İnsanın yüzünde de bu orana uygun bir yerleşim olması halinde “güzel” olarak adlandırıldığının fark edildiğini belirten Kelten, “Alın, orta yüz ve alt yüzün uyumu örnek gösterilmiştir. Gülüş için ise dişlerin ve dudakların uyumuna dikkat çekilmiştir. Estetik beklentilerle bize başvuran hastalarımızda yaptığımız ölçümlerde dişlerinde altın orandan uzak orantılar olduğunu fark ettik. Tam tersi güzel gülüşe sahip hastalarımızda da bu oranın ‘Fi’‘ye çok yakın olduğunu gördük. Eskiden estetik tedavilerimizi yaparken tahmini değerlere göre başlardık. Laminatelerle birçok prova yaptıktan sonra son halini görebilirdik. Açıkçası bizim için de sürpriz olurdu. Tabii bazen güzel bazen de kötü bir sürpriz. Altın oranı biliyor ama tam istediğimiz gibi uygulayamıyorduk.
Dijital çağın bize kattığı en önemli şeylerden birisi de dijital gülüş tasarımı oldu. Estetik ve güzel bir gülüş isteyen hastalarımızın dişlerinin ve gülüşlerinin tasarımını yapabilir hale geldik. Herkesin yüzü, gülüşü hattı, dudak yapısı farklı olduğu için kişiye özel tasarımlar yapmaya başladık. Bazılarının deyişiyle ‘gülüş mimarı’ olduk. Geometrik olarak doğru değerlerde olan lamineler yüzey özellikleri ve ışık geçirgenliği olarak da gerçek dişlerle aynı değerleri verebilmektedir. Porselenden üretilen ve tırnak kalınlığında olan lamineler renkleri ile diğer dişlerle uyum halindedir. Mat görünen metal destekli protezlerin aksine doğal yüzey özellikleri ve renkleri ile ayırt edilmesi zordur. Gelişen teknoloji ile dişle tam olarak aynı ışık geçirgenliğine sahip lamineler üretildi. Kişiye özel tedavi planları, son teknoloji ölçüm ve tasarım cihazları, en doğal görünümlü materyaller ile hazırlanan laminelerle Hollywood yıldızları gibi mükemmel gülüşlere ulaşmak artık çok daha kolay. Artık Instagram fotoğraflarınızda daha çok gülmek isteyeceksiniz” dedi.