DURUŞMAYA TEKERLEKLİ SANDALYE İLE KATILDI
İstanbul Anadolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ilk duruşmasına tutuksuz yargılanan sanıklardan Müjdat Çevik katılırken, yine tutuksuz yargılanan sanık İsrafil Köksal katılmadı. 4 yıl önce meydana gelen olaydan sonra hayati fonksiyonlarını etkileyecek şekilde yaralanan Songül Bora, duruşmaya tekerlekli sandalye ile katıldı. Kimlik tespitinin ardından sanık Müjdat Çevik’in sorgusuna geçildi. Songül Bora ile olayın gerçekleşmesinden 1.5 yıl önce tanıştıklarını, Songül Bora’nın ofisinde çalışmaya başladığını ardından da sevgili olduklarını söyledi. Songül Bora’nın başkasıyla ilişkisinden şüphelendiği için kendisini takip ettiğini söyleyen Müjdat Çevik, kendisinin başkasıyla birlikte olduğunu öğrenince tartıştıklarını, gece geç saate kadar dolaştıktan sonra eve gittiklerini söyledi. tartıştıklarını, gece geç saate kadar dolaştıktan sonra eve gittiklerini söyledi. Sabah uyanıp işe gittiğini, 09.30 gibi de yanında çalışan diğer sanık İsrafil Köksal ile birlikte eve geri döndüklerini söyleyen Müjdat Çevik, arkadan kilitli olan kapıyı tornavida ile açarak eve girdiğini, Songül Bora’nın sarhoş olduğunu , onu sakinleştirmesi için onun ablasını eve çağırdığını iddia etti.
7. KATTAN ATLADI İDDİASI
Eve gelen ablası ile tartıştıklarını söyleyen Müjdat Çevik, “Ablasını dışarıya çıkardım, rüzgardan dolayı dairenin kapısı kapandı. 30-40 saniye sonra İsrafil heyecanla kapıyı açıp Songül’ün kendisini balkondan attığını söyledi. Bulunduğumuz daire binanın 7. katındaydı. Hemen aşağıya indik, Songül nefes alıyordu. Ambulans çağırdık, hastaneye kaldırıldı” dedi. Songül’ü hastanede 6 ay boyunca yalnız bırakmadığını, masraflarını karşıladığını söyleyen Müjdat Çevik, bu süreçte diğer kadından çocuğu olduğunu ve Songül’den ayrıldığını söyledi. Müjdat Çevik, Songül Bora’yı öldürmek için herhangi bir plan yapmadıklarını savundu. BAŞKA
KADIN İLE İLİŞKİSİNİ ÖĞRENİNCE TARTIŞTILAR
Mağdur sıfatı ile beyanı alınan Songül Bora, Müjdat Çevik’in kendisini Deniz olarak tanıttığını iddia etti. Müjdat Çevik’in kendisi ile dini nikah kıydığını savunan Songül Bora, bir süre sonra başka bir kadının Müjdat Çevik ile olan birlikteliğinden 7 aylık hamile olduğunu öğrendiğini söyledi. Bunun üzerine tartıştıklarını, Müjdat Çevik tarafından tehdit edildiğini savunan Songül Bora, gece 03.00 sıralarında eve gittiklerini belirterek, “Sabah 08.00 gibi evden çıktı. Kapıyı üzerime kilitlediği için evden çıkamadım. Bir süre sonra Müjdat ve İsrafil geldiler. Ben de kapıyı arkadan kilitlediğim için içeri giremediler, bana zarar vereceklerini düşünüyordum. Onlar da hırsız kilidini kestiler ve içeriye girdiler. Beni tehdit etti, hakaretlerde bulundu. Onlar gelmeden önce ablamı aramıştım. Ablam geldi, hemen ablama bir şey konuşacağını söyleyerek daireden çıkardı. Ben de balkona gittim. İsrafil beni sırtımdan itti, sendeledim. İkinci kez kuvvetli bir şekilde sırtımdan beni itti ve ben çığlık çığlığa aşağıya düştüm. Gözümü açtığımda hastanedeydim” dedi. Mahkeme, duruşma savcısının olay yerinde keşif yapılması talebini reddetti. Duruşmaya gelmeyen İsrafil Köksal’ın bir dahaki duruşmaya zorla getirilmesine karar veren mahkeme, mağdur avukatların sanıkların tutuklanması yönündeki talebini de reddederek duruşmayı erteledi. Songül Bora ve Avukatı Cesim Parlak, duruşma sonrası adliye önünde basına kısa bir açıklama yaptılar.
‘ŞULE ÇET GİBİ ÖLMEM Mİ GEREKİYORDU’
Kendisinin 4 yıldır mücadele ettiğini söyleyen Songül Bora, “4 yıldır mücadele veriyorum ama yine de ellerini kollarını sallayarak duruşma salonundan çıktılar. Beni onlar öldürmek istedi ama ölmedim. Şule Çet gibi ölmem mi gerekiyordu adaletin yerini bulması için” dedi. Aylarca komada kaldığını söyleyen Bora, “Gözümü açtığımda 6 ay gibi bir süreç geçmişti. Sonra da ilk şikayetimde bulundum. 3 yıl sonra davam açıldı” dedi.
‘BENİ 7. KATTAN ATTILAR’
Sanıkların hiçbir şey olmamış gibi hayatlarına devam ettiğini söyleyen Bora, “Ceza almalarını istiyorum, onların ceza alması için illa ölmem mi gerekiyordu. Beni yedinci kattan attılar” dedi. Bu davanın Şule Çet davasının başka bir şekli olduğunu söyleyen Songül Bora’nın Avukatı Cesim Parlak, “Şule Çet orada ölmüştü ama Songül Bora burada ölmedi. Yaşama tutunmaya çalışıyor. Bizim talebimiz, mahkemelerin kadına şiddet meselesine daha hassas davranması. Sanıkların en ağır şekilde cezalandırılması için mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.
İDDİANAMEDEN
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, müşteki Songül Bora ile şüphelilerden Müjdat Çevik’in birlikte yaşadığı, Songül Bora’nın 22 Aralık 2015 tarihinde Müjdat Çevik’in başka bir kadınla imam nikahıyla evli olduğunu öğrendiği, bu nedenle tarafların tartıştığı belirtiliyor. 23 Aralık 2015 sabahı şüpheliler Müjdat Çevik ve İsrafil Köksal’ın Songül Bora ve Müjdat Çevik’in birlikte yaşadıkları eve gittikleri, tarafların tartıştıkları, Songül Bora’nın ablasının eve çağrıldığı belirtilen iddianamede, tartışma üzerine Songül Bora’nın ablasının Müjdat Çevik tarafından dışarıya çıkarıldığı, kısa bir süre sonra dışarıya çıkan İsrafil Köksal’ın Songül Bora’nın balkondan atlayarak intihar ettiğini söylediği belirtiliyor. Songül Bora’nın hayati fonksiyonlarını etkileyecek nitelikte yaralandığı bilgisine yer verilen iddianamede, Songül Bora’nın şikayetinde kendisini İsrafil Köksal’ın balkondan ittiğini söylediği kaydedildi. İddianamede İsrafil Köksal ve Müjdat Çevik’in, “Tasarlayarak kasten adam öldürmeye teşebbüs” suçundan 13 yıldan 20 yıla kadar hapis cezası istemiyle cezalandırılmaları isteniyor.
İSTANBUL/DHA