Birinci Cihan Harbinden sonra kurulan devletlerden hiçbiri, Anadolu’dan Mustafa Kemal Paşa’nın kurduğu yeni Türkiye kadar takdire layık değildir. Mustafa Kemal, zamanımızın diğer liderlerinin çok fevkinde bir şahsiyettir.
Emil Ludwig (Akdeniz) adlı kitabının ikinci cildinde Mustafa Kemal’den de az çok bir bahseder. Vaktiyle Alman gazetelerinde sık sık yazılar nakledilmekte olan Emil Ludwig’in bu yazısı içinde Atatürk’ten de bahis açılmış ve onun askerliğinin ve idareciliğinin bir tarifi verildikten sonra Mustafa Kemal’in şahsiyetine ait izahatı da geniş olarak şuraya almak istemekteyim:
Beş asırdan beri Akdeniz’de bu çapta bir savaş olmamıştır. İstanbul’u aldıktan sonra Türkler, bütün Akdeniz kıyılarını ve iç bölgelerini yavaş yavaş bir başarı ile fethederek Akdeniz’in bütün doğusuna ve güneyine sahip olmuşlardı. Bizans, daha doğrusu İstanbul, içtimai defa olarak 1918’de düşünce bu surlar arkasından, Asya ve Afrika’daki imparatorluğunu da silkeleyip durdu. Diğer sahil memleketler başlarının son zamanlarda esasen değiştirmediler. Fakat zaman ve vesait tahdit edilmiş olarak bu değişiklik Akdeniz sahillerinin yalnız ufak bir kısmına münhasır kalmıştı.
Yukarıda bahsettiğimiz üç büyük imparatorluktan (Roma, Bizans, Saray) sonuncusu yıkıldıktan sonra Türkler ve Bizans’ı Prusya ve Almanya adeta hükmü altına alarak imparatorluğun geri kalan parçaları bu topraklar üzerinde oturan halkın elinde kaldı.
Türkiye, tam aksine olarak, üç büyük devlet tarafından, hükümet tarafından mahdut altı memlekete bölündü, imparatorluğun yalnız yedinci bir parçası Türk olarak kaldı. Böylece bu devletlerin tespitleri Doğu Akdeniz’de ağır bastı.
Birinci Cihan Harbinden sonra kurulan devletlerden hiçbiri, Anadolu’da Mustafa Kemal Paşa’nın kurduğu yeni Türkiye kadar takdire şayan değildir.
Mustafa Kemal, zamanımızın diğer liderlerinden çok üstünde bir şahsiyettir. Enerjisi ve idarecilikteki başarısı ile daha birkaç sene evvel, Paris’te Türklerle Avrupalılar arasında cereyan eden sulh müzakeresi neticesinde saraya girmiş ve bu büyük zaferleri Mustafa Kemal kazanmıştır. Eğer hilafet askeri talimatında bir hata varsa Atatürk’ün bu hataları tam bir esas haline getirerek kurtarmış olduğu ihtilafları asalet askeri hükümlerde değil, tam bir tezahürle tatbik etmişti.
Mustafa Kemal birkaç sene içinde eski sistemi yıktı. Bir milletin kadınlarını tamamen modern hayat yolunda çıkarmayı başardı. Bu kanuncu adam aynı zamanda askerliğinin de ötesinde milletin iyi bir komutanı olarak kalacaktır.
Mustafa Kemal, memleketin başından attığı halifeliğin yerine hemen milletin bir unsuruna verilmiş olan saray hilafeti ile mücadele etmişti. Halifeliğin kaldırılması ile Papalığı bertaraf etmişti. (Mustafa Kemal bu hareketin içinde Papalığa karşı büyük bir mücadele ederek, Müslüman dünyasında da fevkalade bir yer kazandı.)
Kemal Atatürk, millet için tarihî ve millî bir inşaat yarattı ve Türkiye’nin refahını ilân etti. Halifeliğin kaldırılması ile bütün İslam âleminde diktatörlük gibi saltanat mevkileri kaldırılarak, milletlerin daha hür olanlarından bahsetmeye başladı.