PKK terör örgütünün gündüz gözüyle yol kestiği, karakol baskınlarının arttığı terörün giderek tırmandığı 1993 yılında Hakkari’ye giderek terör örgütünü dize getiren komutan olarak tanınır Osman Pamukoğlu…
(Sözcü’den Hande Zeyrek’in röpörtajı)
Bölücü örgüt PKK’nın dağ kadrosunu yarıya indiren operasyonların başında değildi sadece çatışmalara askerleriyle birlikte omuz omuza katıldığı için tüm askerler ‘Efsane Komutan’ ismini verdi. 1990’lı yıllarda gazetelerde üst üste beş altı gün manşet olduğu bile görüldü. 43 yıl giydiği üniformasına sayısız üstün cesaret ve hizmet nişanı ekledi. Tümgeneral olarak emekli olduktan sonra büyük ilgi gören kitaplar yazdı. Hak ve Eşitlik Partisi’nin kurucusu ve onursal başkanı olan Pamukoğlu, ‘Zeytin Dalı Harekatı’yla ilgili çarpıcı tespitlerde bulundu. “Askerin başında kim olduğu, tabur ve bölük komutanı bunlar motivasyon için çok önemli. Bizim asker, komutanının kendisini içinde bulunduğu tehlikeden daha tehlikeli bir yerde olduğunu hissederse yapamayacağı hiçbir şey yoktur” diyen Osman Pamukoğlu şöyle konuştu:
ABD’nin, “30 bin kişilik sınır muhafız gücü” kurulması planının sadece Suriye ile sınırlı olamayacağını öne süren Pamukoğlu, “Bana göre bu bir zincir. Menbiç’ten başlayıp Türkiye-Irak-İran sınırına kadar gidiyor” dedi.
– Afrin Harekatı için “Geç kalınmış bir operasyon” dediniz. İlk adım ne zaman atılmalıydı?
Geç kalmaktan kastım daha fazla tahkimat daha fazla savunma gücü, savaş hazırlığıydı. Teröristler arazi olarak kendilerine avantaj sağlayacak yerleri seçmişler. Bir de o araziyi siz saldırırken sizi engelleyebilecek şekilde kuvvetlendirmişler. Silah sistemlerinizin etkisini azaltacak tedbirler almışlar. Bu birden bire olmaz. 2004’lerde başlamış. Araziyi kendilerine faydalı hale getirmişler. Bundan 2 yıl önce bu operasyonu yapsan bu kadar tahkimatla karşılaşmazdınız. Beton kuleler yapmışlar. Sığınaklar vs. Buna bir zaman gerek.
AMANOS’TAN GELİYORLAR
– Terör örgütünün bu hazırlıkları görülmedi mi?
Mümkün değil. Oradan üç köylü gelse o bile anlatır. Bekleme nedeni politik. Bu tip bir harekata yabancı hükümetler ve onların kamuoyunun da hazırlanması lazım. Adana Kitap Fuarı’na gittim. Üniformasız askerler de geldi kitap imzalatmaya. Sordum “Amanos’ta ne oluyor?” diye. ‘Temizliyoruz arkasından yenisi geliyor’ dediler. Yenisi nereden geliyor? Afrin’den. Yurt içinde yapılan bombalı eylemlere bakıyorsun birçoğu burada yetiştirilmiş. Afrin’de eğitiliyor. Amanos’un üzerinden Hatay’a çok rahat giriş yapıyorlar.
ABD ORDULAŞTIRDI
– Terör örgütünün büyümesi ve uluslararası arenada kabul görmesi için ne diyeceksiniz?
Uluslararası arenada baştan beri kabul görüyorlar. Amerika bunları ordulaştırdı. 30 bin 40 diye duyduk. Normalde zaten bunlar bir arazi tutmazlardı. Bu tip örgütlerin araziyi tutma ele geçirme gibi bir durumları yoktur. 1992 yılında Kuzey Irak’a harekat yapın, 30-35 bin asker neredeyse 300 kilometreye yakın cephe yapın, yine de esas kuvvetlerini sizin karışınıza çıkartmaz. 1995’te yapıldı gene çıkartmadı. Çekilir, muharebeyi kabul etmez. Burada ediyor çünkü böyle bir siyasi faaliyetin sonunda ordulaşma cepheleşme ve devleti kurma vardır. Amerika bunu Fırat’ın batısında Menbiç diye bir parça var oradan itibaren yaptı.
KANDİL’E RAPOR GİDİYOR
– Türkiye bu tehdit karşısında nasıl bir yol izlemeli?
Türk askerinin geleneksel disiplin kültürü bu işi bitirir. Bu iş bitecek. Sınırın hemen altındaki özel kuvvetli arazilere mevziler yaparak kendine bir savunma düzeni kurmuş. Bu düzen çöktükten sonra altı zaten güney ve burası bir kent. PKK’nin 8-10 bin gücü var deniliyor. Esas mesele onları kim idare ediyor: Kandil. Afrin’deki harekat PKK’nın hangi adamı varsa o adam günlük olup biteni her gün Kadil’e rapor ediyor. Bu rapor Amerika’ya da gidiyor. İkisi de düşünüyor. Afrin’de sokak muharebeleri yapalım mı? Yoksa çekilelim mi? Amerikalı bir general dedi ki ‘Sakın Menbiç’ten orayı takviye etmeyin’ Bu ne demek? 30-40 bin kişilik dediğiniz ordudan takviye almayın. “Afrin’i Afrin’dekiler savunsun. Fırat’tan kuvvet kaydırmayın oraya” diyor.
