Fanatizmin en belirgin özelliği tek yönlü düşünme ve sınırlama koymasıdır. Fanatizm evrensel bir kavram olmakla birlikte daha çok spor, siyaset ve dinle bağdaştırılmıştır. Bazı sosyal ortamlar, siyasal ve dini yaklaşımlar, totaliter rejimler ve savaş gibi olağanüstü durumlar fanatizmi tetikleyen etkenler olmuştur.
Fanatizm; gözünü, kulağını var olan gerçeğe, sonuçlara ve yaşananlara kapatır, görmek istediklerini görür, gerisini görmezden gelir. İnançlarımız, değerlerimiz, düşüncelerimiz, duygularımız bize aittir. Aslında fanatizm insan gelişimini durdurur.
Siyaset, din, görüş, ideoloji; fanatizmde kendine kolay mecralar bulabilmektedir. Hayatın her alanında her şeyin mübah olduğu bir ortam, ötekini susturma yolunu oluşturur. Fanatik olarak adlandırılan bu kişilerin hoşgörüsüzlüğü, şiddete meyletmeleri ve hırçın tavırları topluma korku ve endişe salar.
Bu kişiler, düşüncelerini başkalarıyla tartışmaya açık değildir. Güçlüyken kendi inanç, düşünce ve duygularını karşısındakine dayatmak, zorla kabul ettirmek ister. Kendilerini her koşulda haklı görürler.
Takıntı boyutunda duygularına bağlıdırlar. Aşırı bir şekilde kendilerini duygu, düşünce ve inançlarına adamış kişilerdir. Türkiye’de her kesimden seçmen için geçerli olan bir durumdur bu. Tabii ki gönülden bağlı kesimin olduğu kadar, çıkarına uyduğu sürece, farklı görüşteki bir kesimi de görmezden gelemeyiz.
Fanatizm çok tehlikeli ve yanlış bir akımdır. Analarına, kadınların kocalarına, en yakınların bile birbirine kefil olamayacağı bir dünyada olağanüstü bir özgüvenle saf tutmak… Olamaz, olmamalı.
Maalesef içinde bulunduğumuz kısır döngüyü daha da vahim hale getiren toplumsal bir hatadır fanatizm. Aslında seçmenin daha da körleşerek siyasilerin hatalarını ve yanlışlarını görmezden gelmesini sağlar. İktidar ve muhalefet için de böyle olduğundan; iktidar ülkenin önüne bir milim bile yenilik ve ilerleme koyamazken, muhalefet kanadı da görevinin çok ötesindedir.
Seçmen kitlesi, bu fanatizmden kurtulamaz ise durum daha da kötüye gidecektir. Ne muhalefet ne de iktidar kanadının artık kendi hatalarını görmezden gelmesi demek; hırs ve kavgadan beslenerek siyaset yapar hale gelmesi demektir.
Kimse elinde tuttuğu gücü kaybetmek istemiyor. Bu durumu bilmeyen bir takım seçmen kitlesi de bu fanatizmin kölesi olarak yaşamaya devam ediyor…
“İnsanlar, hakikati kendilerinin bildiklerini sandıkları için birbirlerine zulmederler.”
(Bertrand Russell)
DEĞERLERİNİZE GÖRE YAŞAYIN…