ki, “Göklerden gelen bir karar vardır” diyecek kadar ruhlarını ve yüreklerini karartmışlar. İşin tuhaf yanı bir taraftan ülkede beka sorunu var deyip diğer tarafta Cumhuriyet tarihinin en güçlü dönemini yaşadıklarını iddia ediyorlar.
İran, Irak, Suriye ve Yunanistan başta olmak üzere müttefik dediğimiz devletlerle bile ilişkilerimiz bozulmuş devletler arası çıkarlarımız zedelenmiş millî gurur ve haysiyetimiz ayaklar altına alınmıştır.
***
15 Temmuz darbe kalkışmasından sonra “Tayyip Erdoğan neredeyse biz oradayız” nakaratlarıyla halkı ikna etmeye çalışanların bilmedikleri hesap etmedikleri tek şey Türkiye Cumhuriyeti Devleti hiçbir zaman pamuk ipliğine bağlı olmamıştır.
Türk toplumuna korku salarak uzun süre iktidarda kalmak isteyen AKP’nin “yedi düvele karşı mücadele ediyoruz” sözleri de kendi kendilerini kandırmaktan ibarettir. Recep Tayyip Erdoğan’ın devletin bekası için mutlaka başta kalması gerektiğini söyleyenler o zaman antidemokratik yönetimlerle Türkiye’nin yönetilmesine rıza gösteriyorlar demektir. Antidemokratik diyorum çünkü parlamenter sistem lağvedilmiş ve Türkiye Tek Adam yönetimine geçmiştir.
OHAL kararı ile Tayyip Erdoğan’ı ebedi başkan ilan ederek 20 yıl daha iş başında kalmasını isteyenlerin sözde tavırlarını şaşkınlık ve tedirginlikle izliyoruz.
Türk milletini Atatürk‘ün çizdiği yoldan uzaklaştıran ve güzel şeyler olacak diyerek “Ne mutlu Türk’üm diyene” sözünü yasaklayan bu siyasi iktidarın aynanın karşısına geçip “Biz nerede hata yaptık” diyerek düşünmesi gerekir bence.
Açılım adı verdikleri saçmalık projelerini hayata geçiren kendileridir. Teröristleri dağlardan şehre indirip Habur’da davul zurna ile karşılayan ben değilim.
Fetö kumpası neticesinde Türk Silahlı Kuvvetlerine, Ergenekon, Balyoz gibi saçma sapan davalarım açılmasına müsaade edip devletin en gizli mahrem odası olan Kozmik Oda’daki bilgilerin ele geçirilmesine izin veren de kendileridir.
Ve bütün bu ihanet sürecinde sessiz kalarak ortaya mağduriyetler ordusu çıkardıktan sonra pardon biz yapmadık, cemaat yaptı diyerek Feto ile ilişkilerini donduran ve akabinde savaş ilan eden de ben değilim..
Türkiye’de millî kurum ve kuruluşları özelleştirme adı altında peşkeş çekenler, tarım ve hayvancılığı iflas noktasına getirenler, şeker fabrikalarımızı kapatarak Türk milletini elin ecnebisine muhtaç edenler, bugün içinde bulunduğumuz sosyal siyasi ve ekonomik olumsuzlukların baş sorumlusudur
Dış güçler Erdoğan’ı yemeye çalışıyorlar iddiası külliyen yalandır. Bu argümana hizmet eden kim varsa Türkiye’nin hür ve müstakil varlığına kötülük ediyor demektir. Erdoğan’ın bitmek bilmeyen kavgacı ve kutuplaştırıcı siyasi hırsı sayesinde Türk milleti nereye doğru sürüklendiğini kendisi bile bilmemektedir.
Erdoğan giderse devlet yıkılır diyenlere sormak gerekir; Peygamber Efendimiz vefat edince İslam sancağı yere mi düşmüş. Koskoca Fatih, Yavuz ve Kanuni öldüğünde Osmanlı Devleti yıkılıp ortada mı kalmış…
80 milyonluk bir memleketin kaderi nasıl olur da bir insanın iktidarda kalmasına ipotek edilir.
Hani bir şarkıda söylenir ya..
Gitme kal yalan söyledim
Doğru değil ayrılığa
Daha hiç hazır değilim
Aramızda yaşanacak
Yarım kalan bir şeyler var
…
Yüce Tanrım yüreğinden duygularını söküp atmış ve idraksiz kalmış insanlardan memleketi ve milleti koru.
Ay yıldızın şerefini ve namusunu hezeyanlara kurban etme…
Yazara ait yayınlanan son makaleleri buradan okuyabilirsiniz.