Öne çıkan görsel, 19. yüzyılın başlarında, Avrupalıların antik Mısır’a olan merakını yansıtan bir sahneyi betimliyor. Avrupa salonlarında Mısır’ın tapınakları, mezarları ve hiyeroglifleri üzerine yapılan tartışmalar ve illüstrasyonların detaylı incelenişini gözler önüne sermekte ve aynı zamanda yapay zeka tarafından oluşturulmuştur. Şimdi asıl konumuza gelelim:
Etrafınıza baktığınızda, muhtemelen her yerde resimler görürsünüz, posterlerden dergi kapaklarına, gıda ambalajlarından reklam panolarına kadar. Bu imgelerin hepsi, farkında olmadan üzerinizde bir etki yaratmayı amaçlar. Örneğin, bir mısır gevreği kutusunun üzerindeki canlı bir görsel, size bu ürünü yemenin sağlıklı ve keyifli olacağını düşündürebilir. Bir derginin kapağındaki çekici fotoğraf ise sizi okumaya davet eder. Görseller, mesajların en güçlü taşıyıcılarından biridir, fakat sanatın kesin bir tanımını yapmak her zaman zordur.
Avrupa’nın bakış açısına göre, Mısır’ın bilgisi uzun yıllar boyunca yalnızca efsaneler ve mistik anlatılara dayalıydı. Eğitimli Avrupalılar, modern kültür kavramını Rönesans ile birlikte Roma ve Yunan klasiklerine dayandırarak şekillendirmişlerdi. Ancak 19. yüzyılın başlarına gelindiğinde, Mısır’a dair bilgi büyük bir dönüşüm geçirdi. Yüzyıllardır okunamayan hiyerogliflerin deşifre edilmesi ve Avrupalı gezginlerin bu kadim toprakları keşfetmesiyle, Mısır’ın gerçekliği gün yüzüne çıkmaya başladı.
Bu devrim niteliğindeki gelişmelerin ilki, Napolyon’un 1798-99 Mısır seferinin ardından 1809-1828 yılları arasında yayımlanan, 900 gravür içeren ve başlangıçta on cilt olarak hazırlanan devasa Fransız yayını Description de l’Egypte idi. Bu eser, Mısır’ın tapınaklarını, mezarlarını ve süslemelerini Avrupa kamuoyuna kapsamlı bir şekilde tanıtan ilk ciddi çalışma oldu. İkinci büyük atılım ise, Fransız bilim insanı Jean-Francois Champollion’un, Mısır hiyeroglif yazısını çözüp 14 Eylül 1822’de buluşunu duyurmasıydı. Bu keşif, tek bir olayın ötesinde uzun bir çabanın ürünüydü ve Champollion, ilk konferansını 27 Eylül 1822’de Fransız Akademisi’nde gerçekleştirdi.
Mısır’ın görkemli tarihi böylece sadece antik bir efsane olmaktan çıkıp, somut bir bilgi birikimi haline geldi; Avrupa’nın kültürel merceği de bu yeni keşiflerle genişledi.
Bazı Tablolar:
Şekil 1: Fiona Rae, İsimsiz (sarı), 1990, tuval desteği üzerine yağlıboya, 214×198 cm.
Şekil 2: Gilbert ve George, Ölümden Yaşam Umut Yaşam Korku, 1984, el boyaması fotoğraflar, kağıt üzerine çerçeveli, benzersiz.
Şekil 3: Paula Rego, Hizmetçiler, 1987, tuval arkası kâğıt üzerine akrilik, 214×244 cm.