1. Haberler
  2. 3. SAYFA
  3. Dört duvar arasının ve çıkmaz sokağın romanı

Dört duvar arasının ve çıkmaz sokağın romanı

Dört duvar arasının ve çıkmaz sokağın romanı
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

SEDAT PALUT/ İSTANBUL

Komşumuz olmasına rağmen Yunan edebiyatı ile mesafeliyiz. Tarihsel gerçeklikleri bir yana bırakırsak bu kadar iç içe geçmiş iki toplumun edebiyat eserleriyle birlikte yeniden bileşebilir, kaynaşabilir.  İki ülke edebiyatçılarının eserlerinin çevrilmesi, sanat festivallerin yapılması, yazarların karşılıklı ziyaretleri komşuluğu mutlaka besleyecektir. Nikos Kazancakis’in çok bilinen romanları dışında yakın zamanda yıldızı parlayan Dimitris Sotakis ve Vangelis Hacıyanidis’in eserleri Türkçeye çevrilmeye başlandı. 

Vangelis Hacıyanidis Yunanistan’da önemli bir romancı olduğu kadar, başarılı bir tiyatro yazarı. Oyunculuk da yapan yazarın, ilk romanı olan ‘Dört Duvar’ 2001’de ülkesinde ‘en iyi yeni yazar’ için verilen Diavazo Ödülü almasını sağlamış. Yazarın tiyatro oyunları Türkiye dahil birçok ülkede sahneleniyor. Vangelis Hacıyanidis’in ‘Dört Duvar’ adlı romanı yakın zamanda kültür hayatımıza dahil olan Kıraathane Kitapları arasından çıktı.  

Yasemin Aydın’ın orijinal dilinden çevirdiği roman, zamanı ve ismi belli olmayan bir Yunan adasında geçiyor. Kendi halinde balcılık yapan Rodakis, bir gün kapısını çalan keşişlerin isteğini kırmayarak evlerinden kaçan anne-kız (Vaya ve Roza) için evinin kapısını açar. Rodakis sessizce hayatına devam ederken, aynı evde yaşamalarına rağmen ilk başlarda hiç görüşmediği Vaya ile zamanla iletişim kurar. Rodakis, Vaya’nın kızı Roza ile ilgilenmeye başlar. Toplumdaki dedikoduların artması üzerine kızı nüfusuna bile geçirir. Fakat bal üzerine deneyler yaparak onun tadını artırmanın yollarını arayan Rodakis’in zamanında evine kabul ettiği bu aile ile ilişkileri farklılaşır. Rodakis, aileyi tanımakla birlikte kendini ve yaptığı işi sorgulamaya başlar. Bu arada bal ile ilgili çalışmalarının olumlu sonuç vermesi ile birlikte adalılar, keşişler de dahil balın peşinde koşmaya başlar. Keşişlerin balın peşine düşmesi, bu konuda para kazanma isteğini vurgulaması, yazar Hacıyanidis’in hayatında ilginç bir anı yaşamasına vesile olmuş. Kıskançlık, hırs, kaçış ve hapishane kavramlarını merkeze alan ‘Dört Duvar’, insanın çıkmaz sokaklara girdiğinde nasıl davrandığını, karanlık yanlarının ne olduğunu okurla tartışıyor.  

Hacıyanidis, kitabın editörü Nilüfer Kuyaş ile yaptığı röportajında şu ifadeleri kullanmış bu konu ile ilgili olarak: “Rahip olan bir arkadaşımdan böyle bir eleştiri aldım. Bana gelip derhal günah çıkartmamı, sonra da yazı yazmayı bırakmamı söyledi. Çünkü manastır ve din adamları hakkında yazdıklarımla, dine küfretmeye tehlikeli bir şekilde yaklaştığım kanısındaydı. Hâlbuki benim için romandaki manastır sadece bir sahneden ve dekordan ibaret. Din adamlarının nasıl düşündüğünü veya davrandığını anlatmak gibi bir amacım kesinlikle yoktu” diyerek sanatsal işlevin gündelik hayatın bazı pratiklerinde nasıl karşılık bulduğunu ifade etmiş. Buna benzer bir süreci Nikos Kazancakis de yaşamıştı. 

Bal romanda önemli bir yer tutuyor. Birleşmiş Milletler ’in raporunda 2019’un sonuna kadar arıların yüzde 40’ının öleceğinin belirtilmesi ve çevre bilimcilerin bu konuda çeşitli uyarılarda bulunması ile Hacıyanidis’in bu mevzuyu gündemde tutması oldukça önemli. Yazarın bal ile ilgili düşüncelerini yine aynı röportajda şöyle dile getirmiş: “Bal önemli bir iksir. Adeta mitolojik bir şey. İnsana ilham veriyor. Böceklerin ve bitkilerin ürünü olması, nefis bir tadı ve iyileştirici özellikleri olması, asla insan tarafından üretilemeyecek olması, balı büyülü yapan şeyler. Bal, doğanın sahip olduğu gücün sembolü.” 

19-07/01/ki.jpg

Hacıyanidis kiliseyi bir dekor olarak kullandığını belirtmekle birlikte adayı ve Yunanistan’ı da romanında aynı şekilde kullanmış. Karakterler Yunan olmakla birlikte dünyanın herhangi bir yerinde karşılaşacağımız evrensel özelliklere sahipler. Karakterlerin tipik Yunan olduğunu söyleyemeyiz. Tüm kahramanların ortak bir özelliği var. O da içinde bulunduğu durumda sıkışmış ve kuşatılmış olmaları. Bu, yazarın kahramanlar üzerindeki gücünü artırmış, romanda onların psikolojisini okura daha yakından sunmak için fırsat vermiş. Kahramanların içinde bulunduğu bu kuşatılmışlık durumu romanın psikolojik olarak daha derinleşmesini sağlamış, bir büyüteçle onları incelemiş. Yazar kahramanlarının gündelik hayattaki gölge yanlarını merkeze almış romanında. Yazarın zamanı ve mekânı muğlak bırakmasının okurun hayal gücünü harekete geçirdiğini söylemek mümkün. 

 

0
kat_l_yorum_1
Katılıyorum +1
0
hatal_d_n_yorsun
Hatalı Düşünüyorsun
0
bilgi_in_te_ekk_r
Bilgi İçin Teşekkür
0
_a_rd_m
Şaşırdım
0
kat_lm_yorum_-1
Katılmıyorum -1
Dört duvar arasının ve çıkmaz sokağın romanı
Yorum Yap

Türkiye Aktüel Haber Bültenine Ücretsiz Abone Olabilirsin

Yeni eklenen makalelerimizden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini şimdi başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Türkiye Aktüel ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!