D. Trump, misyoner Brunson‘ın serbest kalmasından sonra ısrarla R. T. Erdoğan‘a teşekkür ediyor, R. T. Erdoğan ısrarla “hukukun üstünlüğü”nden dem vuruyor.
Trump, misyoneri, karısını ve çocuklarını ağırladığında, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bir defa daha çok teşekkür ediyorum. Türk halkına teşekkür ediyorum. Bence bu ilişkilerimiz için büyük bir adım olacak.” diyor.
Ağırlamada, üstüne basa bası R. T. Erdoğan‘a beş kere teşekkür sıralıyor.
Bu sözlerine karşılık R. T. Erdoğan, D. Trump‘a “Tamam anladık. Biraz da bizde hukuk olduğundan bahset!” der gibi şu tiviti atıyor:
“Sayın Başkan Donald Trump, her zaman vurguladığım gibi Türk yargısı kararını bağımsız bir şekilde verdi. Umuyorum ki ABD ve Türkiye iki müttefike yakışır biçimde iş birliğine devam eder. PKK, DEAŞ ve FETÖ başta olmak üzere terör örgütlerine karşı ortak bir mücadele yürütür.”
R. T. Erdoğan, dün de partisinin grup toplantısında “yargının kararını verdiği”ni üstüne basa basa söylüyor.
Neyi ispat edeceksiniz, neyi değiştireceksiniz?
Trump, biliyoruz, dengesiz; beklenmedik bir laf ediveriyor. Hiç sanmıyorum ki, misyoner Brunson meselesinde, “adalet yerini buldu.” demesi gerekirken, R. T. Erdoğan salıverdiği için teşekkür etti, manasına gelen cümleleri Ankara’yı açığa çıkarmak için kasıtlı söylesin. Türkiye’de hukukun bir kişinin iki dudağı arasında olduğuna inanıyor.
Trump, Brunson için ne kadar ısrarlıysa, biz de ABD’de mahpus Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla için o kadar ısrarlıyız. Hakan Atilla şimdi salıverilse, R. T. Erdoğan, Trump‘a mı teşekkür edecek yoksa hak yerini buldu mu diyecek? Cevabı çok kolay bir soru… Elbette “Hak yerini buldu.” diyecek.
Yazıp çiziyorlar… Brunson‘ın “serbest bırakılması”, Washington ile Ankara arasındaki “hayatî” ilişkide yeni bir başlangıç, önemli bir fırsat olacakmış.
Olmayacak. Amerika yolunu seçmiş… Türkiye’yi yere kapaklamak istiyor.
Fethullahçılarla vurmak istedi. Büyük acı yaşattı. Hâlâ toparlanamadık. Toparlanıp toparlanamayacağımız da belli değil. YPG/PKK’yı besleyen de ABD. ABD dolaydan bezimle savaş hâlinde.
Brunson, Fethullahçıların hurucunun ardından tutuklandı. Bunu göz önünde tutmalıyız.
İşin içine Fethullah‘ın “F”si girse, mahkeme heyetinin yapacağı bir şey yok… Tutuklanması gerekir!
Sıkıntı “F” ile başlıyor.
“Adalet”in bir çerçevesi çizilmelidir. Bu çerçeve belirlenemezse, daha nice sıkıntıları göğüslemek mecburiyetinde kalırız. Takat nereye kadar yetecek! Allah esirgesin… Bir an gelecek el kol düşecek, beyin dumura uğrayacak!
Şahsî düşünmeyelim. Kin gütmeyelim. Sık hatırlatırım. Yine hatırlatacağım. Maide suresinin 8. ayetinde “Ey iman edenler, adil şahitler olarak, Allah için, hakkı ayakta tutun. Bir topluluğa olan kininiz, sizi adaletten alıkoymasın. Adalet yapın. O, takvaya daha yakındır.” buyurulur.
Trump dengesizinin, şahsa teşekkürü, dışarıda görüntümüzün de adıdır.
Adaleti sağlamak devletin vazifesidir. Ülkede mutlaka adalet yerini bulmalıdır.
Kur’ân’a muhalefet etmeyelim. Günaha girmeyelim.
Yazara ait yayınlanan son makaleleri buradan okuyabilirsiniz.
