Cumhurbaşkanı Erdoğan İstanbul Yenikapı’da düzenlenen “Teröre karşı tek ses” mitinginde, “Partisi fark etmeksizin 550 tane kalbi, bedeni millet için çalışacak yerli ve millî milletvekili” istediğini söyledi ya, doğrusu, kulaklarımıza inanamadık…
Önce zatıâlilerine sormak istiyoruz:
“-Bu milletin adı ne?”
Dünyanın hangi ülkesinde kime sorarsanız sorunuz bu milletin adı “Türk milleti”dir. Devletin kurucusu Atatürk de bu millete, “Türk milleti” demiştir. Çünkü bu devleti Türkü ile Kürt, Laz, Çerkez, velhasıl bu topraklarda yaşayan herkes ile Kuvay-ı Milliye çatısı altında kurtarmış ve kurmuştur. Sonra nüfus değişiminde Atatürk, “Müslümanlığı esas almış” Balkan ve Kafkaslardaki farklı ırklardan Müslümanları “Türk” kabul edip şimdi Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olduğu Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuş, gelin görün ki o ve silah arkadaşları birileri tarafından “İki ayyaş” olarak algılanmıştır.
“Ayyaş” denilenler devlet kurarken, “ayıklar” devleti ve egemenliği bölüşmek için Oslo’larda, şuralarda buralarda, terör örgütü ile masaya oturmuş, onları bir devlet gibi muhatap almış, teröriste “Gerilla” demiş ve “Çözüm süreci” adı altında federasyona gitmenin kapısını açmıştır. Federasyon kapısını açanlar ve hâlâ açık tutanlar şimdi tutmuş “550 milletvekili” istiyor kan anonsu yapar gibi. “Kalbi, bedeni millet için çalışacak” kalite ve kapasitede olsun anonsları yapıyorlar.
Onlar öyle deyince biz de “Hangi millet” için demeye devam ediyoruz. Sorsak, “Türk milleti” diyecekler, çünkü başka bir şey söylerlerse oy almaları mümkün değil. Lâkin “Türk” kelimesinden nasıl rahatsız icraatlarından biliyoruz. Nerede Türk varsa sildiler, silemedikleri için de pusuya yattılar. “Ne pususu, bu bir iftiradır” falan derlerse, kendilerine, Başbakan Davutoğlu’nun açıkladığı seçim bildirgesinin satır aralarında dile getirdiği, “Yeni anayasada herhangi bir etnik veya dini kimliğe referans olmayacak” kaydını hatırlatırız. Bu ne demektir, bu AKP anayasayı değiştirecek milletvekili sayısına ulaştığında Anayasa’dan Türklüğü çıkartacak demek değil midir? Bahanesi de Avrupa Birliği’nin “Yerel Yönetimler Özerklik Şartı” imiş, şuymuş buymuş. Bu topraklar Avrupa Birliği’nin toprakları mı, her türlü etnik kimliği kucaklamış Türk milletinin toprakları mı? Böyle saçma sapan fikirler bunca okumuş insanlardan nasıl neşet ediyor, insanın aklına bin bir kurt düşüyor. Batı’nın aklı ile gittik Suriye’de perişan olduk, Irak’ta başımıza çuval geçirildi. Hâlâ akıllanmadıysak, bu işte bir iş var demez de ne deriz!
Evet, 550 millî milletvekili isteyen Erdoğan’ın belki de en çok korktuğu gerçekten millî olan milletvekillerinin Meclis’e gelmesi olamaz mı?
Çünkü gerçekten millî olan milletvekillerine siz aldığı rüşvetin karşılığı rüşvetçinin ayağının altına yatmayı göze alan bakanları Yüce Divan’a göndertmek için parmak çocuk muamelesi yaptırabilir misiniz?
Yaptıramazsınız…
Yazara ait yayınlanan son makaleleri gazete bayilerinden Yeni Çağ Gazetesi satın alarak okuyabilirsiniz.