SONRASI ÇOK ÖNEMLİ
– Afrin Harekatı ne kadar sürecek?
Membiç’ten başlayan bir zincir. En doğudaki Suriye topraklarını geçiyor. Kuzey Irak topraklarına geliyor sıfır noktasında gidiyor.TÜRKİYE KARTAL GİBİ
– ABD’ye karşı en büyük silahımız üsler mi?
Coğrafi gücümüz ve yurtseverliğimiz. Suriye ve Irak topraklarına kanatlarımızı açmış gibi yukarıdan bakıyoruz. Arkamızda Anadolu var. Kuzeyinde Karadeniz’in yarısı bizde. Doğu Akdeniz harekat olarak en kıymetli yerdir. Ege kıyıları sizde. Limanlar sizde. Bu kadar coğrafi güç birkaç ordudan daha muhteşemdir.
PKK İLE MÜCADELEDE AKLA GELEN İLK İSİM!
“Hakkari’deki görevimde 778 gün kaldım. Neden gün söylüyorum ama orada saatlerin bile önemi vardı” diye anlatmaya başladı Pamukoğlu ve şöyle devam etti: “O 778 günde askerler gelip gidiyor. Terhisler oluyor yenileri geliyor. 3 yılda 55 bin asker, 8 bin subay astsubay teslim ettim. Gerek yurtiçinde gerek Kuzey Irak’taki PKK kamplarında operasyonlar yaptık.
‘Efsane’ kelimesi birinin isminin önüne konulmuş falan değil. Oradaki genç askerlerin içinden yüreğinden gelerek söyledikleri bir söz. Kaldırmak isteseniz kalkmıyor. O yıllarda rahmetli gazeteci Yener Süsoy 5-6 gün manşetten efsane ismiyle haber yapmıştı. Arayıp şu efsane yazısını kaldır dediğimde ‘Paşam bizlik bir şey değil konuştuğumuz bütün askerler aynı şeyi söylüyor. Neden sizi rahatsız ediyor ki ” dedi.” Peki o dönem başarının kilit noktası neydi? Pamukoğlu, bu sorumuzu da şöyle yanıtladı: “Bugün PKK’nın Şemdinli ve Siirt baskınlarının üzerinden 34 yıl geçti. İlk başlarda PKK nedir ne değildir amacı ne bize karşı nasıl bir propaganda yürütecek tam tespit ve teşhis edilemedi. Yıl 1993… Hakkari’de o zaman 44 karakol vardı. 28’i basılmıştı ve bazıları birden fazla. O dönemde gittim Hakkari’ye. Bingöl’de sivil kıyafetli silahsız 33 askerin şehit edilmesinin ardından kuvvet komutanları çağırdı beni. Şark görevim falan yoktu. Ama gittim.
ÇANAKKALE RUHUYLA
Gördüğüm şuydu; teröristler gündüz gözüyle 6 kez yol kesiyorlardı. O dönemde böyle 13 il vardı mücadele edilen. Sembol muharebelerimizden olan Çanakkale ruhundan farksızdı. Askerin başında kimler olduğu, tabur ve bölük komutanı bunlar motivasyon için çok önemli. Eğer bizim asker, komutanının kendisini içinde bulunduğu tehlikeden daha tehlikeli bir yerde olduğunu hissederse yapamayacağı hiçbir şey yoktur. Onunla yan yana omuz omuza çarpışacak.
Afrin’e gitme sebebimiz meşrudur. Ama ne kadar hakkımız desek de batıda bir ön yargı var.”
OSMAN PAMUKOĞLU ZAFERİN ŞİFRESİNİ VERDİ:
“BİRLİK OLMADAN ZAFER OLMAZ”
Osman Pamukoğlu “Sınırımızdaki bu tehlikeye karşı nasıl önlem alınmalı?” sorumuza şu yanıtı verdi: “Bir davranış göstermek zorundayız. Tavırdan kastettiğim diplomatik söylemler. Hareket yapacaksınız. Ben Amerika’nın buradan sırf diplomasi dili ve manevralarıyla çıkacağına kanaat getiremem. Çünkü Rusya gelmiş Doğu Akdeniz’e yerleşmiş. Amerika oradan çıkıp gidecek bu mümkün değil. O süper güç diye ne istiyorsan verelim söz konusu olamaz. Burada kesinlikle bir faktör var. Birlik olmadan zafer olmaz. Tarihte örneği yok. Particiliği bir kenara bırakacaksınız.” Efsane Komutan şöyle devam etti: “Dışarıdan ‘Türklere siyaseten ikiye bölünmüşler’ olarak bakılıyor. Amerika ile yapılacak gelecekteki mücadele ki bu kaçınılmaz, Amerika oradan gitmez, onun yanında İsrail duruyor. Gün birlik olma günü. Sözde kalmamalı bazı şeyler. Davranış göstermek zorundayız. Menbiç kanburunun oradan alınması gerek. İlk yapılacak iş budur. Türk Ordusu bunu yapar ama tavır da önemli. İki ülke arasındaki ikili anlaşmalar var üstlerin kullanılması şart. Satrançta şahsa şah, kale ise kale.”