Engelliye Engelli Kaldır: Toplumun Görmezden Geldiği Bir Gerçek
Toplum olarak birçok konuda duyarlı olduğumuzu iddia ediyoruz. Yardımlaşmanın, empati kurmanın ve birbirimize destek olmanın önemini vurguluyoruz. Ancak maalesef, bu söylemlerimizin günlük yaşantımıza ne kadar yansıdığı konusunda şüpheler var. Özellikle, engelli bireylerin karşılaştığı zorluklar konusunda ne kadar bilinçli ve duyarlı olduğumuzu sorgulamak gerekiyor.
“Engelliye engelli kaldır” sözü, her ne kadar toplumumuzda yaygın bir söylem olmasa da, aslında derin bir anlam taşıyor. Bu ifade, engelli bireylerin hayatlarını zorlaştıran, hatta bazen imkansız hale getiren engelleri kaldırmayı hedefliyor. Ancak bu engeller, sadece fiziksel engeller değil; aynı zamanda zihinsel ve sosyal engellerdir.
Fiziksel engeller, daha somut ve gözle görülür engellerdir. Kaldırım taşlarının yüksekliği, asansörsüz binalar, toplu taşıma araçlarında yetersiz düzenlemeler gibi örnekler, engelli bireylerin günlük hayatta karşılaştığı zorluklardır. Bu tür engellerin ortadan kaldırılması, belediyeler ve devlet kurumlarının sorumluluğundadır. Ancak, bu sorumluluğun sadece devletin değil, tüm toplumun olduğunu unutmamak gerekiyor.
Zihinsel ve sosyal engeller ise daha derin ve kalıcıdır. Engelli bireylere karşı sergilenen önyargılar, dışlayıcı tutumlar ve empati yoksunluğu, toplumun önemli bir kesiminde hala varlığını sürdürüyor. Bu tutumlar, engelli bireylerin hayatını daha da zorlaştırıyor ve onların toplumdan izole olmasına neden oluyor. Engelli bireylerin yaşamını kolaylaştırmak, onları sosyal hayata katmak ve toplumun bir parçası olarak görmek için bu zihinsel engelleri aşmamız gerekiyor.
“Engelliye engelli kaldır” derken, aslında toplumun her bireyine düşen sorumluluktan bahsediyoruz. Her birimizin, engelli bireylerin karşılaştığı engelleri ortadan kaldırma noktasında katkıda bulunabileceği bir şeyler var. Bu, bazen sadece empati kurarak, bazen bir rampanın inşasına destek olarak, bazen de farkındalık yaratarak gerçekleşebilir.
Toplum olarak, engelli bireylerin yaşamlarını kolaylaştırmak için daha fazla çaba göstermeliyiz. Fiziksel engelleri ortadan kaldırmak için belediyelere, devlet kurumlarına baskı yapmalı; zihinsel engelleri yıkmak için ise eğitim ve farkındalık çalışmaları yapmalıyız. Unutmayalım ki, bir toplumun gelişmişliği, en dezavantajlı bireylerine sunduğu imkanlarla ölçülür.
“Engelliye engelli kaldır” demek, sadece bir iyilik hareketi değil, aynı zamanda bir insanlık görevidir. Her birimizin bu görev bilinciyle hareket etmesi, daha adil, daha eşitlikçi ve daha yaşanabilir bir toplum inşa etmemize katkı sağlayacaktır.