Anladığım kadarıyla Yüksek Seçim Kurulu, 80 küsur milyonluk bir kitle ile kafa bulmakta çok kararlı.
Bizimle alenen ve çok açık biçimde dalga geçiyorlar.
İstanbul seçimleri, bazı sandık kurulu başkanlarının yasaya uygun kişiler arasından olmadığı gerekçesi ile hiçbir yolsuzluk ve hırsızlık bulgusuna rastlanmadığı halde iptal edildi.
“Bu sandık başkanları ile yapılan seçim hukuksuz olur” diyerek.
Biz de inanmasak bile inanmış gibi yaparak bu gerekçeyi kabul ettik.
Ağzımıza gelen cümleleri yutkunarak geri ittik ki, mahkum olmayalım.
Şimdi aynı YSK, aynı sandık kurulları ve haliyle aynı sandık kurulu başkanları ile seçimi tekrarlıyor.
Açıklamadan anlaşılan aynen bunu yapıyorlar.
“Yok artık” dediğinizi, hatta bunu daha argo bir biçimde söylediğinizi duyar gibi oluyorum.
Kibarcası “Yok daha neler” olarak çevrilecek bir cümle söylediğinizi tahmin edebiliyorum.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise bu açıklamanın “Seçim kurullarının aynı kalacağı” şeklinde algılanması gerektiğini, sandık kurullarının yasaya uygun hale getirileceği şeklinde yorumluyor.
Ama o bile “Yine de itirazımızı yaptık” diyerek kuşkusunu dile getirmekten de kaçınmıyor.
Benim komplo teorim ise şu:
YSK kendi kararını kendi tekzip ediyor.
Bunun başka mantıklı bir izahı yok.
Ama zaten Türkiye’de olan biten herhangi bir şeyin mantıklı izahı var mı ki!